Kamusal kaynaklar özel çıkar için kullanılamaz

ANKARA Barosu’na kayıtlı Av. Sedat Vural A Milli Futbol Takımımızın 2016 Avrupa Şampiyonası finallerine, en iyi üçüncü olarak katılmasından dolayı, futbolculara ve teknik kadroya 500 bin Euro verileceğinin TFF Başkanı Demirören tarafından açıklanması üzerine (15-16 Ekim), bu kararın iptali için Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açıyor;

Haberin Devamı

TFF’nin bu kararının iptali ile ihtiyaten tedbir kararı verilmesi için...

Bu zamana kadar yalanlanmayan dava konusu ne mi oldu?
TFF’nin mahkemeye gönderdiği “A Millilere 500 bin Euro verilmeyeceğine” ilişkin yazı ortaya çıkıyor.
Sedat Vural diyor ki:
“Açtığım prim iptal davası toplumun adaletsizliğe ve keyfiliğe karşı vicdan çığlığı oldu.
Bu çığlık toplumsal vicdan olarak karşılığını aldı. Kamu işlem ve adaletin toplumsal vicdanda karşılığının bulunması zorunluluğu bu dava ile kanıtlandı.
Bilinsin ki; kamusal kaynaklar keyfi özel çıkarlar için değil, kamu yararına kullanılır. Gerçek onur, ülkeleri adına görevlerini yaparken, çıkarsız hizmet etmektir. Keşke bu onuru, verilecek primi kabul etmeyerek, teknik kadro ve futbolcular yaşatsaydı bizlere...
Vatan için çıkarsız görev yapmanın gerçek ulusal onur olduğunu; gelecek kuşaklara kendilerini de yücelten saygın bir miras olarak bırakabilselerdi...
Unutulmasın ki; şahsım ve tüm ülke insanımız onların bizi temsil eden ay-yıldızlı forma altındaki her başarısında, her birini ulusal görevini layıkıyla yerine getiren saygın bir yurttaş olarak anımsayacak ve gelecekte de bu saygınlığı yaşatacaktır.
Ne mutlu ulusal görevlerini yerine getirirken, ülkesine çıkarsız uluslararası başarı yaşatanlara...”
Sağ olun Sedat Vural Bey...

 

 

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

 

- “(İktidarın başkanlık sisteminde samimi olmadığını savunarak) Unsurları yerine getirildiğinde demokratik bir rejim. Başkanlık sisteminin şartı olan kuvvetler ayrılığı zaten yok, yargı bağımsız değil. Yürütme belli. Bunu daha da güçlendirme yoluna gidiyorsunuz. Ortaya çıkacak rejim demokratik değil. Totaliter bir rejim olacaktır.”
(Yargıtay Onursal Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu)

 

Neden ‘İslam farklı yorumlanıyor’un Kuran’dan cevabı

 

DİYANET İşleri (eski):
3/ÂLİ İMRÂN-7: Sana Kitap’ı indiren O’dur. O’nda Kitap’ın temeli olan kesin anlamlı ayetler vardır, diğerleri de çeşitli anlamlıdırlar. Kalplerinde eğrilik olan kimseler, fitne çıkarmak, kendilerine göre yorumlamak için onların çeşitli anlamlı olanlarına uyarlar. Oysa onların yorumunu ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar; ‘O’na inandık, hepsi Rabbimizin katındandır’ derler.
Bunu ancak akıl sahipleri düşünür. Ayşe ERKLİ

 

 

Haberin Devamı


Genelkurmay’a soruyorum


GENELKURMAY Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’nün, “Haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş ve dik duruşundan asla taviz vermemiştir. Vefatıyla birlikte Türk gazeteciliği açısından yeri doldurulamayacak bir boşluk oluşacaktır. Başta ailesi olmak üzere, Akit camiasına, Türk basınına ve okurlarına, Genelkurmay Başkanlığı adına başsağlığı dileklerini iletirim” şeklindeki bu taziyeden haberiniz var mı? Bu bir gelenek midir? Gelenek ise neden dünyanın saygı duyduğu Oktay Akbal, Cüneyt Arcayürek ve Hasan Pulur için taziye iletmediniz? İkincisi; özelliği neydi de Hasan Karakaya, Edirnekapı Şehitliği Mezarlığı’nda toprağa verildi? Bu da bir gelenek ise gerçek anlamda hangi gazetecimizin Edirnekapı Şehitliği’ne gömülmesine izin verildiğini söyleyebilir misiniz? Şevket ÇORBACIOĞLU

 

Haberin Devamı

Talat Turhan’ın son kitabı: ‘Direniş’

 

BİR mücadele adamı, eski asker Talat Turhan ‘Direniş’ kitabını (Nergis Yayınları) yazdı. Onun onurlu mücadelesinin son kitabı...
Talat Turhan 1924 yılında Elazığ’da doğdu. Babası Rize Çayeli’nin Şerioğulları, annesi Harput’un Efendigillerinden... Kuleli ve Harpokulu mezunu...
‘Genç Kemalistler Ordusu’ adlı bir dava nedeniyle 4 ay 17 gün askeri cezaevinde yattı. Kurmay yarbay rütbesi ile emekli edildiğinde yıl 1964 idi. 1972-74’te Bomba davası adlı üst düzey cuntacı generallerin birbirleriyle olan makam ve çıkar çatışmaları üzerine düzenlenen komplo bir davanın başsanığı olarak Ziverbey Köşkü’nde bir ay işkence gördü; iki yılını Selimiye Askeri Cezaevi ve Tutukevi’nde geçirdi. 47 yıl boyunca çeşitli gazete ve dergilerde politik, stratejik, istihbarat ve güvenlik örgütleri, insan hakları, olağanüstü yargı, terörizm ve emperyalizmin örgütleri vs. gibi konularda araştırma ve inceleme türü yazılar yayımladı. Evet, son kitabı ‘Direniş’ bu onurlu mücadelenin son eseri... Kitabında diyor ki: “Benim anlayışıma göre bir adamın taşıdığı rütbe ya da bulunduğu makam o kişiye onur kazandırmaz. Onur bir kişinin yaşamı boyu sürdürdüğü olumlu davranışın bileşkesiyle şekillenir. Çıkarı için her kalıba girmekte sakınca görmeyenlerin onur ve saygınlıktan söz etmeye hakları olabileceğini sanmıyorum.”
“Bomba davası süresi ve sonrasında çektiklerimizin hesabını kimse vermedi. Kanımca bana yapılan tüm bu olumsuzlukların baş sorumlusu olan Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Cemal Tural ve dönemin siyasi iktidarında Faik Türün’ü suçluyorum ve hakkımı helal etmiyorum, tarihin yargısına havale ediyorum. Direnmemi bu kitapla sürdürüyorum. Bir yandan sinirle haykıracak, ancak en önemlisi ümitle dolacaksınız. Biri var savaşım vermeye yıllardır devam ediyor. Yeniden, yeniden başlayacak içinizdeki uyanış. Hak mücadeleme sahip çıkılmalıdır.”

Haberin Devamı


MESAJ PANOSU


- GEREMTUDKAL’ın, siyasi yazı ve beyanlarında ‘Peygamber Ocağını’, sivil siyasete karşı bir kurum olarak değerlendirmiş bir gazetecinin ufulü vesilesi ile ’dik duruş’ meselesini öne çıkarması, ‘zamanlama bakımından manidar’ olsa da iyiye alamettir. Y.B.
- SURİYELİ öğrencilere 1200 TL burs verecekmiş devlet. Asgari ücretli de 1300 TL’ye sevinedursun zamlardan sevinebilirse!... Aşkın TELGEREN
- BİR örgüt üyesi savcı kaçtıysa tedbirsizliktir, iki tane kaçtıysa tesadüftür, altı tane kaçtıysa devlet göz yumuyor demektir. Cem SAY
- EN fazla neden utanıyorum biliyor musunuz? Yalan yok. Bu ülkenin sessizliğinden utanıyorum! Metin AKPINAR

Yazarın Tüm Yazıları