Erken bahar, kedi ve eski şarkılar

Mevsimlerin belki de en başedilmezi, en uçarısı olan bahara az kaldı. O şakacı 1 Nisan’a... Güneş, ışıltılı bahar makyajını çoktan yapmış. Kediler artık motorun sıcaklığını almak için kaputa değil, yavaştan arabaların tavanına uzanıyor.

Haberin Devamı

Yine geliyor bahar.
Ama bu bahar, kedilere her dem heyecanla kuyruk sallayan köpeğim Ugly yanımda olmayacak.
Boxerların en güzel gözlüsü, en bakışlısı, en iyi huylusu, kedisiyle, insanıyla, herşeyiyle dünyayla barışık olması, ona da ömür katamamış demek.
Erken bahar, kedi ve eski şarkılar
Gidenler, her bahara bir hasret yerleştirmeye başladı artık.
Yaş almak, böyle bir şey belki.
Müslüm Gürses de yok iki bahardır...
Albümünü yine bir baharda hediye etmişti oğlum.
Bahar her yıl azalan kokusuyla arabamın penceresinden içeriye sızarken, dinlemiştim:
“Birden gecem tutarsa /Güneşi çevir bana...”
* * *
Bahar günü uzatırken, geceyi de güzel kılacak.
Narsizme adını veren nergisin, yeniden doğuşu simgeleyen sümbülün, iğdenin baharatlı kokusunu, şarkılarını getirecek serin akşamlara...
Belki iki güzel insandan, ayrı ayrı gelecek “Sensiz Olmaz”ın -hafiten dalayan- ipeksi sözleri:
“Bir verdiysem iki almışım /Sensiz olmaz
Aşk bir dengesizlik işi /Sensiz olmaz, sensiz olmaz...”

* * *
Önce yeleği, yakasız gömleği, gitarıyla Bülent Ortaçgil’den dinleyeceğim.
Gözleri kapalı... Her notaya dokunacak yine, bazı notalara gülümseyecek.
Hayalet notalar geçecek, gitarından...
Ardındaki yaylı kuartet de gülümseyecek, şarkısı akıp giderken.
Tebessümle kutsayacaklar birbirlerini. Barışık...
* * *
Sonra Müslüm Gürses’in kendine has tarzıyla gelecek aynı şarkı.
Uyuyakalan bir çocuğu örter/sarmalar gibi gelecek.
Gürses’i sevmemenin, onu sevmekten daha kolay olduğunu düşüneceğim yine.
Şarkıları hem yaban, hem değil çünkü.
Ezgileri varoşlardan şehre inmiş ama, ne alt kültür gibi artık. Ne de popüler kültür.
Başka hep; bir başka yer, bir başka zaman kadar başka...
Uzaklığıyla da yakın, yakınlığıyla da uzak bazen.
* * *
Bahar yağmurları Ankara’nın kasvetli havasına başka bir tat katacak.
Çivi çiviyi, kasvet kasveti sökecek...
Yağmur, yıkadığı pırıl pırıl güneşi getirecek her sabah.
Belki Badem Ağacı yine yalancı bahara kanıp, erken açacak.
“Sen ağaçların aptalı /Ben insanların
Seni kandırır havalar /Beni sevdalar.”
(¹)
* * *
Biz de her bahar kanacağız.
Bilhassa o pervasız baharda boyun eğeceğiz, tekmil duygulara...
Dışarıdaki, ağaçtaki, bahçedeki o muhteşem koroya uyarak kıpırdayacak içerlerimizde bir şeyler.
O doğaya, o bahara karışmak, o manzaranın bir parçası, bir kuytusu olmak isteyeceğiz.
Kanacağız...
Çünkü mevsimler, hayatı bizden daha iyi bilirler.
Bakacağız bahara, kadir bilen bir derviş gibi mırıldanacağız:
““Bir verdiysem iki almışım...”
* * *
Yarın Muhterem bir hanımla devam edeceğim, bahar serenadıma...

Haberin Devamı

(¹) Aziz Nesin.


Yazarın Tüm Yazıları