Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

İş güç duası

İstediğim kadar özgür uçabildiğim...Ne istersem giyebildiğim...

Haberin Devamı

İstediğim kadar özgür uçabildiğim...
Ne istersem giyebildiğim...
Ne zaman istersem gidebildiğim...
Nereden istersem çalışabildiğim...
Her an müzik dinleyebildiğim...
Hiç durmadan hayal kurabildiğim...
Hiç aksatmadan yazabildiğim...
Hiç kopmadan bağlanabildiğim...
Hiç durmadan düşünebildiğim...
Uzuuun uzuuuun derinlere dalabildiğim...
Her yerinde mavi çamlar görebildiğim...
Ara sıra bahçesindeki ağaçtan “yeşil zeytin” düşürebildiğim...
Bol bol oksijen alabildiğim...
İçinde hiç sinir olmadan, kendimi kasmadan, zorla sevmek zorunda olmadan, performans diye ensesine yapışmadan, hedefler koymadan, işten çıkartmak zorunda kalmadan...
Yaşayabildiğim, paylaşabildiğim insanların olduğu...
Yerin, göğün, her şeyin, herkesin istediği, hayalindeki renkte olduğu...
Kedi-köpek ve benzeri evcil veya evcil olmayan hayvanların sığınıp barınabildiği...
Penceresi-balkonu kossskocaman...
Her daim havası terrrrtemiz olan...
Yerleri halı yerine gerçek ahşap olan...
Yani, bastım mı yere, ses çıkaran zemini olan...
Bahçesinde asılı ve beni hep boş bekleyen, icabında, salına salına uyuyabildiğim hayalci bir hamağı olan...
Çocuklarımın alakasız saatlerde özgürce yanıma gelip gidebildiği...
Kazandığım para ile tüm okul ve ihtiyaç masraflarını karşılayabildiğim, arabamın ve evimizin de bize ait olabildiği...
Can çekince arkadaşımla Türk kahvesi içebildiğim...
Sohbet ve iyi niyetli dedikodu edebildiğim...
Derken aklıma geleni alt bant geçebildiğim...
Hop kalkıp dans edebildiğim...
Açık seçik neşeliyim diye nazar korkusu yaşamadan bağırabildiğim...
Sevinçle “Buldum!” çığlıkları atabildiğim...
İcat yapabildiğim...
Bol bol bahçesinden roka-nane koparıp yiyebildiğim...
İçimden geçen şakayı yapabildiğim...
Ve sırf bu yüzden “Deli mi ne?” denilmediğim...
Zıp zıp zıplayabildiğim...
Mutfağından kalorisi olmayan her türlü yemeğin taştığı, kalorisi olanların da kimseye kilo yapmadığı...
İçi dışı missss gibi yasemin kokan...
Bir işim ve yerim olsun!
Olsun ki...
Ben yazdıkça HAYATTA yer eden...
Ve her gün SANA teşekkür eden...
Bir kulun olsun.
AMİN.
Yonca
“kul”

Haberin Devamı

Hayalci dip not: Bu benim iş-güç duam. Diğerlerini de sırasıyla ara sıra paylaşacağım. Ya bu duam kabul olursa? Ne güzel olur ama.... Nasıl olsa, hayallere inanması ve uğrunda duası bedava. İnana inana gerçek olacak ben biliyorum, gülmeyin bana.

Haberin Devamı

Şimdi gerçekler 

Bu yazıyı 20 Haziran 2007’de hurriyet.com.tr’de yazmışım.
O zaman yazarken ne halde olduğumu ne siz sorun, ne ben hatırlayayım.
Okurken hatırladım. Fena...
Bu yazıyı yazdıktan 5 sene sonra kurumsal hayattan istifa ettim. İstifamın üzerinden de 3.5 sene geçti.
Yazdıklarımın çoğu gerçek oldu. Özü gerçek oldu.
İnsan gönülden istediği şeyleri bir şekilde dile getirir ve uğrunda çalışırsa, o hayallerin gerçekleşeceğine inanıyorum.
Süreç kolay olmadı. Ama bu yazıyı yazarken yaşadığım zorluklarla kıyas götürmez.
Bütün süreci, çabasını, endişesini, kaybettiklerimi, kazandıklarımı düşünüyorum şu an... Kaybettiklerim genelde maddiyata bağlı ve olmasa da olur şeylermiş.
Kazandıklarım?
Sağlığım. Huzurum. Yaşadıklarım. Hayatım.
Bunlar; olmazlarsa olmaz şeyler. Net.
Eğer içinizde gönlünden geçeni dile getirmekten bile endişe eden birileri varsa... Korkmayın demek istiyorum yıl bitmeden.
Yazın, söyleyin, çizin, resmedin, fotoğrafını çekin, hayal edin...
Kısmayın sesinizi.
Tutmayın onu gizli saklı.
Özgür kılın o sesi. Uçsun göklere...
Ki size cevap versin rüzgar gibi.
Yonca
“avaz avaz”

 

Yazarın Tüm Yazıları