Enerji uzmanı: İyileştirme ve bakım yapılmıyor

ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda müşavirlik görevinden istifa ederek Kayseri’de MHP’den aday adayı olan Ahmet Muhtaroğlu, enerjide yaşanan sıkıntının yanlış özelleştirme politikalarından kaynaklandığını açıkladı.

Haberin Devamı

Kayseri Yeni Haber gazetesine açıklamalarda bulunan Muhtaroğlu, özelleştirmeye karşı olmadığını ancak “milli” değer sayılan elektrik dağıtım ve iletim işinin ihale edilirken çok daha dikkatli olunması gerektiğini hatırlatarak şöyle konuştu: “Özelleştirmelerde konulan yatırım maddelerinin takibi çok önemli. Özelleştirmeyi yapan firmaların yıllık yatırım zorunluluklarını yerine getirdiği sırada yatırımlarını hangi yönde yaptığını dikkat etmeli. Üç-beş bilgisayar ve araç alımını yatırım olarak kabul etmemeli. İletim hatlarına ve altyapıya ciddi yatırım yapıp yapmadığı kontrol edilmeli. Tıpkı Soma’da ve daha sonra da Ermenek’te yaşandığı gibi... Soma ve Ermenek’i özelleştirdiniz ancak özelleştirmeyi alan firma hiçbir iyileştirme yapmadığı için o gün o feci olaylar başımıza geldi. Bugün elektrik dağıtımında da aynı sıkıntıyla karşı karşıyayız. Özelleştirdiğimiz firmalar yukarı da vurguladığım gibi altyapı ve bakım konusunda ciddi bir yatırım yapmadığı için bu ciddi arıza başımıza geldi. Enerji meselesi milli bir politika olarak ele alınmalı. Yoksa bütün vahim olaylarla sık sık karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olur. Hükümet bu konuda yanlış politika izliyor.”

Haberin Devamı

Avukat cübbesi ve taşeronluk


HUKUKÇU
bir okurumuz diyor ki: “Adliyelerin güvenlik hizmetleri özel güvenlik şirketleri tarafından sağlanıyor. 5188 sayılı Kanun gereği 2009 yılından bu yana, “özel güvenlik hizmet alımı” kalemi altında, bütçede karşılık ayrılıyor. Bütçe gelirlerindeki artışa nazaran daha hızlı büyüyen bir özel güvenlik harcaması yapılıyor ve yıllar içinde giderek artıyor. Özel güvenlik hizmetleri ciddi zaaflar gösteriyor, en ciddi örnek olarak da hastanelerde her aklına esen tarafından sudan sebeplerle doktorlar, sağlık görevlileri darp ediliyor.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, Çağlayan Adliyesi’ndeki makam odasında rehin alındı ve yapılan operasyon sonucunda hayatını kaybetti.
Yapılan uzun müzakerelere rağmen bir sonuç alınamadığı ve çatışma zorunluluğu doğduğu açıklandı. Devlet görevlileri, teröristlerin avukat cübbesi ile içeri girildiği hususuna vurgu yaptılar.
Teröristlerin, özel güvenlik zaafı sonucu içeriye girdikleri ve savcının odasına kadar müdahale edilmediği anlaşılıyor. Uzun saatler süren müzakereler sonuç vermemiş ve yapılan operasyon da ne yazık ki, savcının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmış bulunuyor.
Menfur terör olayında, sebep-sonuç ilişkilerini göz ardı edip, “neredeyse” avukat cübbesini sanık sandalyesine oturtmak ve avukatların adliye girişlerinde yeni tedbirleri çare diye düşünmek haklı ve gerçekçi bir değerlendirme değildir.”

Haberin Devamı


‘Emri ben verdim’le olmuyor

HUKUK sistemini allak bullak eden, dava dosyalarına ısmarlama savcı-hâkim getiren, ısmarlama kararlar çıkaran, yargıyı “kendisine yarar karar çıkarma” mekanizması olarak gören, yargıyı kendini aklamak için kullanabilen, savcı ve hâkimleri “o’cu, bu’cu” diye ayıran, vatandaşın yargıya güvenini ortadan kaldıran Berkin Elvan davası dahil tüm davalarda istedikleri gibi karar çıksın diye sürekli savcı-hâkim değiştiren... “Emri ben verdim” diyebilen, yargı güvenliğini ortadan kaldıran, Avrupa’nın en büyük adliyesi diye övündükleri adliyenin güvenliğini sağlayamayan, dünya standardında bir operasyon yapıldığını söyleyip, operasyon sonunda herkesin ölümüne sebebiyet verip komik duruma düşen... Sizler kimsiniz? Bunu halkımız, ‘sizlerin’ kim olduğunu çok iyi bilmektedir!
Şimdi kalkıp gündem değiştirmek için, olaylarda en fazla sizler suçlu iken, en az sizler suçluymuşsunuz gibi yaparak, üzücü bu olaydan yeni bir kumpas çıkararak, bu olayın avukatlar için bir plan olduğunu hissettirircesine “avukat cüppesi” açıklamalarınızla, avukatlık mesleğini terör ile yan yana getirme cüreti gösteremezsiniz!Av. Onur CİNGİL

Haberin Devamı


BİLİYOR MUSUNUZ

KADIKÖY’den sonra Ataşehir Belediyesi’nde de ‘seçilmiş’ olarak Meclis üyeliği yapan, her iki yörede çeşitli projelere imza atan İnci Beşpınar’ın dünkü yazımızdaki değerlendirmeler için “İlkeli, dürüst, kendi emeğim ve deneyimlerim ile siyaset yaptım. Hiç kimsenin desteğini almadım. Alsaydım, bugün Kadıköy belediye başkanı olurdum. Yanlış adamların yanında hiç durmadım. Bugün sokağa çıktığımda başım hep diktir” dediğini...
İSTANBUL 3. bölge Milletvekili Faik Tünay’ın, Bihlun Tamaylıgil, Gökhan Gümüşdağ ve Ferzan Özer’den başka kendisinin de 3. bölge için ‘kontenjan’ başvurusu olduğunu hatırlattığını...
CHP 2. bölgede 16. sırada yer alan Ercan Karakaş’ın, listelere girme başarısı gösteren üyeleri kutlarken, önseçimin üyelerin partiye bağlılığını güçlendirdiğini söylediğini ve “Rahmetli Erdal İnönü’nün çok yalın bir biçimde belirttiği gibi, ‘Siyasette esas olan halkın güvenini kazanmaktır’ diye konuştuğunu...
3. bölgeden Umut Veli Develi’nin, “Önseçimde hiçbir anahtar liste ve gruba dahil olmadan 5451 oy aldım. Üyelerin gözündeki umut beni oldukça heyecanlandırdı. Bana güven duyan partililere sözüm var: Siyaset yaşamım boyunca yalan söylemeyeceğim. Partim için adaylık dönemindeki gibi çalışacağım” açıklamasını yaptığını...
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, yurtdışında kullanılan oyların Türkiye’de açılacağı noktaya getirilinceye kadar hiçbir yerde açılmadığı noktasında güven kaybının oluşmaması için herhangi bir tedbir ya da çalışmanın olup olmadığı konusunda Adalet Bakanı’ndan açıklama istediğini...

Haberin Devamı


CHP'nin 'proje üreten yüzü' Didem Engin


Didem Engin'in İstanbul 2. bölgede yapılan önseçimde 4. sırada yer almasının özellikle CHP'deki gençler ve kadınlar tarafından heyecanla karşılandığı belirtiliyor.

Didem Engin 2007 genel seçimlerinde CHP'nin en genç milletvekili adayı olmuştu fakat alt sıralarda aday gösterildiği için seçilememişti. Siyasi mücadelesini yılmadan devam ettiren Didem Engin, parti tabanında verdiği mücadele sonunda 2015'te ön seçimden örgütün oylarıyla ön sıralarda seçildi. Başarısının arkasında çalışkanlığı, birleştirici üslubu ve mücadeleci olmasının etkili olduğu konuşuluyor. Didem Engin CHP'nin "proje üreten yüzü" olarak görülüyor.
Çok sayıda iş konseyinde başkan yardımcısı olarak yıllardır görev yapan Didem Engin, başarılı bir iş kadını ve girişimci olarak tanınıyor. Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olan Didem Engin'in yüksek lisansını Avrupa Ekonomisi alanında Belçika'daki College of Europe'da yaptığı biliniyor.
Ön seçimde mahalle mahalle çalışarak seçim kampanyası yürüten Engin, "Emeğin daha güçlü bir şekilde yanında olmak, dar gelirli milyonlarca vatandaşlarımızın sorunlarına öncelik vermek, işsizlik sorununa çözüm bulmak, az gelişmiş kentlerin kalkınması için bölgesel kalkınma programları geliştirmek, ihracatımızı geliştirmek, teknoloji ve inovasyon odaklı yeni bir sanayi politikası geliştirmek özellikle çalışmak istediğim alanlar" diyor.
Didem Engin'in siyasi mücadelesinin ve elde ettiği başarının partideki genç ve kadınları da heyecanlandırdığı, bir sonraki seçimlerde aday olacak genç ve kadınlar için umut ışığı olarak görüldüğü ifade ediliyor.

Yazarın Tüm Yazıları