Hükümet Soma Holding’i niçin koruyor

Haberin Devamı

"1961, 1965, 1966 yıllarında Zonguldak TTK, 1969-1977 yıllarında ise İzmit İPRAŞ rafinerinde çalıştım. O zamanki ortak Caltex Amerikan firmasından HSE ile ilgili çok şey öğrendim. Sonraki yurtdışı projelerinde de bu bilgiyi kullandım. Konunun 1. sınıf uzmanıyım. Bu açıdan tam isabet... HSE (SEÇ) ne kadar önemlidir. İşi yapmaktan daha önce gelir. Yer darlığından sarı sendikalardan bahsetmeye yer kalmadı. Hiç ortada görünmüyorlar.
Özelleşmeye direnmediler. Uzaktaki senden-benden farkları yok. Konuya yabancılar.”
Dünyanın her yerinde Türk ve yabancı yatırımların projelerinde görev alan tecrübeli bir mühendis olan Asman Özmen yine bizi bilgilendiriyor.
İlk önce Soma maden faciasını ana sorumlusunun Soma Holding yetkilileri olduğunu söylüyor:
“Başbakan ve Enerji Bakanı’nca neden korunuyor? Esas sorumlular ve basın karşısına çıkıp neden hesap vermiyorlar? Nedense hiç yoktan, hükümet tüm sorumluluğu üzerine almıştır.
Bakanlar aradan çekilmelidirler.
Cumhuriyet savcılarının şirket sorumlularını, sahibi, CEO ve yönetim kurulu üyelerini gözaltına almaları gerekirdi.
Neden bunlar yapılmıyor?”

Haberin Devamı


281 kişinin ölümüne sebep Soma maden faciasının ana sorumlusu Soma Holding yetkilileri, Başbakan ve Enerji Bakanı’nca korunuyor. Esas sorumlular kamuoyu ve basın karşısına çıkmıyorlar;
Nedense hiç yoktan hükumet tüm sorumluluğunu üzerine almıştır.
Bakanlar aradan çekilmelidirler.
Cumhuriyet savcılarının şirket sorumlularını, sahip, CEO ve yönetim kurulu üyelerini göz altına alması gerekirdi.
Şahsen beni de şantiye şefi olduğumdan, ölümlü kaza sonucu 1976 yılında tutuklamışlardır. 3 yıl önceki Meksika körfezindekii petrol platformu patlamasında Londra’daki BP Ceo’su Tony Harley, ABD’de yargılanmış ve BP çevreyi kirlettiği için 30 milyar dolar cezaya çarptırılmıştı.


SOMA FACİASININ SEBEPLERİNİ İRDELİYELİM

1- Hiç kimsenin değinmediği şirketlerde HSE (Health, Safety, Enviroment)=SEÇ (Sağlık, Emniyet, Çevre) departmanının eksikliği bu kazaya davetiye çıkarmıştır. Bu foksiyon Çalışma Bakanlığı’nın İş Güvenliği müfettişlerince yapılıyor yanılgısına düşülmektedir. Batıda ve Doğuda HSE bölümü, CEO’nunda önünde olup, bu konularda ‘kral’dır. HSE departmanı güvenlikle ilgili tüm teçhizatı teminle sorumludur. Konuşulan konular bu departmanca sağlanır ve eğitimler sağlanır. Yurdumuzda sadece İpraş (Tüpraş), Petkim, TTK-Zonguldak’ta bu kurum vardır. Diğer şirketlerde SEÇ fonksiyonu iş güvenliği müfettişlerinden alınacak rapora odaklanmıştır. Nitekim Başbakan ve Soma Holding yetkilileri ‘Bu şirket iş güvenliği teftişlerini olumlu geçirmiştir’ tezine güvenmektedirler. İş güvenliği teftişi, gerekli bir hükumet şartı olup, olumlu rapor bile işvereni mesuliyetten kurtarmaz veya ibra etmez. HSE departmanı şirketin CEO’suna bağlı olur, CEO dahil ona karışamaz. Bölüm çalışanları şirketin elemanları olup maaşlarını şirketten alırlar. HES’in öngördüğü harcamalar yorumsuz şirketçe karşılanır. Üstelik HSE-kazasızlık sicili kötü olanlar CEO, genel müdür olamaz ve görevden alınırlar. Dün akşam CNN İNT’de İLO ve İSİS tecrübeli uzmanları benim dediklerimi söylemişler, Türk firma ve hükumetine söz geçiremediklerini ve kısa zamanda kazalar konusunda bir ilerleme beklemediklerini belirtmişlerdir.

Haberin Devamı


ÖZELLEŞTİRME ÇILGINLIĞI

2- Şuursuz özelleştirme çılgınlığı ve yandaşları devlet mallarıyla ‘abad’ etme eylemi bu ve benzer olayların ana sebebidir. Hiç yoktan dev tesislere sahip olanların gözü paradan başka bir şeyi görmemektedirler. Büyük şirketlerin Emniyet, Mühendislik kültürlari yok sayılmıştır. Zonguldak da daha kötü durumdadır. Büyük müeesseler Emniyette büyük ekipmanlar ve bilgi kazanmışlardır. Örneğin TTK kurumu kömürde, TÜPRAŞ petrol yangınlarında tartışmasız kurtarma uzmanıdırlar.Bu timler ve çalışan ekipler her türlü eğitimi almışlardır. 3 ay işçi eğitim almadan sahaya çıkamaz. Soma’da kurtarma faaliyetleri dehal TTK ekiplerine devredilip, AKUT, AFAD gibi medyatik kuruluşlarının kaza yerine sokulmaları yasaklanmalıdır. Bu demek değildir ki SOMA A.Ş’nin SEÇ departmanı olmaz, SOMA AŞ’ninde tam eğitimli SEÇ departmanı olmalıdır. Talihin iyi bir cilvesi olarak 1965-66 yıllarında Zonguldak EKİ’de 1969-1977 yıllarında İPRAŞ ve İGSAŞ’ta genç bir mühendis ve müdür olarak çalıştım, konuya vakıfım.
Güvenlik devreye girdiğinde genel müdür bile bir itfaiye eri olarak çalışabilir. Bu kurumlarda sokaktan itfaiye müdahele edemez.Ölseler bile HSE departmanı yürütür kurtarmayı. 1999 Kocaeli depreminde,şovu seven dönemin belediye başkanı Sefa Sirmen buna tevessül etmiş sede kısa zamanda hatasını anlamıştır. Örneğin SOMA’da yangına hava basılarak yangının körüklenmesi sebebi bilgi eksikliğidir.
3- Başbakanın kazaları normal görmesi 1970 öncesi Amerikan Safety şartnamesinde %1 ölüm normal bir kuraldı. Ama 2000 yılından sonra ölüm yüzdesi ‘sıfır’ kabul edilmektedir. Başbakana yanlış bilgi verilmiştir. 1890, 1900 kazaları Victore Hügo’nun romanlarında kalmıştır. 2000 yılından sonra AB, ABD ve Japonya’da kömür madeni kazaları sıfırdır. Yurdumuzda bile 1982 ve 92’deki grizu kazaları bile bukadar can almamıştır. Taş kömürü kazalarının en çok olduğu yer Zonguldak’tır. Bu kazalarda en çok,ocak mekanizasyonunun az olduğu Karadon, Kozlu ve Armutçuk bölgelerinde olmakta, mekanizasyonun iyi olduğu, Üzülmez ve Çaydamar da kaza gözükmemektedir. Soma Holding, CEO’su “Biz mekanize çalışıyoruz” diyor! 1970 yılına kadar, EKİ ve TKİ mühendisleri hep ABD, İngiltere, Almanya üniversitelerinde okumuş elemanlardır. Sonradan İTÜ ve yerel Maden Mühendis okulu mezunları devreye girmiştir.

Haberin Devamı


BEDAVA KÖMÜRÜN MALİYETİ

4- Özelleştirme yapılarak, tecrübeli işçiler işten atılmış, yerlerine 5. mertebeden taşaron işçiler alıkonulmuştur. Bu işçiler gençtirler. Çok vahşice çalıştırılmaktadırlar. Soma şirketi biz TKİ’ye 143 TL yerine 26 TL/ton’a kömür satıyoruz, diyor. Çünkü taş atıp kolu yorulmuyor. Zavallı en son taşaron çavuşu belki tonunu 10 TL’ye Soma AŞ’ye satıyor. Ne ala! Aradaki farkı aldığı gibi, TKİ’den sattığı kömürlerin parasını almaktadır.
Hükumetin bedava zorla dağıttığı linyitler budur.
5- Türkiye’de yılda şişirilmiş 80 milyon ton linyit üretilmektedir. Bunun 36.0 milyon tonu başka bir yerde kullanılamıyan düşük kaliteli Afşın-Elbistan linyitleri olup, arta kalan 26.0 milyon ton Elektrik santrallarında, 6 milyon tonuda piyasada satılmaktadır. Soma’da 1954 yılından beri 800 MW gücünde 6 santral kurulmuş olup, yılda 5.5 milyar kwh saat elektrik üretmektedir. SOMA havzası 1954-95 yılları arasında, TKİ’nin amiral gemisidir. 2000 yılna kadar Somada ölümcül kaza duymadım.Soma Holdingde bu santralları özelleştirmeden bedava fiyata almak istiyen firmalar arasında dır.!Ne yazık.Taş kömüründe durum daha iç karartıcıdır.1975 yılında 40.000 kişinin çalıştığı TTK yılda 5.3 milyon ton taş kömürü üretirken bu rakam özelleştirme sonucu 2,7 milyon tona düşmüştür.Bu kömürle 2,7 ton çelik üretilecekken,halka bedava dağıtılmakta ve de Türkiye İthal ettiği 20 milyon tonla metalurjik kok ihtiyacını sağlamaktadır.Şirketler Tonunu 60 $ a aldığı kömür piyasada 625 TL ye satmaktadır.
6- Kazanın sebepleri TV de boy boy açıklanmaktadır.Ben ömrümde trafo patlamasından,yangın çıktığını görmedim.Bütün elektrik malzemelerin ex-proof(patlamaya dayanıklı)olması,tehlikeli yerlerde fan ve konveyorları tahrik eden redüktörlerin basınçlı havayla çalışır olması,gerekir.Kömürün sürtünmeyle yanması akla en yakın ihtimaldir.Çünkü Zonguldakta kömür yangınları sık sık olurdu ve öleni duymadım.Kazayla ilgili kullanılan bilimsel rapor deyimi yanlıştır.Bu kaza pasa bağlamış üniversite hocalarının raporuyla değil,işi bilen tarafsız mühendislerin raporuyla çözümlenir.

Haberin Devamı

Yalnız özel girişimci ile ekonomik düzen kurulamaz!

Hiç olmazsa Ata’yı okusaydınız

PROF. Dr. Özer Ozankaya “Yalnız özel girişimcilikle ekonomik düzen kurulamaz!” diyor. İktidardaki ve muhalefetteki, bilim ve basın dünyasındaki “özelleştirmeciler”, Atatürk’ün 1929’daki uyarısını, hiç değilse ‘Soma Katliamı’ üzerinde öğrenmeyi içlerine sindirsinler:
“Yalnız özgür yarışmacılıkla bir ülkede ekonomik düzen kurulamaz. Kurulabileceğini sananlar, kendilerini bir serap karşısında aldatılmaya koyuverenlerdir.
Çünkü özgür yarışma, güçlü ile zayıfı karşı karşıya bırakır. İkinci olarak, kimi ortaklaşa yararlar vardır ki, bireyler ve şirketlerin bunları sağlamaya güçleri yetmez. Ya da yeterince kârlı bulmadıkları için o işleri yapmazlar. Oysa bunlar ulus için yaşamsal bir önem taşırlar ve devlet onları yapmak zorunda kalır. Devlet herkesin ortak yararını ve ilerlemesini düşünür. Bireylerin ise özel çıkar duygusundan ne ölçüde uzaklaştırılabileceği incelenmeğe değer. Ayrıca uluslarda özgürlük ve uygarlık geliştiği oranda devletin görevleri ve sorumlulukları da çoğalır.
Ulusal servetin dağılımında daha yetkin bir adalet, emek harcayanların gönenç düzeyinin yükseltilmesi, ulusal birliğin, demek ki iç ve dış güvenliğin zorunlu koşuludur. Genel yarara hizmet eden genel kurumların çoğaltılması ile yalnızca çıkarsever nitelikteki etkinlikler sınırlandırılır ve yurttaşlar arasında ahlaki dayanışma gelişme olanağı bulur.”
(ATATÜRK, Yurttaş İçin Medeni Bilgiler)

Haberin Devamı

Takdiri ilahi... Acz, mucize, kader

AYNI hatayı yapıp, farklı sonuç bekleyenler; birincisini genelde “hata” olarak görmezler. Çünkü bu “takdiri ilahi”dir. O, başına gelir. İkincisinde, elinden geleni yapar, yani aynı tarzda bir şey yapar. Bu sefer, çok daha iyi, en azından değişik neticeler alacağını düşünür.
Ama, takdiri ilahi çok tutarlı bir kavramdır. Öyle zırt pırt değişik şekilde tezahür etmez. Ve bu gibi durumlarda, yine de iyi sonuç elde ederse, buna ‘mucize’ deriz.
Aslında, bilmeyerek vurguladığımız, belki de bu kelimenin içindeki, bizim için en tutarlı şey olan “acz”imizdir.
İnat ettiğimiz konu, takdirin sahibinin, acizlerden yana ve onların yararına, hatalarımızı, aptallıklarımızı ve aymazlıklarımızı onaracağı inancıdır.
Ölürüz de bundan şaşmayız!...
Dünya başımıza yıkılır, yine de ‘kader’ demeye devam ederiz...
Hakan HANLI

Madenciler ve TÜRGEV

CUMHURİYET savcılarına...
Maden ve petrol ruhsatları neden Başbakan tarafından verilmektedir.
TÜRGEV’e bağış yapan maden ruhsatı sahipleri kimlerdir?
Oğuz TOLGA

Biliyor musunuz?

CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’in, TKİ ve özel sektör işletmelerinde 12.000 yeraltı maden işçisinin çalıştığı Soma’da maden kazalarının araştırılması için ‘Araştırma Komisyonu’ kurulması için Meclis’e önerge verdiğini...

Doç. Gürcanlı: Katliamın anatomisi yapılmalıdır

İTÜ’den Prof. Dr. Celal Şengör, “İTÜ-Der olarak üniversitemizin ilgili uzmanlık alanlarından alacağımız destekle bu felaketin sorumlularının ortaya çıkarılmasının takipçisi olacağımızı bildiriyor, bu doğrultuda üyelerimizden Doç. Dr. G. Emre Gürcanlı’nın bir değerlendirmesini sunuyor. Gürcanlı özetle, “Söz konusu katliam, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nı çıkarmanın bir anlama gelmediğini göstermiştir. Temel bazı başlıkların altı mutlaka çizilmeli, katliamın anatomisi yapılmalıdır, içimiz acısa da...” diyor
mTMMOB Maden Mühendisleri Odası: Bir sanayi politikamız yok. Maden Kanunu yine değişiyor ama sorunlar yine çözülemeyecek.
mSOMA için anlamlı tweet’ler: O şov, biz can derdindeyiz. Erdoğan’dan beklemiyorum ancak Enerji Bakanı ve Çalışma Bakanı istifa ederler herhalde. (Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ), Üzül, ağla, isyan et, suçla, kabullen, yas tut. (Alin Taşçıyan), Türkiye 19 yıldır uluslararası çalışma örgütünün madenlerde güvenlik ve sağlık sözleşmesini imzalamıyor. Yandaş hırsızlar rahat çalsın diye mi? (Rüstem Batum), Soma Holding’in Maslak gökdeleninde en ucuz daire
1 milyon 350 bin dolar. (t24)

Yazarın Tüm Yazıları