başlıksız bi yazı yazdım

önyazım da yok...

Haberin Devamı

Uzun zamandır buraya bir "makale oluştur" hakkımı kullanarak bir şey yazmadım. Hatta hurriyet.com.tr yazısı da yazamadım. Sadece Pazartesi-Cuma Kelebek yazılarımı yazıyorum. Bu yaz da böyle oldu... Bütün bunların nedeni, inandığım şeyler için zaman değerlendirmekten. Kaybetmekten değil bakın, ne güzel bir şey dedim.

Yarın, 13 Ağustos 2015 yaşgünüm. 43 yaşıma giriyorum. Ancak yarın, kendime özel, ailemle bana ait, sosyal medyasız, gazetesiz, internetsiz bir zaman geçireyim dedimse de, çok önemsediğim OLİMPİK ANNELER konusunda konuşma yapmak için P&G ailesi ile İstanbul'da buluşacağım...

Bu yüzden, içimden gelenleri bola döke bugün paylaşayım dedim. Önce facebook'da yazdım. Baktım kesmedi yazdıklarım, e ben bunu nasıl hem twitter hem de Instagram'da paylaşıcam ki, derken, tabi ki burası geldi aklıma.
Utanmazca içimden geçenleri sadece ailem, arkadaşlarım değil, beni hiç tanımayan Hürriyet Okuru veya ne bileyim işte geçerken uğramış birileri de okusun istedim.
Levent Yüksel çalıyor kafamda, Dedikodu.

İsteyen dilediğini düşünebilir hakkımda. "Geç bunları anam babam, geç.. bir kalemde geç...bilirim ben yaptığımı" diyor şarkıda...

Facebook'da yazdıklarımı ellemeden, aynen kopyalıyorum buraya.

Kalbimden, içimden geldiği gibi. Tüm açıkkalpliliğimle, sonsuz umudumla... Buraya yazdıklarımın hep çok büyük kelebek etkisi oldu. Bunu okuyanlardan 1 kişi, sevdiği o şeyi yapınca, kelebek etkisi olacak yine.. Sırf bu yüzden.. incelikler yüzünden... her şey çok sevmekten diyen Cem Adrian yüzünden...

Yonca
"hayat aşkına"
******

Çok sevgili arkadaşlarım, ailem... Hayatımın bir yerinde bir yerde kesiştiğim, tesadüf ettiğim, tanıştığım, konuştuğum güzel insanlar. Burada saçma sapan bir "arkadaşlık teklifini kabul et-etme" butonu ve kısıtlamalı sayılar yüzünden "arkadaş" olduğum olamadığım herkes... "Facebook kim yahu?" diyorum, bana kabul et diyor, etme diyor sinir oluyorum. Çok sayıda arkadaşın olunca, artık kişisel sayfan olamaz, illa ünlü bilmem kim sayfası olacan diyor, beni dünya ile arkadaş olmak yerine, ticari reklamlı kişi haline getiriyor kıl oluyorum... Ama kıl olduğumun sosyal medyası bana bir o kadar da güzel şey kazandırıyor. Tam bir Yin/Yang olayı. Her iyide bir terslik, her terslikte bir iyilik olayı. Yarın Doğum günüm. Anam Babam sağolsun. Kardeşim sağlıkla her daim yanımda varolsun, ikimize hayat vermişler, doğmuş olmayı istemişiz ki, bizi duymuşlar, birleşmişler.

Daha şimdiden mesaj yollayan var, yarını bekleyen var. Hepinize şimdiden önceden erkenden teşekkür ederim. Bu duvar yazılarına yetişemeyince kahroluyorum çünkü. Çok şanslıyım. Bunu bugün yazarken "ulen kendini ne beğenmişsin" derler mi dedim ama, değil, beğenmişlik değil. Sadece herkese telefonla cevap veremediğimde, istemeden kırabileceğime üzüldüğümden, üzülmek istemediğimden, üzmek istemediğimden yazıyorum. Ne olur, bana hediye filan almayın bir de! İncik cincik o bu şu artık hiçbir şey istemiyorum. Bahçede ağaca çiçeğe de yer kalmadı yeminle :)

Ben sizden istediğim şeyi biliyorum! Onu da zaten açık açık herrrr yerden avaz avaz duyuruyorum zamanı gelince. Bana arıları kurtarmam için destek verin. TOG ile Anadolu Arıları projeme bağış yapın diye zamanı gelince mail atıcam, burada yazıcam, köşemde yazıcam o zaman içinizden gelirse ona bi şey yaparsınız. Yapmazsanız da sıkıntı yok. Başka bir şey isteyeceğim sizden. Sizin için önemli olan, ÇOK SEVDİĞİNİZ BİR ŞEYİ KENDİNİZE İYİ GELSİN diye yaparsanız, ve bunu burada bana açık açık yazarsanız, o da bana en büyük armağan olur! Örnekler mi? Örnek1: Yonca, gittim dün kendime en sevdiğim yerde bi sade kahve ısmarladım, oturdum ööööyle boş boş durdum, bi iyi geldi sorma. Örnek2: Hep düşünüp gidemediğim bir yer vardı, dün köpeğimle oraya gitme kararı aldım, bileti aldım, gidiyorum Yonca! Örnek3: Hayatım boyunca hep kek pasta yapmak istedim, konu komşuya yapıp götürmeye karar verdim, yaptım Yonca! Örnek3: Yonca ben arıları filan bilmem, ben otistik çocuklar için bir şey yapıyorum. Örnek4: Bizim sokaktaki kedi köpekleri seviyorum, onlara yemek alıyorum. Örnek5: İnci Kefalinin nesli tükeniyormuş, onlara destek olucam. Örnek6: Spora başladım Yonca, her gün takla atıyorum! Neyse o spor sevdiğin don paça onu yap. Örnek7: Gönüllü olmak isterdim, en sonunda gittim görme engellilere kitap okuyorum oh be Yonca. Örnek8: Yonca oturdum, bizim mahallenin çöplerini topladım dün, beni görenler yanıma gelip destek verdi. Haftada bir toplayacağız sinir yapmadan, sitem etmeden. Çöpler kalmayana, geridönüşüm oturana kadar devam kararı aldık... gibi gibi şeyler istiyorum ben arkadaşlarımdan!

Sizlerden dileğim kendiniz için SEVDİĞİNİZ BİR ŞEY YAPMANIZ!

Başka bir şey dilemiyorum, istemiyorum!

Hepinize, hayatımda olduğunuz için (iyi günde kötü günde, anlaşamadığımız günler dahil!) her daim şükrettiğimi bilin istiyorum! Sizleri çok seviyorum! Ya bi de kendimi çok seviyorum.. Bi de kocamı ve çocuklarımı pek çok seviyorum.. ailem zaten biliyor moleküllerini seviyorum her birinin.. kedimizi köpeğimizi, cırcırları, eşekleri, böcekleri, kuşları, çok korktuğum şeyleri, hiç bilmediğim canlıları, ağaçları, gökyüzünü, yıldızları, sanatı, sanatçıları, sporu, sporcuları, kayrak taşlarını, ve bu sıralama bitmeyecek diye krize girdiğim şu anı, bir şey unutmaktan çok korktuğum için susamadığım, kısa kesemediğim kalbime bedenime büyük gelen, benden taşan duygularımı seviyorum.... Ay tıkandı nefesim.. kestim kaçtım tamam of...

Yazarın Tüm Yazıları