Meslek cetvelleri

Haberin Devamı

4 Ekim 1933, Hitler Almanyası, o gün çıkan yasaya göre, “gazetecilik kamu görevi ama devletin düzenlediği kamu görevi”. Gazeteci olabilmek için önce “saf Alman” olmak şart. Ayrıca, “meslek cetvelleri” diye bir icat çıkıyor, ancak “o cetvellerde yer alabilen gazeteciler” görev yapabiliyor. Cetvellerde kimlerin yer alacağına Goebbels yönetimindeki Propaganda Bakanlığı karar veriyor.
Hitler gazetecileri korumayı ihmal etmiyor. Gazetecileri korumak için “meslek mahkemeleri” kuruluyor. O cetvellerde yer aldıktan sonra “meslek mahkemeleri” kurallarına uyacaksın. Kurallar basit, sadece Hitler’in hoşuna giden, onu yücelten haber ve yorumlar yazacaksın, “eleştiriler yalan haber” kapsamında, eleştiri yazan cetvel dışında.
Yasa yönetime geniş yetkiler veriyor, mutlak söz sahibi olarak, bütün basını Hitler’in emrine tabi kılıyor.


TAKSİM

Haberin Devamı


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açıklaması:
“1 Mayıs’ı izlerken gazeteciler yine hedef seçildi. Kurum tanıtım kartını gösteren gazetecilere Taksim’e giriş izni verilmedi. O kartların tanınması için Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan başvurulara yanıt verilmedi. Sahada görev yapan meslektaşlarımız yine plastik mermiyle yaralandı, sözlü tacize uğradı, darp edildi.”
Polisin copladığı, basınçlı su sıktığı, birilerinin demir çubuklarla insanları kovaladığı sahneleri gösteren ve yazan gazetecilerin “meslek cetvellerinde” yeri yok, onları “meslek mahkemelerine” havale etmek gerek. Etmeden önce temiz bir dayak çekmek gerek.

Emniyet müdürü doğru söylüyor

NÜRNBERG’de Hitler dönemi yargılanırken, o sırada görev yapan savcı ve yargıçlara “Adaleti yok eden kararları nasıl aldınız, çocukların bile gaz odalarına gitmelerini nasıl onayladınız” diye sorulduğunda, onların yanıtı çok masum, “Biz yasalar ne diyorsa onu yaptık”. 1 Mayıs’ta İstanbul’da polis Taksim’e çıkmak isteyen gruplara gaz ve basınçlı su kullanıyor. İstanbul Emniyet Müdürü yasada yer aldığı gibi, “makul” bir yanıt veriyor: “Yetkimizi hukuk içinde kullanıyoruz, yasa ne diyorsa onu yapıyoruz”. Doğru söylüyor, İç Güvenlik Yasası ne diyorsa onu yapıyor.

Haberin Devamı


Milyonlarca vatan haini

ŞAKA değil, “anayasa profesörü”, AKP milletvekili Burhan Kuzu’nun tespiti müthiş:
“CHP, paralel, küresel yamuk, komünistler, faşistler, ateistler, nerede döküntü varsa, hepsi HDP’ye oy veriyor. HDP’yi sevdiklerinden değil, AK Parti’ye düşmanlıktan. Bu vatan hainleri AK Parti’nin gitmesi için Türkiye’ye en düşman olanlarla işbirliği yapar”.
Farklı dünya görüşüne sahip olmak, “döküntü” olmaya yetiyor. Ayrıca, sadece HDP’ye oy verenler değil, AKP’nin iktidarda kalması istemeyenler de, “vatan haini”. Son seçimde halkın yarıdan fazlası AKP’ye oy vermiyor, halkın yarıdan fazlası “vatan haini”. Şaka değil, Burhan Kuzu “anayasa profesörü”.


Haberin Devamı

‘Son dansı bana ayır’


LİSE ve üniversite yıllarımızın vazgeçilmez şarkılarından “Save the last dance for me”, son dansı bana ayır. Bazen o yıllarda bir partide, bazen deniz kıyısında, bazen okulda ders sırasında o şarkıyla uzaklara yolculuk. Mutluluk hayalleri, geleceğe inanç, bir daha asla yaşanmayacak günlerin “kalıcı” olacağına duyulan güven yılları. O “dansla” kendini avutmak. 1960’larda müzik listelerinden aylarca inmiyor, bugün insanı hâlâ alıp götürüyor.
Şarkıyı besteleyen Ben E King o yıllarda bizlerin vazgeçilmez idollerinden. Ben E King geçen gün hayata veda ediyor, toprağı bol olsun.

Yazarın Tüm Yazıları