Teröre açık ülke olamayız

ARAP Baharı ile başlayan sürecin Türkiye’ye maliyeti boyut değiştirmeye başladı.

Haberin Devamı

Önceleri mücavir alanlarda başlayan istikrarsızlaştırma, adım adım ülke içine doğru nüfuz etmeye başladı.

Güngören’de ilk provası yapılan, Reyhanlı ile kitlesel hale gelen katliamlar, Suruç, Ankara patlamaları ile ‘vukuat-ı adiyeden’ kabule dair bir ‘algı bağışıklığı’na yol açtı. Muhtemelen aynı silsileden ‘Sultanahmet Meydanı’ndaki canlı bomba düzeneği, şüpheli son katliam teşebbüsü de ilk belirlemelere göre 10 kadar can aldı.
Patlamalar, patlayıcılar ve failleri hakkında rivayet muhtelif, ülke içinde uyuyan tekfirci/cihatçı hücreler ve ayrılıkçı terör örgütü, son dönemlerin moda tehlikesi gibi ‘parelel’ halde yarışıyorlar.
Ülke, güney ve güneydoğudan ‘terörün’ adeta serbest ithalat rejiminden faydalanır gibi kolaylıkla duhul ettiği bir konumda...
Kandil cenahından “Bombacıları şehirlere gönderiyoruz”, Rakka cenahından, “İçeride vururuz” gibi açık tehditler altında, bölgede de ‘hendek tahkimatı’ dağıtılmaya çalışılıyor.
Irak işgali ve Suriye’ye yüksek ve sert dozlarla demokrasinin acı reçetesi uygulanırken, bünye olarak Türkiye enfeksiyona uğradı.
Semptomlar, (ateşli) sarıhumma şüphesine işaret ediyor (tarihte kitlesel ölümler var), gribal belirtilerle başlayıp çoklu organ tahribatına neden oluyor (tam da domuz gribinin salgın tehlikesi gösterdiği bugünlerde). Klinik tablo ağırlaşıyor, sterilize edilmiş bir ortam ve gerçekçi bir tedbirler manzumesi, acil ihtiyaç halinde...

 

Haberin Devamı

CHP bu kurultaydan sonra yeni bir yapılanma kurultayı istiyor

 


Ali Topuz’dan uyanış hareketi

 


1974-1978 arasında İmar ve İskan Bakanlığı ile Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı yapan eski CHP Milletvekili Ali Topuz, ‘İMECE Platformu’ adına bugün 11.00’de Şişhane’de CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı yapacak. “Umut da Çözüm de Cumhuriyet Halk Partisi. Neden ve Nasıl?” başlıklı bir sunuş yapacağını bildiren Topuz, “Biz bu kurultaydan bir sonuç beklemiyoruz. Kurultaydan sonra partinin Türkiye’yi nasıl düzlüğe çıkarılacağı konusundaki düşüncelerimizi ortaya koyacak bir olağanüstü kurultay talep edeceğiz” dedi. Ali Topuz’un ‘çıkışı’nı şöyle anlattı:
“Hareketimiz, CHP’yi iktidara taşımak için bir direniş ve uyanış hareketidir. İsimlerle ilgili bir meselemiz yoktur. CHP nasıl olması gerekiyorsa, ideolojik ve örgütsel bir yapıya kavuşmalıdır. Birkaç gün sürecek bir kurultayda partinin yeni vizyonu ve hedefleri belirlenmelidir. 1957’deki gibi ‘İlk Hedefler Beyannamesi’ hazırlanmalıdır.
- CHP’yi, AKP’ye benzetme çalışmalarına karşıyız. Bugün Atatürk ve İnönü’yü özellikle CHP’yi gölgelemeye çalışan parti yöneticileri vardır. Kurultayda bu yanlışları ortaya koyacağız; toplumu CHP’ye sahip çıkmaya çağıracağız. Biz sağ eğilimli kişileri yönetime alırsak, vekil yaparsak, ‘sağdan oy alırız’ anlayışı büyük yanılgıdır; bunun daha kestirme yolu AKP ve MHP’ye üye olmaktır. Hem CHP’li olmak hem de Atatürk’e karşı olmak, CHP’nin temel ilkelerine karşı olmak mümkün değildir.
Biz ülkenin kurucusu partiyiz, sol partiyiz... Umut partisi olursak iktidar yolunu açabiliriz.

 

Haberin Devamı


Rusya’dan Vera’nın kızı ve torunu geliyor

 

Nâzım Hikmet 114 yaşında

 


NÂZIM Hikmet’in doğum günü Sarıyer Belediyesi ile Nâzım Hikmet Vakfı’nın ortaklaşa düzenledikleri bir törenle yarın Tarabya Oteli’nin önünde kutlanacak. Toplantıda Nâzım Hikmet’in 1951 yılında Türkiye’den ayrıldığı yer olan Tarabya Oteli önünde saat 10.30’da “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/Ve bir orman gibi kardeşçesine’ sloganıyla şiirler okunup, denize karanfiller bırakacaklar. Daha sonra ‘Beyaz Martı’ teknesine geçilecek. Toplantı burada devam edecek. Nâzım Hikmet’in 114. doğum günü için Nâzım’ın son eşi- Vera Tulyakova’nın kızı Anna Stepanova ile eşi, çocukları ve torunları da Rusya’dan geldiler. Anma toplantısında Nâzım Vakfı adına Rutkay Aziz, Tarık Akan konuşacaklar. Daha sonra Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç konuklara hitap edecek. Sanatçı Serap Yağız, Nâzım Hikmet şarkılarını seslendirecek. Etkinlikte Fazıl Say öncülüğünde ve Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı bünyesinde kurulan Nâzım Hikmet Korosu da yer alacak.
Nâzım Hikmet’in 114. doğum günü akşam 20.00’de Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi’nde ayrı bir törenle kutlanacak. Kadıköy Belediyesi’nin CKM’de gerçekleştirilecek anma töreninde; Kemal Kocatürk, şairin şiirlerini okuyacak. Didem ve Sinem Balık ‘Opera Twins’ Nâzım Hikmet’in bestelenmiş şiirlerini seslendirecek.

Haberin Devamı

 

Biliyor musunuz

 

TRT’nin gelirleri kesilsin


- TRT’de yayınlanan programlarda Atatürk ve İnönü aleyhine ifadelerin yer alması üzerine harekete geçen CHP genel başkan yardımcıları Veli Ağbaba ve Sezgin Tanrıkulu’nun TRT Gelirleri Kanunu’nda değişiklik yapılması için Meclis’e sundukları kanun teklifi ile her kesimden yurttaştan pay almasına karşın tarafsız yayıncılık yapmayan TRT’ye çeşitli vesilelerle tüm yurttaşlardan sağlanan gelirlerin kaldırılmasını istediklerini...

 


Onno Tunç anılıyor

 

-BESTECİ ve aranjör Onno Tunç’un (Ohannes Tunçboyacı), ölümünün 20. yılında Bakırköy Belediyesi Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde bu akşam anılacağını, Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu’nun ev sahipliğindeki geceye Bülent Ortaçgil, Selami Şahin, Burhan Şeşen, Aysun-Ali Kocatepe, Attila Özdemiroğlu, Garo Mafyan, İzzet Öz, Selçuk Ural, Ani İpekkaya, Asu Maralman, Baha Boduroğlu, Bartev, Cemil Demirbakan, Erlin, Feriköy Surp Vastanants Korosu, Hayko Tataryan, Neşet Ruacan, Raffi Portakal Sibil, Şelale Şehnaz Sam katılarak Onno Tunç bestelerini seslendireceklerini ve Tunç ile ilgili anılarını anlatacaklarını...

 

Haberin Devamı

Mesaj panosu


- BERBERLERİN bir sorunu var. Kadıköy’deki berberler ‘pazar’ günü çalışmak istiyor. Moda’dan Cavit Özer, “AVM’deki berberler açıkken biz niye kapalıyız?” diye soruyor.
- 7 Haziran’dan sonra AKP olaylarla oylarının arttığını söylemişti. Şimdi de arttığını düşünüyor mu?                 D.Ö.

 

 

CHP ve Kurultay

 

TÜRKİYE, Cumhuriyet tarihi boyunca son 14 yıldır hem iç siyaset de, hemde dış siyaset de bu kadar kötü yönetilmemiştir. Türkiye´deki gelişmelere baktığımızda, ülke yönetilemez bir hale gelmiştir. Toplumsal barışı ve ortak yaşamayı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan Türkiye´nin, Doğu ve Güneydoğu´sunda Devlet, egemenlik yetkisini kaybetmis durumdadır. Bunun sorumlusu siyasi otoritedir.
Son yıllarda yapılan dış politakalarda ki yanlış yaklaşım sebebiyledir ki Türkiye, komşuları ile oluşan ihtilafları sonucunda savaş durumuna kadar gelmiştir.
Diğer taraftan, ülkede siyasi otorite ve yandaşları tarafindan oluşturulan bilgi kirliligi ve nefret söylemi toplumu kutuplaştırmış durumdadır. Yaratılan korku atmosferinden hiçbir sivil toplum kuruluşu, universiteler, medya, yaşanılan olumsuzlukları, yanlışlıkları konuşamaz ve yazamaz bir duruma gelmiştir.
Bu gidişat iyi bir gidişat degildir.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümüne hitap eden CHP´nin, bu gidişata ve yaratılmış olan olumsuz tablo karşısında siyasi labaratuvarını daha sağlıklı çalıştıraması ve ciddi anlamda iktidar adayı olduğunu halkına anlatması ve bunun da nitelikli kadrolarla olabileceği gerçeğini bilmesi gerekir.
Partinin; laiklik, hukukun üstünlügü gibi Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkarken, diğer taraftan temel hak ve özgürlükler, insan hakları esaslı demokrasi devriminin mücadelesini vermelidir.
Türkiye´de eksik olan demokrasi, ancak bir demokrasi devrimi ile gerçekleşebilir. Cumhuriyet, çok partili siyasal sistem gibi iki önemli devrimlerin altında imzası olan CHP´nin, demokrasi devrimi mücadelesini başlatması ve bunu halkla birlikte yapması gerekir.
16-17 Ocak tarihinde yapılacak kurultayın esası ve amacı bu anlayış ile olmalıdır.
Demokrasilerde ülkeleri ileriye götürecek olan siyasi partilerdir. Batı devletlerinde demokrasi mücadelesini en önemli şekilde veren sol deger ve düşünceler üzerinde siyaset yapan, siyasi partiler olmuşlardır.
Erdal TEKİN- Almanya-Kuzey Ren Vestfalya Sosyal Demokrat Dernekleri-Koordinatör

 

 

 

Haberin Devamı

Cemevleri siyaset değil ibadet merkezidir

 

CHP İzmir eski milletvekili Ahmet Ersin haklı bir konuya dikkat çekiyor.
Cemevleri, Alevi-İslam inancına sahip milyonlarca yurttaşlarımızın inanç merkezleri, ibadet mekanlarıdır. Aleviler inançlarının gereği olan tüm görevlerini, yüzyıllardan beri buralarda yerine getirirler. Dolayısıyla Cemevleri, alevi olsun olmasın herkes bakımından kutsal, saygın ve dokunulmaz olmalıdır. Bu konularda en fazla Alevilerin dikkatli olması gerekir.
Bir süreden beri Alevi Bektaşi Federasyonu ve diğer Alevi Dernekleri öncülüğünde, tüm Türkiye’de ve bu arada İzmir’deki Cemevlerinde, Güneydoğu bölgemizdeki bazı ilçe ve mahallelerde sürmekte olan sokağa çıkma yasağı ve sivil ölümlerine dikkat çekmek için, üçer günlük dönüşümlü ve süresiz ‘açlık grevleri’ yapılmaktadır.
Kuşkusuz, yasal sınırlar içinde olması koşuluyla, eylem yapmak demokratik bir haktır. Her ne kadar sağlık bakımından tartışmalı olsa da, açlık grevi yapmakta bu kapsamdadır, bir eylem biçimidir. Ancak Cemevleri eylem yapılacak yerler değildir. Cemevleri Alevilerin inanç kurumlarıdır ve siyaset değil ibadet merkezleridir.
Cemevlerini siyasetin içine çekmenin kimseye bir yararı olmadığı gibi, bu kurumları yıpratmak isteyenlere fırsat yaratılmış olur. Dolayısıyla, açlık grevi eylemlerinin neden başka yerlerde değil de Cemevlerinde yapıldığı izaha muhtaçtır.

 

Yazarın Tüm Yazıları