Rennan Pekünlü’nün suçu hurafelere karşı çıkmak mı?

YILLARINI uzay bilimine, eğitime ve araştırmaya verdi.

Haberin Devamı

Jüpiter’in radyo dalgalarını, Güneş’in yapısını inceliyor, hurafelere karşı yeni biliminsanları yetiştiriyor; öğrencileri ve asistanları... Makaleler, kitaplar yazdı. Şimdi çalışmalarını hapiste sürdürmeye hazırlanıyor. Suçu, yürürlükteki yasa ve kuralları ciddiye almaktı. Türbanlı öğrenciyi derse almadı. Bunun üzerine öğrenci “öğretim hakkımı engelledi” diye dava açtı. Mahkeme ve üst mahkeme hâkimleri, Prof. Rennan Pekünlü’nün “tutanak düzenlemek ve tutanağa kanıt olsun diye fotoğraf çekmesini öğretim hakkını engellemek” saydılar. 2 yıl 1 ay hapse mahkûm ettiler. Türbanlı öğrenci “Eğitim hakkım engellendi” diyordu, fakat girmediği tek bir ders, sınav olmamıştı. Prof. Pekünlü, “Üç maymunu oynayamazdım” diyor. Pekünlü, dönemin rüzgârına göre davranan üniversite yönetimi arkasında durmayınca süresi dolmadan emekliliğini istemişti. Şimdi de 20 Kasım’a kadar yeni bir karar çıkmazsa hapse girmeye hazırlanıyor. Son çare, kamuoyunun duyarlılığı ve AİHM’ye yaptığı başvurunun ivedilikle görüşülmesi. Üniversite dernekleri ve bilim çevrelerinin uyarılarına rağmen Türkiye zor yetişen evlatlarına kıymaya devam ediyor.
Ünlü hocalar, kurumlar eylem çağrısı yapıyorlar:
“Rennan Hoca hapsedilmemelidir.”

Haberin Devamı

Lüferle vedalaşma zamanı geldi

BALIKÇI tezgâhları ağzına kadar çinakop dolu. Çinakop biliyorsunuz lüferin en ufak boyuna verilen isim. Çinakopun bir büyüğü sarıkanat, onun büyüğü ise lüfer. Lüfer 20 cm’ye ulaştıktan sonra havyarını bırakabiliyor. Yani sarıkanatın biraz büyük hali. Tezgâhlardaki zebil halde duran çinakoplar sanırım önümüzdeki yıl son olacak. Bakın lüfer bu yıl yok. Geçen yıl onu bitirdik. O giden lüferler bu çinakopları bıraktı. Bu yıl da afiyetle, utanmadan, sıkılmadan bu çinakopları yeriz. Böylece 2015 yılında Türkiye’nin denizlerinde lüfer adı tarihe karışır. İnanın balıkçı tezgâhlarındaki o çinakopları gördükçe içim sızlıyor.
Mücadele mi? Önce çinakop satın almayın. Sonra ilgili makamlar, balığı tutanları yakalamayı beceremiyorsanız, o zaman tezgâhta satanı yakalayıp cezayı kesin. Kanun var, uygulayan yok. Faik KAPTAN

Haberin Devamı

İş kazalarında gerçek suçlular: Hükümet ve işveren

GÜNÜ kurtarmak adına açıklanan yeni tedbir arayışı aldatmacası ve düzenlenen iddianameler, gerçek suçluları örtbas edemez... Türkiye tarafından onaylanan ve anayasal (madde.90) bağlayıcılığı bulunan 155 ve 187 No’lu İLO sözleşmelerine göre:
-İşçi sağlığı ve güvenliğini sağlamada birincil sorumlu hükümet ile işveren ve sendika yetkilileridir. işçi sağlığı ve güvenliğini sağlamak toplumsal nitelik taşıdığından, bu konudaki sorumluluk da kişisel çalışanlarda değil, kurumsal yetkililerdedir.
-Her türlü iş kazasında, güvenlik risk ve tehlikeleri ta başından önlemek için gerek hukuki gerekse teknik tedbirleri almak ve uygulamak bu kurumlara aittir.
-İşçilerin evrensel bir hakkı olan güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamının sağlanmasına yönelik, her türlü güvenlik tedbirlerini almak, iş kaza risk ve tehlikesini önlemek, eğitim, danışma ve bilgilendirme içeren güvenlik ve sağlık kültürünü oluşturmak kurumsal sorumluluk gerektirdiğinden; böyle kitlesel ölümlere neden kolektif önlem ve tedbirleri almak konusunda sorumluluğu bulunmayan teknik ve idari çalışanlardan sanık yaratmak, gerçek suçluları gizlemektir.
-Asıl kasti suçlu; her an iş kazası risk ve tehlikesi bulunan kömür ocağı işletmeleri gibi işkollarında, evrensel hukuki sorumluluklarına karşın, iş güvenliği için tüm teknik donanım sağlanmadan, bu ocaklarda üretime başlanmasına onay veren ve denetlemeyen hükümet yetkilileridir. Bu tedbirlerden yoksun ölüm ocaklarında canlar pahasına para kazanan işverenlerdir. İşçiyi sadece aidat olarak gören, çalışma koşullarından bihaber, sözüm ona işçi sendikalarıdır.
-Unutulmamalıdır ki; İLO’nun temel ve en önemli fonksiyonlarından biri, uluslararası çalışma konferansının sözleşme ve tavsiye kararlarının üçlü yapı, yani hükümet-işveren-işçi (sendika) tarafından kabul edilmesidir.
Her üye ülke, sözleşme ve tavsiye kararlarına uymakla yükümlüdür.
Av. Sedat VURAL

Haberin Devamı

BİLİYOR MUSUNUZ?

-CHP Antalya Milletvekili Av. Gürkut Acar’ın, avukatların birikmiş aidat borçları ile staj kredi borçlarının yeniden yapılandırılarak 18 taksitte ödenmesi için TBMM Başkanlığı’na kanun teklifi verdiğini ve “Birçok kurum için yeniden yapılandırma olanağı tanınırken, avukatlara tanınmaması eşitlik ilkesine aykırıdır” dediğini...
-CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş’ın ‘arkeoloji ve sanat tarihi’ mezunlarının istihdam sorunlarına yönelik yaptığı açıklamada “Anadolu’daki zengin tarihe rağmen ülkemizde sayıları binlerle ifade edilen arkeolog, sanat tarihçisi ve restoratörler iş bulamıyor, Kültür Bakanlığı istihdam sorununa karşı durumu görmezden geliyor, Bakanlığın, Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı’na 234 teknik personelin atamasına ilişkin dosyanın takibi yapılmıyor, AKP iktidarı döneminde en düşük bütçeli bakanlıklardan biri haline gelen Kültür Bakanlığı’nı kültürel mirasa ve sanata sahip çıkmaya çağırıyoruz” dediğini...

Haberin Devamı

Halk doğayı tercih etti!

-HES’ler bitirdikleri doğa ile bitiyorlar. Büyük burjuva sermayesi HES’lere yatırım yapmıyor, ‘vurguncu’ sermayenin HES’lerine karşı da halk direniyor.
Halk doğayı, geleceğini tercih etti.
Karadeniz’deki mitinglere dikkat ediyor musunuz?
‘Ben doğayım’ diyor.
Bu HES’ler, yaratıcıları ile birlikte tarihin çöplüğüne doğru gidiyor. Bunu kimse unutmasın, Ankara da bu bunu iyi değerlendirsin.

MESAJ PANOSU

Oyun bitti!


-2. CUMHURİYETÇİLERİN artık toplumda karşılıkları, itibarları kalmadı; TV’ye çıktıklarında kanal değiştiriliyor, kitapları satmıyor, biliyor musunuz?... Oyun bitti! İ.K

Yazarın Tüm Yazıları