CHP'nin duayeni Orhan Birgit'ten çağrı: Tüzük kurultayı 'seçimli' olsun

MUSTAFA Kemal’in, Samsun, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde başlattığı o şanlı direniş, 23 Nisan 1920’de Ankara’da çalışmalara başlayan Meclis’i asker-sivil tüm devlet organlarının tek yasal kaynağı olarak görmüştür.

Haberin Devamı

Bu nedenledir ki tüm dünya parlamentoları arasında ‘Gazi Meclis’ olarak tanımlanmayı da hak etmiş, bir yandan yasaları oluştururken, öte yandan içinden çıkardığı yürütme organını denetleme yetkisinin kendisine tanınmış görevlerin başında olduğunu unutmamıştır.



1 Kasım 2015 seçimlerini kazanarak 14 yıldır iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin büyük kongresi delegelerince Genel Başkan ve Başbakan seçilen Sayın Ahmet Davutoğlu, partiler üstünde olması gerektiğini bir türlü kabule yanaşmayan Sayın Cumhurbaşkanı tarafından tüm görevlerinden istifaya çağrılmış; AKP Genel Başkanı da olan Başbakan buna ne yazık ki boyun eğmiştir!



Benzer bir darbe de MHP Genel Başkanı tarafından kendi partisi içindeki muhalefeti ezmek amacıyla yürürlüğe konulmak istenilmektedir!

Haberin Devamı



Tüm bu gelişmelerin erken bir genel seçimi gündeme getireceği anlaşılıyor.



Ana muhalefet partisi olarak kalmayı, değişmez bir kader gibi kabul eden bir yönetimin iktidarda olduğu CHP’de görev yapmış; ya da yapmakta olan çok sayıda yol arkadaşım, gelmekte olan genel seçimlerde yine yüzde 25’ler dolayında bir sonucu içlerine sindirecek bir yol haritası izleyen Sayın Genel Başkanımız ve Parti Meclisi üyelerimizi Tüzük Kurultayı’nı ertelemek şöyle dursun; tam aksine gündemine seçim maddesinin de konularak toplanmasını Sayın Genel Başkanımıza önermem için bana başvurmaktadırlar.



1945 yılında üye olduğum ve Ocak, Bucak, İlçe Başkanlıkları, İl Başkanvekilliği, Milletvekilliği, Grup ve Parti Sözcülüğü, Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerini üstlendiğim Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm üyelerine bu öneri etrafında tartışmaları için çağrıda bulunuyorum. / Orhan BİRGİT


YENİ HÜKÜMET EMEKLİYİ UNUTTU


İŞÇİ ve sendika uzmanı Şükrü Karaman yazıyor: Binali Yıldırım başkanlığında kurulan 65. hükümetin programında emekliye yine yeterince yer verilmedi.


YENİ hükümetin programında sadece “Dar gelirli emeklilerin TOKİ marifetiyle konut edinme imkânlarını arttıracağız” denilerek diğer önemli sorunları ya görmezden gelindi ya da unutuldu.

Haberin Devamı



Oysa 11 milyonu aşkın emeklinin dağ gibi biriken, acil çözüm bekleyen sorunları gündemdeki yerini hâlâ koruyor. Neredeyse % 80’inin aylığı açlık sınırının altında.. Yılbaşında tüm emeklilere verilen seyyanen 100 liralık artış art arda gelen zamlardan ötürü eriyerek, anlamını yitirdi. Bu nedenle yeni bir zamma acilen ihtiyaç var.



Ne mi yapılmalı?.. Yüzdelik zamlarla arttırılarak, satın alma güçleri korunmalı. SSK ve Bağ-Kur emeklilerini yakından ilgilendiren, söz verilmesine karşın bir türlü hayata geçirilemeyen geniş kapsamlı intibak yasası bir an önce çıkarılmalı. Emekliler arasındaki ayrımcılık giderilmeli. Promosyon konusu ‘ha bugün, ha yarın’ diye geçiştirilmemelidir. Hatta emekliye ramazan öncesi promosyon ödenmeli... Sağlık hizmeti kesintilerine son verilmeli... Emekli hükümetin atacağı adımları dört gözle ve umutla bekliyor.


CHPnin duayeni Orhan Birgitten çağrı: Tüzük kurultayı seçimli olsun 

 

Haberin Devamı

BİLİYOR MUSUNUZ?

 

ADANA Büyükşehir Belediyesi’nce, Şırnak Uludere’deki Çakırsöğüt Komando Tugayı’na, 40 metre uzunluğunda metal bayrak direği dikildiğini... Türk askerinin ve polisinin vatan topraklarını savunmak için, gerektiğinde gözünü kırpmadan şehadete yürüdüğünü ve şehit olduğunu belirten Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün, 8x12 metre boyutundaki bayrak direğinin 360 derece dönebildiğini, uçak ikaz lambalı sonarın bulunduğunu açıkladığını...


İslam’da kadınla tokalaşma

 

BİR sayın Bakan’ın, sayın Dr. Sare Davutoğlu Hanımefendi’nin elini-günah olur inancı ile- sıkmaması, Diyanet’in ‘Alo Fetva’ yetkilisinin de “Bu konuda peygamber efendimizin hadisleri vardır. Tartışılacak konu değil, kadınlarla tokalaşmak kesinlikle haramdır“ diyerek sayın bakana destek vermesi, sosyal medya ve kamuoyunda tartışılıyor. Demokratik ülkelerde kamu düzenine zarar vermeyen her türlü dini inanışlar serbesttir ve herkesin inancı doğrultusunda yaşaması insan hakkıdır ve doğaldır. Burada üzerinde durulması gereken asıl konu, ‘kadın eli sıkmamak’; Diyanet’in söylediği gibi midir, bunu irdeleyeceğim:

Haberin Devamı


1) “Bir kimse, yabancı bir kadına ‘ şehvetle ‘ bakarsa, kıyamet gününde onun gözlerine eritilmiş kalay akıtılır “. (Hadis-Serahsi, Mebsut, l0/l654)
2) “Bir kimse, ‘ortada bir sebep, bir münasebet yokken‘ bir kadının elini sıkarsa (avucuna dokunursa), kıyamette onun avucuna cehennem ateşinin korundan konulur“ (Hadis-Serahsi, Mebsut, 10 /155)


Hadisi şeriflerden açıkça anlaşıldığı gibi, kadına bakma konusunda ‘şehvet‘, el sıkma konusunda da ‘sebep, münasebet‘ aranmaktadır. Bunu not ettikten sonra, Hz. Peygamber’in ‘günahlara ilişkin’ bir yaklaşım ve değerlendirmesine bakalım:
“Bir kişi, Hz. Peygamber’e gelerek, ‘Ey Allah’ın Resulü !, bir kadınla cinsel ilişki dışında oynaştım. Cezam ne ise çekmeye geldim “ der.
(...) Hz. Peygamber, bu kişiye, Nisa suresi, 31 nci ayeti okur. Oradakiler, ‘Bu ayet sadece bu kişi için mi, yoksa herkes için mi‘ diye sorarlar. Allah’ın Resulü, ‘Herkes için‘ der “... (Hadis, Müslim). Nisa suresi 31’nci ayetinin meali özetle şöyle: “Eğer ki yasakladığımız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz (...) “ Ulema, ayette geçen “ küçük günahları “, ‘bakış (şehvetle), kötü niyetle dokunuş, hatta öpme ‘ olarak yorumlamıştır.

Haberin Devamı


Sonuç itibari ile; kadınla ilgili olarak erkeğin, zina dışındaki değişik davranış biçimleri - niyete de bağlı olarak -, İslam hukukunda ifadesini bulan ‘ayıp, günah, mekruh, çirkin, mübah‘ gibi vasıflarla nitelendirilir, “haram“ olarak değil. Çünkü “haram“ başka bir şey. Şunu da unutmamalıyız ki, yukarda belirtilen değerler ve kurallar, 1350 sene önceye aittir. İslam, dinamiktir ve tüm çağların dinidir. Öyle olmasaydı, “kainat dini” olamazdı. İnanç esasının ve farz olan ibadetlerin dışında kalan kısımlara “muamelat“ denir, bunlar çağın gereklerine göre esneklik kazanabilir, bunun tersini düşünmek, hayatı durdurmak anlamına gelir. Bu gerçeği en iyi Atatürk anlamış, İslam’ın özüne (inanç ve ibadetlere) asla dokunmadan, yüce dinimizi ‘dinden geçinenlerin‘ elinden kurtarmak istemiştir.
Gani AŞIK-E. Müftü ve CHP Milletvekili

 

 

 



TV PROGRAMLARINDA İNCE, AKŞENER'İ GEÇTİ


CHP’de kurultaya hazırlanan Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na karşı eleştirilerini daha da arttırıyor. “CHP, yenilgi ruhuna kapılmış bir parti olamaz” diyen İnce, önceki akşam CNN’de Ahmet Hakan’ın programında şöyle konuştu:

“Son dokunulmazlık olaylarında yapamam ben, referanduma giderse rezil oluruz. O zaman gelecek seçimlere de girmeyelim. Böyle bir yenilmişlik ruhundan sıyrılmamız lazım. Benim iddiam işler kötü mü diyor, buna engel olalım diyorum. MHP bir dönüşüm yapıyor, AKP bir değişim yapmış; bizde ayak uyduralım. Ben iddiası olan birisiyim, ey partililer, ey kurultay delegeleri size sesleniyorum. Muharrem İnce, senden olmaz diyorsanız ben hazırım. 7 seçimdir olmadığını gördük ama 8. seçimde olur diyorsa arkadaşlar benim bir itirazım yok. Sayın genel başkanımızın 5 yıl sonraki hedefi, gül çapalamak istiyorum, diyor. yani 5 yıl sonra gül çapalamak istiyorsa vay memleketin haline.”



REYTİNGDE GEÇTİ


CNN’de İnce konuşurken, Habertürk’te ise Meral Akşener yer aldı. Reytinglerde İnce’nin, Akşener’den 3.5 misli daha fazla izleyici topladığı dikkat çekti. Araştırmacı Özer Sencar’ın da, programdan önce “Muharrem Bey, Meral Hanım’ı geçer” şeklinde konuştuğu öğrenildi. Bu arada Genel Merkez’de, İnce’nin ‘kampanyası’ mercek altına alındı. İnce’nin hareketliği karşısında Kılıçdaroğlu’nun bir ‘baskın kurultay’ konusunda hazırlıklı olunmasını istediği öne sürülüyor. İnce cuma günü Biga’da (Uğur Dündar’ın programında), cumartesi Denizli Çivril’de ve pazar günü Bandırma’da konuşacak.


Yazarın Tüm Yazıları