Davutoğlu mirasa sadık

YANDAŞ medyanın TV’sinde, “gazeteci gibi” soru sormak yerine, baş sallayanlarla birlikte, Ahmet Davutoğlu kendisini rahat hissediyor.

Haberin Devamı

HSYK seçimleriyle ilgili soruya: “Bizim yargıya müdahale etmek gibi durumumuz yok ama diyelim ki bir grup egemen oldu, o zaman Meclis darbeye karşı gerekeni yapar, anayasa değişikliği dahil”.
HSYK göreve seçimle geliyor. Her fırsatta “seçilmişlerin faziletini” vurgulayan Davutoğlu, konu HSYK’ya geldiğinde, seçimin faziletini unutuyor. Anayasa değişikliğinden söz edecek kadar. Ama, demagojiyi unutmuyor, “Yargıya müdahale durumumuz yok” diyor. İşine gelmeyen HSYK seçimini iptal edecek ölçüde anayasa değişikliği düşünmek, “yargıya müdahale” değil de ne.

AYM İPTALİ

Bürokraside görevden alınanlar mahkeme eliyle kararı bozdururlarsa, hükümet iki yıl uymuyor. AYM bunu Anayasa’ya aykırı buluyor, iptal ediyor. Aynı programda bu sorulunca Davutoğlu: “Seçilmiş olan bizler atanmışları görevden alamazsak, istemediğimiz biri ile çalışmak zorunda mıyız” diyerek AYM’yi eleştiriyor ve bir kez daha çelişkiye düşüyor. Duruma göre, seçilenler her hakka sahip, hukuku çiğnemek dahil. Ama başkaları değil.
Hukuk sadece seçilenler için mi var? Seçilenlerin dışında, başkalarının hukukunu kim koruyacak? En iyisi yargıyı hükümetin emrine vermek. Zaten bütün çaba bu.

ÇAKTI

Bu düşünce yapısı ile Davutoğlu kendisine miras kalan hukuk ve demokrasi anlayışına uygun davranıyor. Mirasa sadık kalıyor. Demokrasiden çakıyor. Parlak propaganda laflarını ihmal etmeden.
Davutoğlu ve demokrasi eskiden beri pek uyuşmuyor. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi onun işine gelmeyen bir karar verdiğinde, “Biz bu kararı tanımıyoruz” diyebiliyor. Hukuk işine geldiği gibi karar verirse “Başımın üstünde yeri var”, yoksa hukuka uğurlar olsun.

Haberin Devamı


İTÜ Rektörü

BİR önceki İTÜ Rektörü Muhammed Şahin’in yardımcısı iken, rektör olmak için çalışma yürütüyor şimdiki rektör Mehmet Karaca. Şahin de ona “Adaysan yardımcılığımdan ayrıl” diyor ve ayırıyor.
İTÜ’de rektörlük seçimini Muhammed Şahin kazanıyor ama Abdullah Gül, Karaca’yı atıyor. Gül’ün ataması isabetli, rektör, nefis bir araştırmacı gazetecilik örneği veren Ezgi Başaran’ın İTÜ’de yaptıklarıyla ilgili yazısını sansürletiyor. AKP zihniyetinin üniversiteleri ne hale getirdiğinin örneği. Adı üstünde, “üniversite”, yani “özgür düşünce, bilimsel analiz, araştırma, her tartışmaya açık” bir kurum. Ya şimdi? Adı kaldı yadigâr.
Demokrat kimliği ile tanınan değerli araştırmacı Prof. Celal Şengör bu sansürü yanlış bulsa da, nasıl oluyor da rektör Karaca’nın yanında yer alıyor, pek anlayamıyorum.

Haberin Devamı

Antalya: Hepsi çekilmeli

GEZİ
’yi anlatan belgesel film o eylemden birebir alıntılar içeriyor, filmde Tayyip Erdoğan aleyhine atılan sloganlar var. Antalya Altın Portakal Film Festival Komitesi bunu kaçırmıyor, Reyan Tuvi’nin filmini yarışmadan çıkarıyor. Komitenin kararı tek başına aldığını sanmıyorum. Öyle ya da böyle;
1- Komite üyeleri bir zamanlar sanatta özgürlüğü savunan kişiler. Şimdi Gezi kompleksiyle kıvrananların gölgesinde, emir-komuta zincirine bağlı bir kulvardalar. Bin dereden su getirerek sansürü savunmak yerine komiteden çekilsinler.
2- Festival jürisi ve başkanı Yılmaz Erdoğan isyan ediyor, sansürü kabul etmediklerini sert dille açıklıyor. Bu laflar yerinde de, derde deva değil, jüri de çekilsin.
Aksi halde, sansürü ve baskıyı kabullenmiş oluyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları