Güvenlik kuvvetlerinin raporu: Teröristler birçok il ve ilçede bertaraf edildi

GÜVENLİK kuvvetlerince bölgedeki son gelişmelere yönelik yapılan durum değerlendirmesinde, terör örgütünün büyük zayiat verdiği vurgulandı.

Haberin Devamı

Bunun yanında Kuzey Irak’ta 15-20 metre derinlikteki silah ve mühimmat depoları, barınma alanları, sığınaklar ve yerüstü silah mevzilerinin yüzde 80-85 oranında imha edildiği belirtildi. Şehir direnişlerinde ise teröristlerin birçok il ve ilçede bertaraf olduğu kaydedildi.

Bu önemli raporun tamamını aşağıda okuyabilirsiniz:

1-) Terör örgütü 2011 yılında Uludere’de kaçakçılara karşı yapılan hava harekâtından sonra özellikle sınır ötesi hava harekâtına maruz kalmamıştı. Aralık 2015 ayında belirlenen il ve ilçelerde başlatılan operasyonlardan önce Kandil başta olmak üzere Irak’ın kuzeyine ve yurtiçindeki hedeflere eşzamanlı ve yoğun icra edilen hava harekâtlarıyla örgüt ciddi baskı altına alınmış; İkiyaka Dağları ve Doski Vadisi’nde yürütülen operasyonlarda BTÖ çok miktarda zayiat vermişti. Bu zayiatın yanında, Irak’ın kuzeyindeki lojistik tesisleri, yeraltı (satıhtan 15-20 metre derinlikte) silah ve mühimmat depoları, barınma alanları, sığınakları, yerüstü ağır silah mevzileri % 80-85 oranında imha edilmiş, örgüt Irak’ın kuzeyinde adeta felç edilmişti.

2-) BTÖ lojistik ikmalinin çoğunu Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG unsurları üzerinden Irak’ın kuzeyine getirdiyse de aralıklarla yapılan hava taarruzlarıyla buradan da beklediklerini bulamadılar.

3-) Şehir direnişi adı verdikleri şehirlerde uzun bir planlama ve hazırlık dönemini müteakip giriştikleri son eylemlerinde bölücü terör örgütü, kendilerine sadece kolluk (jandarma ve polis) güçlerinin müdahale edeceğini ve onlara çok zayiat verdireceğini düşünmüştü.

4-) Ancak TSK’nın da içinde bulunduğu organize, müşterek operasyonlarla bu çok güvendikleri planları, hazırlıkları suya düşmüş ve birçok il ve ilçede bertaraf olmuş ve hezimete uğramıştır. Kendi liderlerinin de uygulanan stratejinin (şehir direnişleri) yanlış olduğuna dair beyanları basında sıklıkla yer almıştır.

5-) Bununla birlikte gerçekleştirilmekte olan operasyonlar tüm güvenlik kuvvetlerinin ilgili unsurlarının da kaynaşmasına, işbirliği içinde güzel bir sinerji oluşturmalarına ve karşılıklı dayanışmalarına sebep olmuştur.

6-) Dünyada ve ülkemizde bundan sonraki gelişmelere bakıldığında, dünya liderliğine soyunmuş ülkeler, menfaat elde edecekleri bölge ve ülkelerde taşeron terör örgütlerini özellikle o ülkelerin şehirlerinde bir baskı ve yıpratma aracı olarak kullanacaklardır. Bu yolla hem bu ülkeleri kendilerine mecbur hale getirme yoluna gidecekler hem de sınırsızca ürettikleri silah ve mühimmata yeni pazarlar elde edeceklerdir.

7-) İşte buradan hareketle, Türkiye’nin dolayısıyla güvenlik kuvvetlerimizin bu dönemde pek de aşina olmadıkları bu savaş türüne mecbur da olsa girmiş olmaları, şehitlerimize ve yaşanan ve yaşanmakta olan acılara rağmen bu yönde önemli bir tecrübe kazanımına yol açmıştır.

8-) Operasyonlardan önce terör örgütünün “sözde şehitlikler” adı altında inşa ettiği eğitim, bomba imalathaneleri vb. kompleksler imha edilerek kullanılamaz hale getirilmiş, bu yerlerle ilgili ikincil planları da bozulmuştur.

9-) Bölgede örgüte yakın ve büyük gelir sağlayan “uyuşturucu baronları” gibi gelir kapıları da büyük darbe yemiş ve ülke sınırları içinde büyük ölçüde kesintiye uğramıştır.

10-) BTÖ’nün bölge halkını tehditle, zor kullanarak ve karşı gelenleri öldürerek bulundukları yerlerde, evlerinde kalmaya zorlama çabaları, kendilerine canlı kalkan olarak kullanma girişimleri büyük bir hezimetle sonuçlanmıştır. Burada da güvenlik kuvvetleri sabırla ve soğukkanlılıkla hareket ederek, halkın emniyetli bir şekilde tehlikeli bölgelerden tahliyesini sağlamış, halkın bu kapsamda büyük oranlarda sevgisini kazanmış, desteğine mazhar olmuştur.

11-) Devamında, bulundukları binalardan kaçarken bina kolonlarına yerleştirdikleri patlayıcı maddelerle içeri giren güvenlik kuvvetlerine zayiat verdirmek, engel teşkil etmesini sağlayarak zaman kazanmak maksadıyla binaları çökertmeleri, evleri, mahalleleri yaşanamaz hale getirmeleri teröristlere karşı bölge halkının geri dönülemeyecek nefretinin oluşmasına sebep olmuştur.

12-) Bölücü terör örgütü mensuplarının aralarında yaptıkları telsiz konuşmalarının bir kısmı basında da yer almıştır. Burada kalkışmayı başaramadıkları, çok kayıp verdikleri, kaçmak istedikleri gibi ifadelerde bulunmaktadırlar. Bu da örgüt içindeki çatışmayı ve çözülmeyi göstermektedir. Elebaşlarının operasyonlarda etkisiz hale getirilmesi moral olarak ‘BARİKAT ve ÇUKUR SİYASETLERİNİ’ çökertmiştir.

13-) Kaçışların başlamasıyla örgüt içi infazların artması diğer teröristlerde büyük bir moral çöküntüsü oluşturmuş, zincirleme reaksiyon halinde yayılan bu çöküntü örgütün direnme gücünü kırmıştır.

14-) Özellikle örgüte yeni katılan teröristlerin kırsaldan gelen tecrübeli teröristlerce “yemlik” olarak ön saflarda kullanılması bu süreç içerisinde “yeniyetme teröristlerin” tepkisine neden olmuş ve bu tepki kendilerini “ETEK VE ŞALVAR” giyerek kaçmayı deneyecek seviyeye getirmiştir.

15-) Teslim olan teröristler kendilerinin sözde liderleri tarafından nasıl kandırıldıklarını itiraf etmiştir. Basına sıkça yansıyan bu görüntüler örgüte yeni katılımları büyük ölçüde azaltmıştır. En tepedeki hainlerden, muhtelif iç ve dış basın yoluyla yaptıkları açıklamalarda ateşkes çağrıları gelmeye başlamasının altında yatan ana nedenlerden birisi de budur.

16-) “Yemlik” olarak ön saflarda kullanılan ve hayatını kaybeden teröristlerin ailelerinden terör örgütüne karşı çok net şekilde lanetlemeler gelmeye başlamıştır. Bu karşı tutum terör örgütüyle halkın arasında kapanması imkânsız önemli bir uçurum oluşturmuştur.

17-) Bölgedeki okulları ve sağlık kurumlarını yakarak, yıkarak kullanılamaz duruma getirmeleri bölge halkı tarafından bu örgütün gerçek yüzünün anlaşılmasına neden olmuştur.

18-) Uluslararası kamuoyunda Türkiye’yi karalamak, kendi halkına ve şehirlerine zarar veren bir devlet olarak gösterme çabaları yürütülen operasyonlardaki hassasiyet ve şeffaflık ile amacına ulaşmamış, tam tersine “Terör örgütü mü, değil mi?” diye kasıtlı olarak net tavır sergilemeyen bazı ülkeleri de “Evet, bunlar terör örgütüdür” deme noktasına getirmiştir.

19-) Son dönemde, terör örgütünün en tepesindeki isimlerce yapılan açıklamalar il ve ilçelerdeki çöküşün itirafı niteliğindedir. Açıklamaları onursuzca ve maşa olarak görev yaptıkları bu mücadeleyi kırsala yayacakları yönündedir. Çözüm sürecinin, sözde ateşkesin uygulanmasını defalarca ulusal ve uluslararası platformlarda dile getirmelerinin ardından bu yöndeki açıklamaları bir hezimetin sonucudur.

Yazarın Tüm Yazıları