Bir Amazon’un düellosu

DOKTORLAR sedyede yatan on, on bir yaşındaki kara kuru kız çocuğunu yeniden muayene ediyor, umutsuzca: “Çok yaşamaz, ölür”.

Haberin Devamı

Hemen hiçbir hayati belirti göstermeyen küçük Marina dokuzuncu kez hastaneye getiriliyor, ana-babanın gözleri kan çanağı gibi. Beş kez sıtmadan, üç kez sarılıktan hastaneye taşınan Marina şimdi cıva zehirlenmesine yakalanıyor. Sapsarı beniz, şişmiş bacaklar, çökmüş avurt, doktorların umudunu kesiyor. Peş peşe geçirdiği hastalıklar nedeniyle et, süt, şeker yasak. Tam da, beslenmeye ihtiyaç duyduğu gıdalar.
Kırk beş yıl sonra şu kürsüde attığı nutukla milyonlarca insanı kendine bağlayan, doktorların “ölür” dediği sanki o Marina değil. Yeniden doğmuş gibi. Tam mucize. Mucizenin adı doğa, doğaya karışmak, yeşiller içinde yetişmek.


MUM VE DUA

Marina Silva Brezilya’da Amazon bölgesinde yoksul bir ailede dünyaya geliyor, yedi kardeşten biri, o bir Amazon. Baba kauçuk plantasyonunda ter döküyor, Amerikan savaş endüstrisine kauçuk üreten bir firmanın boğaz tokluğuna çalışan işçisi.
Marina hasta, bakıma muhtaç, ilaç parası yok, on altı yaşında çaresiz evi terk ediyor. Okuması yazması yok. İş bulması, hele de o cılız haliyle, çok güç. Rio Branco’da yine de yaşlı bir karı kocanın yanına ev işlerine yardım etmek için yerleşiyor. Para almasa bile, hiç olmazsa, yemek ve yatacak yer var.
Yatağının başucunda her akşam mum yakıyor, dua ediyor. O karı kocanın yardımı ile bir kilise okuluna yazılıyor, okuma-yazmayı öğreniyor. Dini inançları güçlü bir Anglikan olarak, herkesin “rahibe olacak” dediği sırada üniversiteyi kazanıyor, tarih bölümüne giriyor.


LULA İLE

Üniversiteyi bitirdiğinde o artık çevreci bir komünist. Dini inançları aynı, çevreci, komünist bir eylemci. Askeri cuntayı devirmek amacıyla yeraltı faaliyetine katılıyor. Hiçbir zaman silah taşımıyor, ne fark eder, askeri cuntanın işkencesinden ve hapishanesinden kendini kurtaramıyor.
Geride bıraktığı hayatı derslerle dolu. İşçileri sömürüden kurtaracak, çevreyi koruyacak, yoksulluğa son verecek, bunu ancak meşru bir siyasal örgütte yapmak mümkün. Politikaya atılıyor.
Marina önce İşçi Partisi’ne giriyor, efsane devlet başkanı Lula’nın partisine. Bir toplantıda Lula’nın dikkatini çekiyor, milletvekili seçiliyor, hatta Çalışma Bakanı ve Çevre Bakanı oluyor.


ÖNDE GÖRÜNÜYOR

Lula’dan sonra devlet başkanı seçilen, şimdiki Başkan Dilma Rousseff onun için tam hayal kırıklığı. Hem ekonomik kriz, hem yolsuzluk iddiaları.
Marina Silva İşçi Partisi’nden ayrılıyor, Yeşiller Partisi’ne giriyor. O kara kuru, çelimsiz kız şimdi başkan adayı, Rousseff’in rakibi. Brezilya’da başkanlık seçimi bugün. Anketler Marina’yı önde gösteriyor. Üç nedenle:
1- İnançlı ama politikada dini kullanmıyor, topluma o yönde şekil vermekle uzak yakın ilgisi yok.
2- Bir yanda yolsuzluk iddialarına bulaşan Rousseff, öte yanda yolsuzlukla mücadeleye ant içen Marina.
3- Ve nihayet halk on iki yıllık İşçi Partisi iktidarından artık yorgun ve bıkkın.
Bunlara karşı Rousseff’in gücü başkan olması, ayrıca devlet gücünü müthiş kullanıyor. Çok sert geçen seçim kampanyası sonrasında gözler bu akşam açılacak sandıklarda.
Brezilya seçimlerindeki tezler bana yabancı değil, bunu bir yerlerden biliyorum. Yine de, gözüm “bir Amazon’un” kendi geçmişiyle düellosunda.

Yazarın Tüm Yazıları