Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin sakıncaları

SURİYE’deki gelişmeler nedeniyle ülkemize sığınanlara vatandaşlık statüsü verilebileceği yolundaki açıklamalar tartışmalara ve tepkilere yol açtı.

Haberin Devamı

Önce meseleye uluslararası hukuk açısından bakmak gerekiyor. Birleşmiş Milletler’in 28 Temmuz 1951 tarihinde imzalanan ve 22 Nisan 1954 tarihinde yürürlüğe giren ‘Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme’si esas itibariyle 1 Ocak 1951’den önce Avrupa ülkelerinde cereyan eden olaylar nedeniyle mülteci durumuna düşenlerin statüsünü düzenliyor.

 

Türkiye 24 Ağustos 1951 tarihinde imzaladığı bu sözleşmeyi 29 Ağustos 1961’de “Bu sözleşmenin hiçbir hükmü mülteciye Türkiye’de Türk uyruklu kimselerin haklarından fazlasını sağladığı şeklinde yorumlanamaz” çekincesini koyarak onayladı.

 

BM 1967 yılında bu sözleşmeye ek bir protokol kabul ederek coğrafi sınırlamayı kaldırdı ancak ülkelere, arzu ederlerse eskisi gibi Avrupa ülkelerinden gelenlere mülteci sıfatı verme hakkı tanıdı. Türkiye 1968 yılında ek protokolü, bu hakkı kullanarak, yani sadece Avrupa ülkelerinden gelenlere mülteci sıfatı verebileceğini kaydederek onayladı.

 

Haberin Devamı

Türk hükümeti, 1994 yılında yayınladığı bir yönetmelikle Avrupa dışından gelenlere ‘geçici sığınmacı’ statüsü verilebileceğini kararlaştırdı.
Son gelişmelerden sonra 11 Nisan 2013 tarihinde kabul edilen 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu yeni bir düzenleme getirdi. Buna göre belirli koşullarda uygulanabilecek, şartlı mülteci ve ikincil koruma gibi kavramlar kabul edildi. Ancak bu değişikliklerin hiçbiri Türkiye’nin BM

 

Sözleşmesi’ne koyduğu, Avrupa dışından mülteci kabul edilemeyeceği ilkesini değiştirmedi.

 

AB’YE KOZ VERİLDİ

 

Yasalarımıza göre şu anda ülkemizde bulunan Suriyeliler geçici koruma altında bulunmakta ve mülteci sıfatı taşımamaktadır. Bu nedenle basınımızda ve kamuoyunda sık sık kullanılan “Suriyeli mülteciler” kavramının hiçbir hukuki temeli yoktur.

 

Haberin Devamı

Özetle mülteci sıfatı bile vermediğimiz kişilere vatandaşlık sıfatı vermemizin mantığını anlamak güçtür. Öte yandan, Türk vatandaşlarına Schengen Anlaşması’nı imzalayan AB ülkelerine vizesiz seyahat hakkı tanınmasıyla ilgili görüşmeler zaten güçlükle ilerlerken bu defa Suriyelilere vatandaşlık hakkı tanınacağı yolundaki haberler Suriyelilerin Türk vatandaşlığını kazanarak AB’ye vizesiz seyahat edebilmeleri olasılığını gündeme getirdi. Bu durum Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkı tanınması konusunda zaten isteksiz olan ve bunu engellemeye çalışan Avrupa ülkelerine yeni bir koz vermiş oldu.
Bence Türkiye olarak esas hedefimiz Suriye’deki çatışmaların bir an önce sona erdirilerek siyasi bir çözümün sağlanmasına ve ülkemizdeki Suriyelilerin kendi vatanlarına dönmelerine yardım etmek olmalıdır. Bunun yolu da Suriye’deki şu veya bu grubun ülkelerindeki hükümeti silah zoruyla devirme çabalarına destek vermek değildir.

 

Haberin Devamı

GERÇEKÇİ YAKLAŞIM GEREKİYOR

 

Şimdi bence yapılması gereken şey ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyelilere gerçekleştiremeyeceğimiz ümitler vermek değil, onların Türkiye’de bulunacakları süre içinde sağlık, eğitim, barınma ve gıda ihtiyaçlarını en iyi biçimde karşılayarak ülkelerine Türkiye hakkında hakkında iyi izlenimlerle dönmelerini sağlamak olmalıdır.

 

Yeni sıkıntılar yaratabilecek, hukuki ve siyasi açıdan savunulması güç projelerle ortaya çıkmak yerine gerçekçi yaklaşımlarla Suriye politikamızı gözden geçirmek bu aşamada en doğru yol olacaktır.

Onur ÖYMEN

 

BİLİYOR MUSUNUZ?

Futbolcuların primleri için yeni suç duyurusu

AVUKAT Sedat Vural’ın, TFF Başkanı Yıldırım Demirören tarafından A Milli Futbol Takımımızın 2016 Avrupa Şampiyonası finallerine, en iyi üçüncü olarak katılmasından dolayı, futbolculara ve teknik kadroya 500 bir Euro prim verileceği kararının iptali için ihtiyaten tedbir kararı istediğini, ayrıca parayı alanların banka hesaplarına el konularak kamu davası açılsın dediğini...

 

Haberin Devamı

Bayer’e ağlar, iktidara güler!..

TRABZON’dan bir okurumuz diyor ki: Dünkü ‘Fındık üreticisi 3 yıldır belini doğrultamıyor’ yazısı hayli ilginçti. Bakan Faruk Çelik çığlığa kulak verir mi bilmem ama fındıkçı oyunu AKP’ye verir, kesin! (Son seçimlerin sonuçları % 50 üstünde veriyor). Üretici Yalçın Bayer’e ağlar, iktidara güler. Ne yazık ki, üreticinin fındık politikası böyle!

 

AYM ‘SUÇUN ÖZELLİĞİNİ’ GÖZ ARDI ETTİ

ANAYASA Mahkemesi, ‘çocuğa cinsel istismar’ ile ilgili cezayı düzenleyen maddeyi iptal etmiş. Madde, 15 yaşını bitirmemiş çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı cinsel istismar olarak değerlendirerek ceza tayinini öngörüyor. Madde ile ilgili teknik detaylar bir tarafa, çocukların cinsel istismarınına dair soruşturma ve kovuşturmaların endişe verici seviyelerde olduğu nazara alınırsa, iptal kararının sosyolojik boyutunun da değerlendirmeye alınması gerekiyor. Cezanın mümeyyiz vasfı caydırıcı olmasıdır. Çocukların cinsel istismarına ilişkin madde gerekçesinde, ‘rıza’nın, eylemin suç olma vasfını ortadan kaldıramayacağı ve cezayı etkilemeyeceği ifade edilmiştir. Kanun koyucu, 15 yaş sınırında, cinsel istismar ile ilgili olarak net ve kesin bir çizgi çekmişken, Anayasa Mahkemesi, bu kadar hassas ve istismara açık bir konuda, ‘normatif elastikiyet’ gerekçesi üretmekte ve ‘suçun özelliğini’ göz ardı etmektedir. Kararın, 7-6 olarak, sadece bir oy fark ile alınması, meselenin hukuki boyutunun da ne kadar tartışmalı olduğunu ortaya koymaktadır.
Parlamento, yoğun gündemine rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin öngördüğü süreye itibar etmeyerek meselenin aciliyetini nazara alıp zorunlu düzenlemeyi yapmak durumundadır.

Haberin Devamı

Sühan ÖZKAN-Hukukçu

 

 

MAĞDURLARI NE İSTİYOR  

 

2015-2016 üretim yılında yurdumuzun bir çok yerinde don, dolu, kuraklık ve sel gibi çeşitli doğal afetler yaşanmıştır. Adana’da da kış aylarında yaşanan don ve ilkbaharda yaşanan dolu yağışı nedeniyle ekili alanları zarar gören üreticilerimiz mevcuttur. Bu doğal afetler sonucu ürünleri satılamayacak şekilde hasar gören tüm üreticilerimiz tarım il ve ilçe teşkilatlarına başvurarak hasar tespit raporları almışlardır. Tarımda üretimin sürekliliği ve bu mağdur üreticilerimizin üretime devam edebilmesi için Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası’na olan tarımsal kredi borçlarının vadesi uzatılmalıdır. Vadesi gelen kredilerini kapatamayan doğal afet mağduru üreticilerimizi dışarıdan daha yüksek oranlarla borçlanarak, kapatılması daha zor finansal yükler altına sokmadan Bakanlar Kurulu’muzun alacağı kararla ülke çapında doğal afetlerden etkilenen çiftçilerimize tarımsal kredi vade ertelemesinin bir an önce çıkarılmasını beklemekteyiz.

Mutlu DOĞRU- Adana Çiftçiler Birliği Başkanı

 

SOMA’DA YAZ ETKİNLİKLERİNİN ÜÇÜNCÜSÜ BAŞLIYOR

ÇYDD’nin “Soma’ya Destek” kampanyası kapsamında bu yaz üçüncüsünü düzenlediği yaz etkinlikleri, 18 Temmuz-26 Ağustos 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek.

Derneğin Soma’da,  2014 yılında 301 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasından sonra başlattığı kampanyanın geliriyle 20’si üniversite öğrencisi olan 181 madenci çocuğunun yedi yıllık eğitim giderlerini karşılayan burs sağladı. Ayrıca Soma’da açılan Çağdaş Yaşam Eğitimevi’nde, Somalı çocuklara ve annelerine eğitim, rehabilitasyon ve Soma okullarında çalışan öğretmenlere yönelik seminer çalışmaları yaptı. Çağdaş Yaşam Eğitimevi’nin yaz etkinlikleri bu yıl 18 Temmuz’da, “Piyanist Ozan Çoban’la Müzikli Söyleşi” ile başlayacak. Klasik müzik etkinliği, Soma Belediyesi Düğün Salonu’nda Somalı bütün çocuklara açık olarak gerçekleşecek.  Bütün çocuklara açık bir etkinlik de 10 Ağustos’ta aynı salonda ‘İTÜ Bilim Merkezi Eğlen Bilim’ tarafından yapılacak. Bu gösteride temel bilimsel kavramlar etkileşimli, teatral, merak uyandırıcı ve eğlenceli biçimde çocuklara sunulacak.

 

MESAJ PANOSU

 

- OSMANGAZİ Köprüsü’nden geçseniz de geçmeseniz de para -40 bin araçlık garanti geçiş taahhüdünden dolayı- ödeyeceksiniz.
Bakan Ahmet ARSLAN

- MİLLET köprüden geçsin diye çok yakında arabalı vapurları seferden kaldırırlar. Yazın bir kenara... Hasan ERŞAN

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları