Bakandan Çolak'a 'Kanlıca' tahsisi

KANLICALILAR yazmış, “Size kötü bir haber vereceğiz” diye. Çok üzgünler. Diyorlar ki:

Haberin Devamı

“Kanlıca Gençlik Kulübü 1956’da kurulmuş, Erol Simavi zamanında büyük yol almış bir kulüp. Daha sonra bu kulüp biraz ‘gerileme devri’ geçirmiş ama sıkıntılarını geride bırakmış bugün. Amatörlerde süper lige kadar çıkan Kanlıca Gençlik Kulübü, Kanlıca Tekke mevkisindeki sahanın stat yapılması için Gençlik ve Spor Bakanlığı’na başvurmuş. Bakanlık ilk önce bu konuda olumlu yaklaşmış, sonra ise Samsunlu olan Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, kendi hemşerisi Tanju Çolak’a sahayı tahsis etme kararı aldı.

Kanlıca ve Boğaziçi ile hiç ilgisi olmayan Tanju Çolak, burada bir spor tesisi kurma projesi olduğu öne sürülüyor. Boğaziçi’nin Anadolu yakası ayaklanmış durumda...

Spor Bakanlığı’nın bunu en kısa zamanda düzeltmesi gerekmiyor mu? Beykoz ilçesi ve Kanlıca Mahallesi gençliğine yazık...

Onların kullanımına niye açılmıyor?

Bölgede bulunan futbol kulüpleri bugün-yarın aynı şeyin başlarına gelebileceğinden endişe ediyor. Kamuya mal olmuş ve 60. yılını doldurmuş Kanlıca Kulübü’nün futbol sahasının Bakan’ın kendi hemşerisi Tanju Çolak’ın kullanımına verilmesini halk anlamıyor. Bütün beklenti, TFF’nin, Spor Bakanlığı’nın olaya müdahale ederek bu kararı düzeltmesi yönünde. Çolak AKP’ye yakını olabilir ama kazancından önce o gençleri düşünmelidir.

Biz de ‘yeşil sahaları’ seviyoruz.

‘Komşu ilçemizde (Üsküdar’da) oturan Cumhurbaşkanımızın konudan haberi var mı acaba’ diye sormak istiyoruz.”


LUBE'NİN FB-KUMPAS KİTABI ÇIKTI

Haberin Devamı


LUBE Ayar bir gazeteci ve futbol tutkunu; daha doğrusu hasta FB’li...

Milliyet’te adliye muhabirliği dahil birçok gazetede çalıştı. ‘Yargıtay-MİT-Alaattin Çakıcı Skandalı’nı anlattığı ‘Firar’ isimli bir kitabı olan Lube Ayar’ın, Aziz Yıldırım’ın tutuklandığı süreçte ismi öne çıktı. Şimdi karşımıza ‘Ne Şikesi (3 Temmuz operasyonunun perde arkası), Memleket elden gidiyor (Cemaat Fener’le başa çıkamaz)’ (Destek Yayınları) kitabıyla hiç kimseyi şaşırtmadı. Çünkü kamuoyu kendisinden böyle bir kitap bekliyordu.

Kitabını Ergenekon operasyonunun başladığı 22 Ocak 2008 sabahından itibaren ‘özel yetkililer’in hukuka değil başka güçle ‘hizmet’ ettiğinin farkında olan bir gazetecinin ellerinden çıktı diye anlatıyor.

“FB neden 1998’den beri Cemaat’in hedefindeydi? Kumpasın ilk planları hangi FB’linin evinde yapıldı? Gülen’in, tahliye olduktan sonra Aziz Yıldırım’a imzalayıp gönderdiği kitapta ne yazıyordu? FB’ye iki yıl ceza verilmesi nasıl sağlandı? İddianamedeki 40 çelişki... Kumpasta rol alanlar şimdi neredeler?” sorularına yanıt arıyor.

Lube Ayar, kitabının tanıtım sunuşuna Stephane Hessel’in şu sözünü almış: “Öfkelenin! Direnişin ilk aşaması öfkelenmek, yaşanan haysiyetsizliklere kayıtsız kalmamak, infial duymaksa, ikinci belirleyici aşaması eyleme geçmektir.”

Okuyun, unutmayın


BİLİYOR MUSUNUZ?

Haberin Devamı


ELİF Uras’ın yağlıboya tablolarının ve İznik’te ürettiği çinilerden oluşan sergisinin 23 Eylül-6 Kasım tarihleri arasında Tepebaşı Galerist’te sergileneceğini...

SÜLEYMAN Demirel Üniversitesi ve Isparta Gelendost Belediyesi’nin düzenlediği; 17 Eylül 1176’da vuku bulan, Anadolu’nun tapusunun alındığı, ‘Isparta-Gelendost-Yenice Sivrisi (Miryokefalon) Selçuklu Zaferi’nin 840’ıncı yılının, 24-25 Eylül günleri arasında kutlanacağını...

İSTANBUL Milletvekili Barış Yarkadaş’ın, İBB’nin İstanbul’un kalbini imara açan planlarla ilgili bilgi vermemesine tepki gösterdiğini ve “Bu görülmüş bir şey değil. Bir belediyenin imar planlarını saklamasının gerekçesi ne olabilir? Bunu merak ediyorum. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde bir vatandaş olarak bilgi talebinde bulunacağım” dediğini...

TÜKETİCİ Birliği Federasyonu üyesi ve Enerji Tüketicileri Derneği Genel Başkanı Bülent Çebin’in elektrik tedarik firmalarının elektrik faturalarının tahsilinde ek ücret almalarının yasal olmadığını söylediğini...

KADIKÖY Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nun İBB’de yaptığı konuşmada, tüm meclis üyelerini kamu arazilerinin satılmasına karşı mücadeleye çağırarak “Kamunun ihtiyacı olan arazilerin satışına göz yumarsak bizi kim affedecek?” diye sorduğunu...


'ABDÜLHAMİT DÜŞERKEN'İ İZLEMENİN TAM SIRASI!

Haberin Devamı


TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ‘Abdülhamid sevdası’nın tüm yoğunluğuyla dışavurup cumhuriyetçi duyarlılığımızı ayaklandırdığı bugünlerde Nahid Sırrı Örik uyarlaması, Ziya Öztan imzalı 2004 yapımı ‘Abdülhamid Düşerken’ filmini hatırlamak çok yararlı olacak. Kısa süre önce kaybettiğimiz Çetin Öner, bu filmdeki ‘Sultan Hamit’ kompozisyonuyla harikalar yaratmış ve sanırım Antalya Şenliği’nde ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ ödülüne değer bulunmuştu. Ahhhh... o güzelim Tarık Akan’ımız da Hareket Ordusu Komutanı ‘Mahmud Şevket Paşa’ rolünde belleklerimize bir kez daha kazınmıştı. 

Aziz Naci DOĞAN

 

 

FETÖ’nün okulunu öğretmene temizletip Adliyeye verdiler

15 TEMMUZ darbe girişiminden sonra el konulan FETÖ’ye ait okullardan biri de Antalya Kemer’deki Toros Güven Koleji idi. Okul kapısına Milli Eğitim Bakanlığı’nın malıdır afisi asıldı ve okulun 5 Ağustos’ta ilkokulla aynı binada eğitim gören Mustafa Rüştü Tuncer Ortaokulu’na verildiği bildirildi. Bayrama beş gün kala yapılan bu değişimle, okulun eğitim öğretime yetişmesi için beş gün kalmıştı.
Bu süre içinde öğretmenler, 08.00-17.00 arasında okulu bir güzel temizlediler. Ağızlarında maske çöp attılar, sıraları dizdiler. Okulun ismini taşıyan tüm giysi ve malzemelerini temizlediler. Hiç gocunmadılar. Bedava ‘hamal’lar (öğretmenler), okulu yeni eğitim yılına hazır hale getirmişlerdi. Bu süreçte öğretmenler teşekkür beklerken, onları kimse ziyaret etmedi.
Gelelim asıl can alıcı ve öğretmenleri kızdıran konuya. Okul binası Kemer Adliyesi’ne verilmişti. Evet, ne bir açıklama ne bir gerekçe vardı. Tabii ki kendilerince gerekçeleri vardı. Şu anki binaları küçükmüş. İşin ilginci yeni bir adliye binası projesi onaylanmış ve bir yıl sonra tamamlanacakmış. 20 yıl dayanan adliye bir yıl daha dayanamamış!
Devlet okulunda ilk ve ortaokul öğrencileri üst üste dolaşırken, 6-14 yaşındaki öğrenciler aynı kantini, tuvaleti, koridoru ve bahçeyi kullanırken, öğrencileri düşünmemek eğitimi geri plana atmak hangi düşünceyle örtüşür bilemedik.
Bu okulun öğretmenlerine; ‘taşınacak ve temizlenecek binalar var siz yaparsınız nasılsa alıştınız’ esprileri ise ilçede günün konusu oldu. Öğretmenler bunu hak etmiyor.
Eğitime bu şekilde önem verilmediği sürece bize daha çok büyük adliye binaları gerekecek.

Haberin Devamı




YSS Köprüsü (3. köprü) büyük törenlerle açıldı ama bağlantı yolları ne olacak?



BÜYÜK şölen ve törenlerle açılan YSS Köprüsüne, Hüseyinli mahallesi Çekmeköy’den bağlantı yapıldı. Ücretsiz geçiş sona erdiği gün bağlantı kapatıldı aradan geçen süre içerisine (yaklaşık 1 ay) açılmadığı gibi ne zaman açılacağına dair hiç bir bilgi verilmiyor. Geçiş ücreti garantisi olması nedeni ile mi bu denli umarsızlık var bilemiyorum.
‘Kara mizah’ örneği olarak bu bağlantıdan çıkınca – tabii açılır ise- Polonezköy’ü- Şile otoyoluna bağlayan Beykoz Caddesine çıkıyorsunuz. Çıkar çıkmaz her iki yönde 200-300 metre sonra tek geçişli köprülerden geçmek zorundasınız. Bir tarafta köprü–otoyol yapıyorsunuz çıkışı ise tek araç geçebilen köprüler. Çok iyi bir planlama yapılmış.... Her halde bu yolu kullanan bizlere 2 çağı birden yaşatma deneyimi verilmek isteniyor.
Beykoz Caddesi, orman içinden geçen her gün araçla giderken sürüş ve seyir keyfi veren, kuş cıvıltıları ile gidilen bir yol idi. Sayın yetkililer her kimler ise Elmalı Barajını temizlemeye ve buradan çıkan balçıkları kamyonlar ile bu uzun yolu kullanarak bu civarda bir alana boşaltmak gibi çok iyi bir karar vermişler. Bu yolda günde ortalama 75-100 belki daha fazla kamyon gidip geliyor. Sonuç:
a) Yol berbat halde – çeşitli kere yapılan şikayetlerde her kurum topu diğer kuruma atıyor bizde tenis topu gibi arada gidip geliyoruz. Bir yetkili zahmet edip bu yoldan geçse durumu görse... Bunun için mutlaka bir devlet büyüğünün buraya gelmesi için çaba göstermek mi gerek.
b) Kamyonlar bu yolu giderken yokuşlarda yola balçık dökülüyor. Arkadan gelen kamyonlar kayıyor, yol saatlerce kapanıyor. Yetkililerin çözümü basit ve çok yaratıcı; kepçeler ile kamyonlar itiliyor, yol yıkanıyor. Yarım saat sonra yine aynı durum...
c) Hiç bir kontrol ve denetim olmadığı için kamyonlar binek aracı sürati ile gidiyor, her gün en az 2 kaza ve biz yolda acaba bu virajda sollayan kamyon karşımıza çıkar mı diye panik içinde bu yolu kullanıyoruz. Kamyonlar tek geçişli köprülerde çarpışıyor, yanıyor, devriliyor. Şansına ölüm olmuyor ancak yakında olacak. Hatırlatmak isterim burası İstanbul‘un Çekmeköy Belediyesi hudutları içerisinde, Kavacık–Polonez-yol üzerindeki yerleşim yerlerini ve Şile otoyoluna ve şimdi de YSS köprüsüne bağlayan ve giderek gelişen yeşillikler dolu bir bölgesi... Somali değil...
d) Yetkililere yazıyorsunuz cevap” programa alındı yapılacak...”
Ben bu cevabı 2 yıldır alıyorum.

Haberin Devamı


Güven BEŞTAŞ-TED İstanbul Koleji Vakfı Kurucu Temsilcisi

 



MESAJ PANOSU


ARAMIZDAN ayrılışıyla milyonları üzen ‘Jön Türk’ Tarık Akan’ın cenazesine katılarak varlığı ile yüreklerimize su serpen Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer bizlere “Bu Cumhuriyet o kadar da sahipsiz değil” duygusunu yaşattı.

Yaşar ALTINTARTI



GÜNÜN SÖZÜ


“Dünyada birçok kabiliyetli kişi, küçük bir cesaret sahibi olmadığı için kaybolur.”

Sydney Smith




Yazarın Tüm Yazıları