Kalabalık ve kör-sağır vicdanlar

BİR kafede çalışan 29 yaşındaki C.G. evine dönerken aynı yaştaki bir adamın saldırısına uğruyor. Adam bıçaklamaya başlıyor kadını... Genç kadın bağırmaya, mahalleyi ayağa kaldıran çığlıklar atmaya başlıyor.

Haberin Devamı

Saat 03.15... Çevredeki 10-15 katlı apartmanlarda ışıklar yanıyor, perdelerin ardında karaltılar seçiliyor.
Birisi balkona çıkıp bağırınca, uzaklaşıyor saldırgan...
Ama apartmanlardaki ışıklar sönünce yeniden geri geliyor. Ve C.G.’yi yeniden bıçaklıyor.
Yere düşen kadın yeniden çığlıklar atıyor; “Yardım edin, ölüyorum...”
Ardından ayağa kalkıyor, sendeleyerek, karnını tutarak yürümeye çalışıyor.
* * *
Saat 03.35... Saldırı, çığlıklar, 20 dakikadır sürüyor...
Ve adam, sürünerek evine gitmeye çalışan genç kadını üçüncü kez yakalıyor.
Çığlık çığlığa, bitmek bilmeyen haykırışlarla yardım isteyen kadını üçüncü kez bıçaklıyor...
Can çekişen kadına tecavüz ediyor
ve cüzdanındaki 80 lirayı alıyor.

35 DAKİKA DUYULAN ÇIĞLIK

Saat 03.50’de “işini” bitiriyor saldırgan... 35 dakika boyunca duyulan kesintisiz çığlıklar eşliğinde...
Polis ilk ve tek ihbar telefonunu, olaydan anca bir saat sonra alıyor.
Olay yerine geliyor, ama C.G. çoktan ölmüş.
* * *
Polisler çevredeki apartman sakinlerini dolaşıyor, görgü tanığı arıyor.
Ama bir tane bile tanık yok!
Hiç kimse ne bir şey duymuş, ne de görmüş...
Bir süre sonra vicdan azabına dayanamayan bir tanığın ifadesi, gerisini çorap (vicdan) söküğü gibi getiriyor...

Haberin Devamı

EN AZ 38 “KOMŞU” TANIK...

Olaya en az 38 kişinin tanık olduğu yeniden alınan ifadelerle resmen ortaya çıkıyor.
Ama hepsi evlerine gelen polislere ilk ifadelerinde şöyle şeyler söylemiş:
“Evde değildim, mevsim kış olduğu için pencereler kapalıydı, uyuyordum, ilaç almıştım, TV izliyordum, hiç bir şey duymadım, görmedim”...
Kalabalık ve kör-sağır vicdanlar
New York’ta yarım asır önce, 13 Mart 1964’de öldürülen genç kadının ismi Catherine Genovese...
Kamuoyunda infial yaratan saldırının, bu “inanılmaz ama gerçek” duyarsızlığın ardından, ABD’liler Catherine’e “Kitty” lakabını takıyorlar.
Kitty’nin katili Winston Moseley yakalanıyor.

IŞIKLAR SÖNÜNCE DEVAM ETTİM

Daha önce iki kişiyi daha tecavüz ederek öldüren katilin gazetelerde yayınlanan ifadesi bir kez daha tüyleri ürpertiyor.
Ve tanıkların -yaşadığı/yaşamadığı- vicdan azabına bir bıçak daha saplıyor:
“Apartmanlardaki komşuların bizi gördüğünü fark ettim, aslında çekip gidecektim, ama hepsi pencerelerini kapattılar, uyumaya gittiler, ben de rahatça işimi gördüm...”

Haberin Devamı

MANŞET: BİZ NASIL İNSANLARIZ?

Katil işini, en az 38 kişinin gözünün önünde tam 35 dakikada görüyor.
Ve manşet 27 Mart’da The New York Times’dan geliyor:
“Biz Nasıl İnsanlarız?”
* * *
Bu inanılmaz trajedi, 2009’da Goncourt ödüllü yazar Didier Decoin’nın “Kadınlar Böyle mi Ölür” romanına konu oluyor sonra.
Romandan sinemaya uyarlayan Lucas Belvaux’nun “38 Şahit” filmini de izledim.
İzlerken, Taksim Gezi olaylarında ölen, yaralanan, saldırıya uğrayanların ailelerin, yakınlarının “şahit-görgü tanığı” arayışları çıkmadı aklımdan.

TANIKLAR 7 HAFTA SONRA ÇIKTI

Ben, iki yıl önce, 19 Temmuz 2013'te köşemde, Kitty vahşetine tanık olan en az 38 kişinin polisi bile aramadığını yazarken...
Aynı gün, Eskişehir’de 2 Haziran 2013’te dövülen ve 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz’da ölen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın insafızca dövülmesini gören (izleyen) yeni tanıklar çıkmıştı!
Yani, olaydan tam 7 hafta sonra...

Haberin Devamı

HERKES DUYDU, BÜTÜN MAHALLE...

38 Şahit filminin başrol oyuncusu da defalarca bıçaklanarak öldürülen, çığlıklarıyla mahalleyi ayağa kaldıran Kitty’nin katline tanık olur.
Ama ilk ifadesinde “Evde değildim” der.
* * *
Vicdan ağır basınca, ikinci ifadesinde duyduğu çığlıkları şöyle anlatır:
“Heryeri, duvarları, betonu, pencereleri delip geçen çığlıklar... Ellerimle kulaklarımı kapattım, ama ellerimi bile delip geçen çığlıklar...
Kafama işleyip, kafatası kemiğimi, beynimi parçaladı, tıpkı bir kurşun gibi...
Ama hiçbir şey yapmadım, öylece durdum. Damarlarımdan kan akmıyormuşcasına...
Tek kişi değildim. Herkes duydu, bütün mahalle...”

SAVCI: KORKAKLIKTAN MI DAVA AÇAYIM?

Haberin Devamı

Bir süre sonra olaya en az 38 kişinin tanık olduğu ortaya çıkınca savcı, bu durumu, daha doğrusu yasal açıdan “dumuru şöyle özetler:
“Hiç bir şey yapmayan tek şahide alçak denir, ama 38 kişi olunca, ‘herkes’dir. Korkaklıktan mı dava açayım?”
* * *
Ardından aynı yerde, apartmanlarda yaşayanların hepsinin gözleri önünde cinayet yeniden canlandırılır.
Olayı canlandıran kadın polis çığlık atmaya başlar, dakikalarca... Aynı yerde... Tanıklar bu kez “Çığlıklar daha güçlü, daha uzundu” diyerek katılır “canlandırma”ya...
Her şey olup bittikten sonra -vicdan sızlasa da- konuşmak kolaydır çünkü.
(DVD’den, internetten “38 Şahit” filmini izleyin... Michael Haneke’nin deyişiyle “Huzursuz seyirler...”)

Haberin Devamı

GENEVOSE SENDROMU (SEYİRCİ ETKİSİ)

Kitty öldürüldüğüyle kalmaz.
Bir kaç gün tepkiden sonra unutulmaz o vahşet...
Korkunç olay sosyal psikoloji literatürüne “Genevose sendromu (Seyirci etkisi)” olarak geçer.
Ve insanların çevrede başkaları varken bir olaya müdahale etmekten, hatta tanık olmaktan, “olaya bulaşmaktan” kaçınmalarını irdeler:
“Bir olayda seyirci sayısı arttıkça, sorumluluk paylaştırılır ve kişilerin yaşanan trajediye müdahale etme süresi de artar.”
* * *
Bizde neredeyse geleneksel olarak yerleşen, “Aman gidelim, bizi de şahit yazarlar, başımıza iş almayalım” durumudur da bir bakıma.
Hala ekranlardan görürüz; birileri önünde olan trafik kazasının cep telefonuyla videosunu çeker, ama ambulansın, polisin aranmasını başkasından bekler.
Yarın, önceki gün Hürriyet Sosyal’de paylaştığım ve kurban ile katilin gözlerinin “aynı karede” yer aldığı fotoğrafla devam edeceğim.

Kalabalık ve kör-sağır vicdanlar
NOT: Paylaştığım yazı, 18-19 Temmuz 2013’te Hürriyet Ankara Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları