Hamili fotoğraf sahibi yakinimdir

ÜNLÜLERİN ne yaptığını, kiminle, nerede, nasıl yaşadığını öğrenmek, magazinin oldum olası organik besini.

Haberin Devamı

Aynı zamanda insanın içindeki o merakı da besliyor.

Sosyal medya sayesinde, sadece ünlülerin değil başkalarının hayatını, kiminle, nerede, neler yaptığını, hatta ne yediğini-içtiğini öğreniyoruz epeydir.

Öğrenmek ne kelime, instagramla, selfieyle, fotoğrafla, videoyla bizzat görüyoruz.

Görmekle de kalmıyoruz, kendimizin ne yaptığını da başkalarına göstererek, karşılık veriyoruz:

“Ben de buradayım, şimdi şunları yapıyorum,  orada onlarlayım...”

* * *

Geçen yazımda değindiğim selfie de, bu konuda kullanışlı bir enstrüman.

Böylesine yaygın olması da normal.

Çünkü manzaraya dahil olma, “Ben de oradaydım” deme arzusu, hevesi yüz yıllardır var insanda.

Öyle engellenemezdir ki bazen... O şevk, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Niğde’de adaylarla çektirdiği fotoğrafın dışında/uzağında kalmamak için aradan kafasını uzatır.

Haberin Devamı

Hamili fotoğraf sahibi yakinimdir

Lakin “tanınmış kişi” ile aynı karede, “hamili fotoğraf sahibi yakinimdir” havasını yaratma hevesi, yorar, zorlar insanı.

Televizyon, sosyal medya sayesinde ünlülerin sayısı/ünlü olma hızı da arttığı için koskoca bir âlem çıkar önüne.

Birisiyle sarmaş-dolaş selfieni paylaşırsın binbir emekle, “Kim ki bu?” derler, şaşırırsın:

“Survivorda kolu kırılan filanın ex sevgilisi...”

O sezon bitince, eski siyah-beyaz fotoğraflardan daha çabuk solar “selfie”n.

Yine yollara düşersin...

* * *

Selfie bazı insanlar için bu iştiyakın en popüler buluşu.

Kendini gösterme, o fani suretini paylaşma, kendini başkalarıyla çektirdiği anlık karelerle bir nevi “baki” kılma özlemini karşılıyor.

Düşünüyorum da... Aile albümlerinde bazı büyükleri, akrabaları 1 tanecik solgun fotoğrafıyla “tanıdığımız” soyağacından geldik.

Albümden o flu silüeti, solgun karartıyı gösterip, “Bak, büyük ninem” dedik de... Bakanların bazıları “Bıyığı var sanki, büyük deden olmasın” karşılığını verdi.

Şimdi ise bir çok insanın her haliyle ilgili onlarca-yüzlerce fotoğrafı var.

Haberin Devamı

Yerken, içerken, gezerken, gülerken, ağlarken... Ve “yaratıcı”lığına bağlı daha neler neler.

* * *

Böylesi heveslerin mütemadi, abartılı şekilleri, yahut kadraja aldığı malzemeler bazen itici gelebiliyor tabi.

Ama diğer yönüyle selfie, fotoğraf makinesinin icadından bu yana var olan birlikte fotoğraf çektirme isteğinin farklı yansıması...

Fotoğraf makinelerine kendi kendine çekme zamazingosu eklendiğinde, o fotoğrafı çekeni, yanaklarındaki kızarıklıktan, koştur koştur gelip kadraja ilişmesinden anlardın.

Zira keyifli yahut kendince kıymetli bir anın toplu fotoğrafını kayda almak güzeldir.

Güzel, kıymetli “an”ları yakalamak güzel, çünkü.

O an, o güzel insanlar, yerler gelip geçtiğinde, bazen onu hatırlamak da...

Haberin Devamı

Bazı insanlar için de selfie, bu duygudan ibaret.

* * *

Eh, başka faydaları veya yan etkileri de yok değil.

En azından cep telefonunu uzatıp, “Bir fotoğrafımızı çeker misiniz” seromonisinden kurtarıyor insanı.

“Az iş” demeyin... Cem Yılmaz’ın bu mevzudaki parodileri, başlı başına bir film, roman olabilecek evsaftadır.

Yan etkisi Kıskanç eş-dostlar, evhamlı ebeveynler için bulunmaz nimet ayrıca.

Bahane ve yalanı da zorlaştırıyor.

Ana-babana, sevgiline-eşine “Şuradayım” dersen, “Selfieni çek yolla” münasebetsizliğini yaptıklarında, fotoğrafın şaşkın çıkar.

* * *

Teknoloji kullanım amacına göre yararlı ya da zararlı, hoş ya da abuk.

Selfie deyince de, “self”in İngilizce-Türkçe Sözlük’teki farklı karşılıklarını akılda tutmakta yarar var:

Haberin Devamı

“Öz, kendi, zat, benlik, kişilik, tabiat, karakter, menfaat, yeknesak, hep aynı, düz...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları