Sayın Aziz Sancar, ABB’nin kararına ortak olmayınız

ABDULLAH Cevdet Sokağı’na Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nce adınızın verilmesi, bir oldubitti ile tamamen saptırılmış, bilimsel objektiflikten uzak iddialara dayanan, sizin adınızı da istismar eden ideolojik bir karardır.

Haberin Devamı

-2005 yılında aynı gerekçelerle, Abdullah Cevdet Sokağı adının Yusuf Halaçoğlu olarak değiştirilmesine ilişkin ABB meclis kararı, tarafımca açılan dava sonucu Ankara 5. İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiş ve Büyükşehir Belediyesi’nin temyiz ve karar düzeltme talepleri Danıştay 8. Dairesi tarafından reddedilerek iptal kararı birkaç yıl önce kesinleşmiştir.

-Kesinleşen bu mahkeme ilamında aynen ‘Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Ankara’nın gelişmesine paralel olarak oluşan dokuya uygun olarak konulmuş Abdullah Cevdet Sokağı’nın adının değiştirilmesine sebep olabilecek hukuken geçerli ve kabul edilebilir bir neden ileri sürülmediği gibi ileri sürülen gerekçenin de gerçekçi ve geçerli olmadığından, Abdullah Cevdet adının kaldırılması ve yeni bir ad verilmesi biçiminde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığından iptaline’ karar verilmiştir.
-Anayasal hükümlere göre herkes mahkeme kararlarına uymak ve tüm merci ve makamlar bu kararları uygulamak ve değiştirmemek ile yükümlüdür.
-Gerekçeleri kesinleşmiş mahkeme kararı ile gerçekçi ve geçerli bulunmayan Büyükşehir Belediyesi’nin aynı gerekçelere dayalı işbu meclis kararı; hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne, insani, tarihi ve bilimsel etik kurallarına aykırılığı yanında, görev suçunu da oluşturur.
-Hukuki süreci başlatmadan, hukuk bilgisini 40 yıldır ülkesi ve halkının çıkarları, insan, çevre ve hayvan hakları konusunda büyük bir kısmı lehe sonuçlanan davalar açan; sizin gibi yurttaşlığından onur duyduğum, yaşam andım Türkiye Cumhuriyeti kurtuluş ve kuruluş ilkeleri adına; hukuki, insani ve bilimsel hiçbir haklı gerekçesi bulunmayan bu kararı reddediniz.
Av. Sedat VURAL
Ankara Barosu
(Ank. 5. İdare Mahkemesi’nin 28.02.2006 t.e:2005/1711, k:2006/465.iptal kararı
Danıştay 8.daire 26.06.2007 t,e:2006/3948,k:2007/4056, onama kararı)

 

Haberin Devamı

 Günün sözü

 

Dünyanın en güzel hissi, birinin yüzündeki gülümsemenin sebebi olduğunu bilmektir.
Ayşe Kulin

 

Haberin Devamı


KARŞI GÖRÜŞ...


 
-Feyzullah Budak diyor ki:“Prof. Dr. Ali Demirsoy imzasıyla yayınlanan (16.12.2015) yazınızda, “Tarihteki ilk Nobel Bilim Ödülünü alarak ülkemize büyük gurur yaşatan Sayın Aziz Sancar’ın adının Ankara-Çankaya’daki Abdullah Cevdet sokağına verilmesi” konusu şiddetle eleştirildi  ve bu eleştiriye dayanak olarak da, sokaktan adı kaldırılan Abdullah Cevdet’in nasıl bir yenilikçi, hürriyet talepçisi, kadın ve işçi hakları savunucu, bir çok eserin yazarı ve çevirmeni olduğu ballandıra ballandıra anlatıldı. Takip eden günlerde de aynı sütunlarda Prof. ünvanlı başka kişiler tarafından bu görüş desteklendi. İlim adamlarından beklenen şey topluma sundukları bilgilerin tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olmasıdır. İddianızı kanıtlamak için bir kişi veya olay ile ilgili bilgilerin bir yanını parlatıp, diğer yanını karartmak ilim adamlığına uygun bir yöntem değildir. O sokağa yıllar önce ‘Abdullah Cevdet’ adı verilmekle Türk Milletine karşı büyük saygısızlık yapılmıştır. Nihayet o tabelanın yerine ‘Aziz Sancar’ adının yazılması ise bu aleni saygısızlığın ortadan kaldırılması ve toplumdaki kanayan bir yaranın sarılması demektir. Çünkü adı geçen Abdullah Cevdet, tıpkı günümüzün batı işbirlikçisi kimi kalemşörleri gibi, Tanzimat döneminde yayınladığı ve sahibi olduğu İçtihat Dergisi’nde Çanakkale Zaferinden sonra yazdığı bir makalede “Medeniyet kapımıza kadar geldi ama biz onu geri teptik” diyerek bu yurdun İngiliz yönetimi altına girmemesine hayıflanan, yine ekonomik geri kalmışlığımıza çareler öneren başka bir makalesinde “Avrupa’dan ve Amerika’dan damızlık erkekler getirerek neslimizi ıslah etmeliyiz”  diyebilecek seviyeye düşen bir talihsizlik abidesidir. Dolayısıyla bu millete ve ülkeye böylesine hor bakan bir insanın adının başkentteki bir sokağa verilmiş olması Türk toplumunun yüreğini her gün kanatıyordu. Yapılan değişiklik fevkalade yerinde olmuştur.”

 

 

Haberin Devamı

Sorumlu kim?

 

 

BİZİMKİLER, Türkiye’nin şimdiki durumunun nedeninden Esad’ı sorumlu tutuyor. El insaf. Bütün yıkıcı imkânları Esad’ı devirmek uğruna kullanacağımıza PKK ile mücadele etmeliydik. Ne Suriye halkı perişan ve ne de Suriye ve Türkiye teröristlerin cirit attığı ülkeler olurdu. Ayrıca, Rusya Suriye’ye davet edilmez, yaşamakta olduğumuz ve ülkemizi küçük düşüren olaylara muhatap olmazdık.
Dost ve fevkalade ilişkilerimiz olan Rusya şimdi artık büyük düşmanımız. Bütün komşularımızla ilişkilerimiz berbat. Esad ile ilişkilerimiz iyi iken güvenli olan güney sınırlarımız şimdi kontrolümüz dışında ve düşman saydığımız grupların elinde. Esad ile bahar havası yaşarken onbinlerce Suriyeli vize istenmeden rahatlıkla Türkiye’ye iltica edip Esad’dan kurtulmayı düşünmezken, ateşe benzin dökerek milyonlarca mültecinin perişan olmasına sebep olduğumuzu kabul edecek kadar dürüst olamıyor muyuz?
Lütfen dürüst olalım ve halkı daha fazla aldatmayalım.
Yük. Müh. Fahri SÜMER

 

Haberin Devamı


Biliyor musunuz?

 

-BAKIRKÖY Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ruhsan Tezkan’ın, sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde düzenlediği ‘Geleneksel Dilek Ağacı’nı bu yıl da 15 Aralık’ta Capacity AVM’ye yerleştirdiklerini; Bakırköy’de yaşayan dar gelirli
ailelerin çocuklarına yalnız olmadıklarını hissettirmek, geleceğe umutla bakmalarını sağlamak için 170 dar gelirli ailemizin çocuklarının dileklerini gerçekleştirip 28 Aralık’ta törenle hediyelerini vereceklerini açıkladığını...
-BUĞDAY Ekolojik
Yaşamı Destekleme Derneği’nin ‘İyi Şeyler Yapan Güzel İnsanlar’ konferansının, yarın 09.30-17.00 saatleri arasında Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampusu’nda yapılacağını...
-TOPLUMCU Düşünce Enstitüsü (TDE) ve Avrupa İlerici Çalışmalar Vakfı’nın (FEPS) Aydın Cıngı’nın başkanlığında yürütülen ‘Algılar Sosyo Kültürel İkilemler; Siyasi Yapılara Yansımaları: CHP Örneği’ başlıklı panelin yarın 14.00’te Taksim Hill Otel’de gerçekleştirileceğini...
-EDİRNE’nin Havsa
ilçesinin ünlü hayvan pazarında 10 haftadır uygulanan karantina uygulamasının (Nodüler Ekzantemi hastalığı) bugünden itibaren
kaldırılacağının açıklandığını...

 

Haberin Devamı


Adı büyük kendi küçük ödül!

 

ANTALYA’da 15-16 Kasım tarihleri arasında yapılan G-20 zirvesinde, oteller bölgesinde görev yapan polis memurlarına 20, yine aynı bölgede görev yapan amirlerine 24 maaş ikramiye verildi. Şehir merkezinde görev yapan polislere ise hiçbir ödeme yapılmadı.
Bu 20, 24 maaşlık ikramiye ‘şaşırmayın’ öyle büyük bir miktar değil. Polislerin bulundukları statüye göre bağlı oldukları ikramiye oranlarını belirtirsek... Yeni başlayan bir poliste yaklaşık 50 TL, 10 yıllık bir poliste 160 TL, 20-25 yıllık bir poliste ise 250-300 TL arasında değişiyor. Buna göre 20 ikramiye denildiğinde, bu oranlarla çarpılarak hesap edilebilir. Müdürler ise 250-300 aralığında ikramiye alıyor.Yani en alttaki 1000, en üstteki 5 bin TL dolayında ikramiye almış oldu.

 


Dinci-mezhepçi McCarthy’cilik

 


DÜN ‘Sistem McCarthy’ciliği’ vardı, günümüzde ise bunun Türkiye versiyonu olan ‘Dinci-Mezhepçi McCarthy’cilik’ var. Bu yeni McCarthy’cilik gittikçe artan bir hızla, iktidar baskısını reddeden kimi gazetecileri, ordu mensuplarını, polis teşkilatı mensuplarını, yargı mensuplarını tutuklattı.
Bakalım daha kimlerin canını -ne zamana kadar- yakacaklar.
65 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, McCarthy’cilik unutulmadı. Dursun ATILGAN

 


MESAJ PANOSU

 


-MALTEPE Sahilyolu Migros önüne çöreklenen İSPARK... Eskiden rahatça girip çıkabildiğimiz bu alan kale gibi çevrelendi. İSPARK girişe bir kulübe koymuş. Halkın arazisini çevreleyip halka parayla kiralayan belediye halka mı, yoksa kendine mi hizmet eder, bilinmez. Değnekçilerden kurtulalım derken, belediyecilere yakalandık, inanın hiçbir farkları yok!
B. Uğur BANOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları