Evren’in gazeteci Ahmet Tan ile pazarlığı

Haberin Devamı

1989 yılı Cumhurbaşkanlığı’ndaki son yılı idi.
Marmaris Armutalan’daki villaya taşınacağı belli oldu.
Daha önce aldığı küçük daireyi satılığa çıkardığı yerel gazetelerde haber olmuştu. Ahmet Tan o sırada Cumhuriyet Ankara Temsilcisi idi. (Daha sonra DSP ve CHP’den üç dönem milletvekili oldu; şimdi aynı gazetede yazar.)
Biz de Cumhuriyet’in haber müdürü idik. Aklına bir fikir geldi. Daireyi gazeteye satın aldırmak ve muhabirlerimiz için tatil lojmanı yapmak... Köşk’ün kıdemli basın müşaviri olan gazeteci Ali Baransel’i aradı. Baransel, “Bu özel-ticari bir iş, seni doğrudan Sayın Cumhurbaşkanımızla görüştüreyim daha iyi!” dedi. Biraz sonra karşısında Evren: “Demeç memeç yok ha!”diyerek ve gülerek lafa girdi: “Daireyi kim alacak?”
Paşa elbette tedbirli. Cumhuriyet’i duyunca bir ön tahkikat şart.
Belli ki, ‘örgüt evi’ falan yapılmasından çekiniyor. Ahmet Tan’ın asıl niyeti, “Evren’in Evi’nden Tatil Röportajları” diye muhabirlere lojman sağlayıp yaz tatillerinde de onları çalıştırmak. Ama Evren ‘muhabir’i ‘muhbir’ falan anlar diye, ‘muhabir evi’ projesinden hiç söz etmiyor. “Gazetenin kredisi ile ben alacağım!” demekle yetiniyor.
“Evli misin?” diye soruyor. Belli ki eski sahibi de olsa haklı olarak ‘daire’nin namusundan kaygılı. Tan, “Hayır, annem vefat etti. Yani dul bir babam var. O kalacak. Elbette arada gazeteden arkadaşları da ağırlayacağız.”
İş, dairenin fiyatına gelince, Evren “Bunu emlakçı ile konuş daha iyi!” diyor.
Tan, “Peki efendim, sizin selamınızla konuşayım” diyecek oluyor.
Evren bunun üzerine, “Beni karıştırma, rayiç neyse halledersiniz” diyerek sözü bitirmek istiyor.
Tan, “Bir dakika efendim, bir de Sayın Özal’ın bir açıklaması var. O konuda...”
Evren, “Demeç istiyorsan önce Baransel ile konuş!”
Tan ısrar ediyor:
“Efendim, hazır konuşuyoruz... Konuşmaktan bir zarar gelmez! Gelse Sayın Demirel’e gelirdi. O her gün konuşuyor!”
Evren bunun üzerine gevrek gevrek gülerek:
“Konuşmaktan zarar gelmez olur mu? Geldi. Ona da geldi. Ötekilere de geldi!”
Ahmet Tan, “Efendim müsaadenizle, bari konuşmaktan zarar geldiğini yazayım!”
Bunun üzerine Evren ciddileşiyor:
Sakın ha... Beni karıştırma sen kendin istediğin gibi yaz!”


Haberin Devamı

Sirkeci’de 40 metrekarelik Filibe Köftecisi yerinden çıkarılıyor

Haberin Devamı


32 bin TL kira nasıl ödenir

“BEN Cem Erpak... Sirkeci’deki ünlü Meşhur Filibe Köftecisi’nin beşinci kuşağı sayılırım. Küçükten büyüğe başlarsak; ben, annem (Münevver Erpak), dedem (Turgut Saltuk), dedemin dayısı (Ali Saltuk), dedemin dayısının babası Mehmet Saltuk, yani markanın kurucusu. 122 yıldır kullandığımız dükkan sahibi de Erzincan’lı Sabahat Görgü; ama kira işleriyle Cem Görgü ilgileniyor. 40 metrekarelik bu dükkana muhtasar dahil 9 bin TL kira veriyorduk; mülk oğul Cem Bey’e geçince 32 bin TL kira istedi, biz ancak 20 bin TL verebileceğimizi söyleyince tahliye davası açtı ve sonunda kaybettik. Ben İTÜ Makina mezunuyum; 25 yaşındayım. Artık bu işi yapmaya karar verdim, ancak kira sorunu ile karşılaştık. Bizim 40-50 yıllık ustalarımız vardır; biz köfteyi elle yaparız. Yeni bir yasa çıkınca kira sorunu ile karşılaştık. Yasaya göre, bir mülkte 10 yıldan fazla oturana karşı ihtilaf halinde mülk sahibi korunuyor. Sonuçta tahliye davasını kaybettik. 122 yıldan sonra, bakkalı geçince sola dönüldüğünde, Hocapaşa Sokak 3 numaraya taşınıyoruz; şimdilik iki dükkanımız, ustalarımız aynı. Tabi eski yerimizden çıkacağız. Kira biraz vicdan işi... Filibe Köftecisi İstanbul’un bir değeri; İstanbul’un bir kültürü. Komşularımız ve müşterilerimiz imza kampanyası başlattılar. Başka söyleyecek bir şeyimiz yok.”

Haberin Devamı


Başkentin kapıları...

ANKARA Büyükşehir Belediyesi’nin, Ankara’nın 5 ana arteri üzerinde yapımını tamamladığı Ankara’nın 5 girişindeki 5 devasa kapı Konya yolunda açıldı. Bu kapıların yapılması üzerine birçok soru, sorun ve israf ortaya çıkmaktadır. Bazıları şunlardır:
Ankara’ya yapılan bu anlamsız ve gereksiz kapıların benzerleri İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde vardır. Bu ülkeler mi taklit ediliyor ya da örnek alınıyor?
Tanesi 5 milyon TL olduğu iddia edilen 5 adet kapının yapılmasının gerekçeleri nedir? Kapıların gerçek maliyeti ne kadar? Bu kapıların işlevi nedir? Keşke yaya geçidi olarak kullanılsaydı.
Niye orijinal modern çağın gerektirdiği tasarımları elde etmek için uluslararası yarışmalarla mimari, peyzaj, kentsel tasarımlar elde edilmiyor? Uluslararası yarışmalar Türkiye’nin yurtdışında tanıtımına katkı sağlayabilir. Başkentin kapılarındaki yüzyıl önceki mimarlık anlayışını bu çağda taklit etmenin özelliklerini kopyalamanın gereği nedir? Bu kapıların yerlerine nasıl karar verilmiştir? Bu kapıların tasarımını kimler yapmıştır? Bu kapıların tam adları nedir? Neden bir tasarım yarışması açılmamıştır.
Dr. Ali Kemal ARKUN
Peyzaj Yüksek Mimarı ve Kentsel Tasarımcı

Haberin Devamı


Yalan yemin Kuran’da günah sayılmıştır


BAŞKANLIK sisteminde insan haklarını koruyan kurumlar vardır. Obama gelince yüksek yargı ayağa kalkmaz. Onu alkışlamaz. Başka frenleyici kurallar da vardır.
Türkiye’de bazen Peygamber, bazen Allah’a eşit denilen bir kişi, sanki kendisinden başka Müslüman yokmuş, Türkiye’ye İslamiyeti kendisi getirmiş gibi elinde hükümlerine uymadığı Kuran’la dolaşırsa herkes ona inanacak mı?
Kendini büyük görmek de bir hastalıktır. Dinci kesimden Gavs-ı Sani, “Kendini en üstün görenleri Allah, o ölçüde alçaltır” diyor. Bir ayağını kaldırmak değil, iki ayağını kaldırıp amuda kalkarak da edilmiş olsa, yemin her zaman yemindir, geçerlidir. Yalan yemin Kuran’da yasak ve günah sayılmıştır. Bir şeyin geç olması, hiç olmamasından iyidir. Zararın neresinden dönülse kardır. Yanlıştan hemen dönmeli, kurallara yeminlere uyulmalıdır. D.Ö.

Haberin Devamı


BİLİYOR MUSUNUZ?

-10 Mayıs Pazar günü Taksim Hill’de gerçekleştirilen ‘Halklar Konuşuyor-4’ konferansının sonuç bildirgesi yayınlandığını; oturumlarda Yaşar Güven (Jineps gazetesi), Betül Karataş (Pomak Enstitüsü), Alexis Kalk (Nor Zartonk), Seher Eriş (Arap Alevi Gençlik Meclisi), Pakrat Estukyan (Agos gazetesi), Selma Koçiva (Laz Mektebi), Tuma Çelik (Avrupa Süryaniler Birliği), Fazlı Kaya (Demokratik Gürcü Platformu), Azad Barış (Ezidi Kültür Vakfı), Yannis Vasilis (Pontos), Seydi Fırat (Demokratik Toplum Kongresi)’nin yer aldığını, bunların örgütlülüğü, yaşadıkları kimlik sorunları, savaş, devletin saldırıları ve ekolojik yıkım ile ilgili bilgiler vererek taleplerini dile getirdiklerini (İletişim; 0537 247 4626)...
-ÇATALCA’nın Binkılıç’ı (Istranca) beldelikten sonra Atatürk ve Fatih diye iki mahalleye bölünürken, iktidara çok az oy çıkmasıyla ormanları, jandarma karakolu ve lojmanları boşaltılırken; buna benzer birçok yer ellerinden alınırken, yapımı bitmeyen hastane, halk eğitim binası, spor salonu ve lisenin bulunduğu 50 dönümlük arazinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın talimatıyla Valilik’çe; yabancıları toplama merkezi ve bağımlılar tedavi merkezi olarak planlandığını ve buna karşı köy halkının 23 Mayıs’ta büyük bir eyleme hazırlandığını...

Yazarın Tüm Yazıları