Ankara ovasında 1. 2. 3. Su Muharebeleri

ANKARA ovasındaki 3. Su Savaşı’nı anlamak için, biraz geriye bakmak lazım. 1. Su Muharebesi, 2007’de yaşandı. “Susuz yaz”da “dönüşümlü 48 saat” olarak planlanan kesintiler, bazı ilçelerde 60 saate ulaştı. Başkan Melih Gökçek’in çözümü hazırdı: “Ankaralılar tatile çıksın. 50-60 bin kişi Ankara’dan ayrılsa biraz rahatlarız.”

Haberin Devamı

BİZ DEĞİL GÖKÇEK TATİLE ÇIKSIN

Yanıt muhalefetten, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’dan geldi:
“Ankaralıların değil de Sayın Gökçek’in tatile çıkması ve bunun olabildiğince uzun tutulması daha ucuz, daha sonuç alıcı ve daha hayırlı olacaktır.
Ve Birinci Su Polemikleri Şenliği başladı.

Ankara ovasında 1. 2. 3. Su Muharebeleri

İKİ AYAK KOVADA DUŞ ÖNERİSİ

Gökçek, 13 Ağustos 2007’de TV’de, “Ben duş yaparken iki ayağımı kovaya sokuyorum, kovadaki suyu da tuvalette temizlik amaçlı kullanıyorum” dedi.
Bu kez de yanıt, DSP Milletvekili Ahmet Tan’dan geldi:
“Bunu ben anlayamadım. Nasıl yaptığını televizyonda göstersin”...
Gökçek
’in Kanal 24’de “Gelsin özel bir organizasyon yapalım, Tan’a göstereyim” karşılığı, polemiğe tavan yaptırdı.
Tan da, “Gökçek, söyleyeceklerini ve göstereceklerini bana değil, parti üst yönetimine göstersin” karşılığını verdi.
* * *
Su tasarrufu “çözüm”leri ve polemikler, Başkan Gökçek’in “Tuvaletlerde rezervuarlardaki suyun miktarını azaltmak için, tuğla ve kola şişesi bırakmalarını öneriyorum...” sözleriyle devam etti.

Haberin Devamı

SUSUZ ANKARA’YI SELLER GÖTÜRDÜ

Polemik Şenliği, yoğun su kesintileri, susuzluk eşliğinde sürerken...
Bir gün arayla, Gimat ve Demetevler’de su boru hatları patladı.
Susuz Ankara’yı basan selle arabalar sürüklendi, işyerleri, dükkanlar sular altında kaldı.

Ankara ovasında 1. 2. 3. Su Muharebeleri

ANKARA İKİNCİ SU MUHAREBESİ

Yaşanan susuzluk felaketinin ardından, Kızılırmak suyu projesi hızla devreye sokuldu.
Ve Ankara İkinci Su Savaşları, bir yıl sonra 2008’de başladı.
Bu kez tartışmaların eksenine Kızılırmak suyundaki ağır metal, paçallama oranları, su analizlerinin zamanında ve düzenli olarak açıklanmaması tartışmaları, iddiaları yerleşti.
Ankaralıyı da yine bir sürpriz bekliyordu.
Gökçek Mayıs ayında açıkladı:
“Ankaralı 21 gündür Kızılırmak suyunu içiyor. Kimse de bunun farkına varmadı...”

Haberin Devamı

“ANKARALI KOBAY MI” TARTIŞMASI

Tabi yine koptu kıyamet.
Gökçek’in Ankaralıyı “kobay” olarak kullandığı eleştirileri TBMM gündemine geldi.
Doğru ya...
Eğer Ankaralı musluktan içtiği, çayda-yemek kullandığı suyun adresinin değiştiğini, o günlerde çok tartışılan Kızılırmak’tan geldiğini bilseydi...
Belki -bireysel tercihini yapıp- o suyu kullanmayacak, damacana başta olmak üzere farklı seçeneklere yönelecekti.
Ama o su, 21 gün gizlice içirildi.
Yani Ankaralı neyi, nereden içtiğini, bilmedi...
* * *
Tamam...
Bu tartışmanın hemen ardından Sağlık Bakanlığı Ankara’da 640 noktadan alınan suyun analiz sonuçlarını açıkladı:
“Ankara suyunda kimyasal, ağır metal ve mikrobiyolojik yönden herhangi bir problem yoktur.”
Ama Ankaralı'nın 21 gün süreyle hangi suyu içtiğini bilmek, yasal olarak “doğru ve yeterli bilgilendirilme hakkı”ydı.

Haberin Devamı

Ankara ovasında 1. 2. 3. Su Muharebeleri

BİR SÜRAHİ ŞEBEKE SUYUYLA BASIN TOPLANTISI

Başkan Gökçek 14 Haziran 2008’de basın toplantısı düzenledi.
Toplantı boyunca da, yanındaki sürahiden bardak bardak şebeke suyu içti.
Lakin tartışmalar durulmadı.

BOMBAYI PATLATTI: İZMİR’İN SUYU ZEHİRLİ...

Tam bu sırada Gökçek, bombayı patlattı:
İzmir’in şebeke suyunu incelettik. Arsenikli su içiyorlar.
Ankara’da 3 mikrogram/litre oranla insanlar zehirleniyor dediler, İzmir’de 50 arsenikle insanlar turp gibi...”
Bir anda tartışmaların da, polemiklerin de ekseni kaydı.
Üstelik haklıydı Gökçek.
CHP’li belediyenin İzmir’de o dönem suyu savunacak hiç bir hali yoktu. Vahimdi durum...
İzmir’de arsenik değeri bazı bölgelerde, uluslararası standartların 6 katı oranında, yüzde 59’larda çıktı.

Haberin Devamı

HAKLI İDDİAYLA GÜNDEM DEĞİŞTİRMECE

İzmir salvosu, bu hafta su tartışmasında yaşanan duruma benzer aslında.
Gökçek’in bir depo suyla haklı çıktığı CHP milletvekili Aylin Nazlıaka örneğindeki gibi... O dönemde de, haklı çıktığı İzmir siperinin arkasına çekilip, su tartışmalarında aynı cephaneyi yağdırdı her gün.
Biz de Ankara’yı bırakıp, her gün matinede, suarede İzmir filmini izledik:
“Gece-gündüz İzmir’in suyu...”

Filmin “gelecek programı” da İzmir’de kanser vakalarıyla ilgili iddialarıyla sürdü.
Yarın devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları