Asker korkusu depreşti

İnsanların onurları üzerinde ‘kolbastı’ oynayanlar hukuk tartısına çekilecek!

Haberin Devamı

ERGENEKON ‘seri’ davaları, Anayasa Mahkemesi’nin araya girerek, “yargılanmalar adil zeminlerde yapılmadı” kararlarından sonra yeniden başlayınca, bazı kesimlerde hafif tertip asker korkusu depreşti.
Orduyu hedef alan davalar, seri bir katilin elinden çıkmış seri cinayetler gibi, toplumun büyük kesiminin adalet duygularını rencide etti. Asker düşmanlığının ‘şehvetine’ kapılanlar, her türlü hukuksuzluğa, hak ihlallerine bir kulp buldular. İktidar gücünün saçak altlarında, her türlü zilleti reva gördüler. Şeref intiharlarına, hastalıklara, insani her türlü acıya bigâne kaldılar, kutsadılar... Hedef büyüktü, eski rejimi, orduyu çökerterek tasfiye etmek...
Arada her şey kaynayabilirdi; insanlık, vicdan ve en önce de hukuk.
Sonra, kirli ortaklık dağıldı, yargılamaların düzmece olduğu itiraf edildi ve dönemin ‘muktedirleri’ arasında yeni bir paylaşım savaşı başladı ve bütün şiddetiyle sürüyor. Muktedirlerin gücü giderek azalıyor, ‘debdebe ahlakı’ ayyuka çıkmış görünüyor.
İktidar bloğu dağıldı.
Davalar bitince nasıl bir tablo çıkacak endişesi baş gösterdi. Halbuki, endişe edilecek bir durum olmaması gerekir. Hukuk hükmünü icra edecek... Adaletin terazisini vicdanlarıyla tutanlar için değişen bir şey olmayacak ama, insanların onurları üzerinde ‘kolbastı’ oynayanlar, hukuk kantarında tartıya çekilecek.
Asker darbe yapar mı diye yazanlar, korkanlar, komik oluyorlar.
Askerin birinci sorunu kendi mensuplarını korumak...
Sokak serserilerinin darbelerini önlemeye çalışıyor!

Haberin Devamı

Doğan Kuban’dan ‘kültür’ dersleri

“ÇAĞDAŞLAŞMAYA engel olan Osmanlı’dan kalan en büyük miras cehalettir!
Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Marşı, ‘Çıktık açık alınla on yılda her savaştan’ diye başlar.
Bu Kurtuluş Savaşı’nı izleyen çağdaşlaşma savaşıdır.
Gerçek savaştan daha zor olduğunu bugün hâlâ sürüp gitmesinden anlıyoruz.”

İki soruda gazetecilik...

HDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü ile Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel, İstiklal Caddesi’ndeki Divriği Kültür Derneği’nde, 15-16 Kasım’da Ankara’da düzenlenecek Halkların Demokratik Kongresi’ne ilişkin basın toplantısı düzenliyor.
Gazeteci, Tuncel’e iki soru soruyor:
Soru 1- PKK, onbinlerce insanı öldüren ABD’den silah yardımı istedi. Buna ne diyorsunuz?
Tuncel: “IŞİD orada ağır silahlarla saldırıyor. Kürtlerin eşit şartlarda savaşmak için yardım istemesini çelişki olarak görmüyorum. IŞİD’e karşı eşit savaşmak, oradaki halkların yaşam güvencesi için normal bir durum...”
Soru 2- Hem IŞİD’e ABD silah verdi diyorsunuz, hem de ABD’den silah istiyorsunuz...
Tuncel: Bunu isterseniz toplantı bittikten sonra baş başa konuşalım. İşte gazetecilik budur. Bu gazetecinin görüşlerine katılmayabilirsiniz. Siyasetçi yanlış bir noktada olduğu ya da durduğu anda karşılaşacağı sorulara hazır değilse yaşanacak manzara budur.
Böylece gazetecilerin Cumhurbaşkanına veya Başbakana daha cesur sorular sorması mümkün müdür bugün!...

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu’ndan ‘garanti’li söz

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu sözleri sık sık yinelemeye başladı:
“CHP’de milletvekili adayları tüzük gereği % 85 önseçim, % 15 merkez yoklaması ile belirlenecek. Önseçim düzenli aidat ödeyen aktif üyelerimizle yapılacak.”
Peki partiye aidiyet nasıl olacak?
“Düzenli ayda 1 lira mobil aidat ödeyecek, milletvekili adayını da belirleyecek. Böylece, partiye aidiyetini kanıtlamış olacak. Öbür aidatını ödemeyen üyelerimize herhangi bir şey söylemiyoruz. Onların da başımızın üstünde yeri var. Ama diyeceğiz ki, kusura bakma sen milletvekili adayını belirlemeyeceksin.”
Kılıçdaroğlu’nun yine ‘kılıç’ elinde!

MESAJ PANOSU

Haberin Devamı

ERMENEKLİ Ayşe Ana’ya mektup: Orada tükenen senin umutların değil, hukuktur.
Sami SELÇUK
AK SARAY’a harcanan parayla neler yapılabilirdi? 114 bin besi çiftliği yapılabilirdi K.K.
MİLLETİN ‘servisine’ kafayı takacaklarına... Devlet içindeki ‘araç’ saltanatına son vermeyi niye düşünmüyorlar?
Burhan DURDU-ANKARA

Mescid-i Aksa’ya çığ gibi destek

İSRAİL’in 1967’den beri ilk defa Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatması, dünya genelinde özellikle de Türkiye’de kamuoyundan büyük tepki görüyor. Dünkü cuma namazında bu tepki açığa çıktı.
Türkiye’deki Müslümanların güçlü tepkileri öne çıkıyor; çeşitli tepkilerde ‘İsrail’in bu umursamaz ve tahrik edici tutumu’ yüksek sesle protesto ediliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesinde konu, eleştirel anlamda paylaşıldı.
AKP’li bir dostumuz “Biz yüksek sesle üzerimize düşeni az da olsa yapmaya çalışırken, maalesef Arapların, Filistinli kardeşlerine ve Müslümanların ilk kıblesinin işgal altında kalmasına ve İsrail’in bu çirkin tutumuna sessiz kalması karşısında üzüntü duymamak elde değil” dedi.
Aman hemen gündeme getirilen 3. intifada tartışmalarına dikkat!

Haberin Devamı

YÖK’e gelen ‘Alo Fatih’in kardeşi

ABDULLAH Gül’ün atadığı, hemşehrisi Prof. Gökhan Çetinsaya’nın YÖK Başkanlığı’ndan ‘acilen’ alınması ve yerine atanan ‘yardımcısı’ Prof. Yekta Saraç kimdir? Habertürk’ün ‘Alo Fatih (Saraç)’in küçük kardeşi Necdet Saraç... Saraç kardeşler; Tayyip Erdoğan’ın ‘hocaların hocası ve Erdoğan’ın rahle-i tedrisinden geçtiği Emin Saraç’ın oğulları... ‘Alo Fatih, Körfez sermayesinin Türkiye’deki danışmanı olarak biliniyor. Kahire’de okuyan, ‘Hadis Alimi’ Emin Saraç’ın ailesi Tokat Erbaalı...



‘Cebri kamulaştırma’ya karşı Trabzon’da yaşam mitingi

DERELERİN Kardeşliği Platformu (DEKAP), yasalara, Anayasa ve hukuka aykırılık hakkında yargı kararları bulunmasına ve aynı zamanda bir savaş hukuku olmasına karşın, Bakanlar Kurulu’nun özellikle de HES ve maden aramaları için almayı sürdürdüğü ‘cebri kamulaştırma’ kararlarına karşı yarın Trabzon’da miting düzenliyor. DEKAP Sözcüsü ve bizim ‘Türkiye’de suyu bilen adam’ olarak’ nitelediğimiz Ömer Şan, “Karadeniz Kararmasın, Geleceğimiz Solmasın... Derelerimiz, yaylalarımız, ormanlarımız satılık değil!... Yaşamı savunuyoruz, yaşamın yağmalanmasına karşıyız” dedi.
Miting için hiç kimseye özel davetiye göndermediklerini, duyarlı herkesi mitinge katılmaya ve mücadeleye omuz vermeye beklediklerini kaydeden Ömer Şan’ın DEKAP adına yaptığı çağrı şöyle devam ediyor:
“Satılık suyumuz yok diyoruz. HES’leri istemiyoruz! Aynı zamanda bir ‘Cehennem Yolu’ ve ‘Yeşil Yok’ projesi olan ‘Yeşil Yol’u istemiyoruz! Yolun başında bekliyor, yol vermiyoruz. Termiksiz, nükleersiz, siyanürsüz bir yaşam istiyoruz! Zehir solumak istemiyoruz! İşte bu yüzden bu yağma harekâtına karşı duran, vadisini, deresini, köyünü, ormanını, yaylasını savunan herkesi omuz vermeye, hep birlikte yaşamı savunmaya çağırıyoruz! Gelin canlar-canlılar bir olalım, omuz omuza duralım, doğayı ve yaşamı savunmak için yarın 12.00’de Trabzon’da buluşalım.”
(Not: Fatsa-Ünye arasında üretime geçmek için hazırlıklarını sürdüren İngiliz ortaklı Altıntepe Şirketi’nin altın madenine karşı mücadele ettiğini ve jandarma ve polis baskısı altında kaldığını belirten İstanbul’daki Fatsa ve Ünyeliler yarın yarın 12.00’de Taksim Galatasaray Meydanı’nda buluşacak.)

Yazarın Tüm Yazıları