18 Mart Çanakkale Zaferi

ÇANAKKALE Deniz Zaferi’nin 100’üncü yıldönümüdür bugün...

Haberin Devamı

Bundan tam bir asır önce, Boğazlar’ı aşarak İstanbul’a girmeyi hedefleyen İngiltere ve Fransa, üç tümenden ve modern zırhlılardan oluşan donanmalarıyla Ege Denizi’nden kuzey istikametinde ilerliyordu. Bu amaçla 18 Mart sabahı modern İngiliz zırhlılarından oluşan Tümen, Boğaz’ın açıklarına geliyor ve saat 11.15’te Triumph zırhlısının ilk mermiyi atmasıyla savaşı başlatıyor, uzun menzilli toplarıyla mevzilerimizi bombalıyordu. Bu ateş altında kalan mert, yiğit, yüreği vatan sevgisiyle dolup taşan Mehmetçik, mevzileri boşaltmıyor, toplarının başından ayrılmıyordu. Dardanos ve Mesudiye tabyalarımız kükreyerek, düşmanın Agamemnon zırhlısına birkaç mermi isabet ettiriyor, yara açıyor, Inflexible zırhlısının komuta köprüsünde yangın çıkarıyordu. Saat 12.00 sularında Fransız zırhlıları, tabyalarımız üzerine ateş kusuyor, tabyalarımız da olan gücüyle karşılık veriyordu. Düşmanın çelik yüzer kuleleri alev alev yanıyor, tabyalarımız kükremeye, isabet kaydettikçe de coşmaya başlıyordu. Düşmanın “Susturduk” dediği bir anda topçularımız parlıyor, isabet ettirdikleri atışlarla çelik duvarları delik deşik ediyordu. Kaçıp kurtulabilmek için manevra üzerine manevra yapıyorlardı.
17 Mart’ı-18 Mart’a bağlayan gece, düşman gemilerinin manevra alanı olan Karanlık Liman’a, Nusret mayın gemisi tarafından incecik bir çelik halat üzerinde sallanan 26 mayın döşeniyor ve bu mayınlardan birine çarpan Bouvet, iki dakika içinde 600 mürettebatı ile denizin sularına gömülüyordu. Bouvet’in yerini almak için koşan bir diğer zırhlıları da bir mayına çarpıyor, yaralı gövdesini sürükleye sürükleye savaş alanından çekiliyordu.
Ölüm kusan toplarıyla döne döne ateş etmeyi sürdüren düşman zırhlılarının mermileri, düştükleri Çanakkale merkezi ile Kilitbahir’de yangın çıkarıyor, her yer alev alev yanıyordu. Türk topçuları onun hıncını alırcasına ölüme meydan okuyarak sürdürüyordu ateş etmeyi; coşmuşlardı bir kez... Tüm tabyalarımız kükrüyor, düşman zırhlılarını dövüyor, dövüyordu. Yıldırmamış ve yıldırmıyordu onu hiçbir güç. Bir anda yerinden fırlayan Seyit Onbaşı, 275 kiloluk mermiyi sırtlayarak topa yüklüyor ve ateşliyordu. Güneşin fersiz kızıl ışıkları Çanakkale’den yükselen alevlere karışırken düşmanın üç zırhlısı ile mayın tarama gemileri batıyordu.
18 Mart 1915:
- Düşman donanmalarının 1915 yılı başlarında İstanbul’a girmelerini ve imparatorluğun o yıl içinde çökmesini önleyen, çok büyük ve tarihi zaferin ilk raundudur.
- Yokluklara ve zorluklara aldırış edilmeden yaratılmış büyük bir mucizedir.
- Dünyanın en güçlü deniz kuvveti olduğu söylenen ve “yenilmez armada” olarak bilinen İngiliz-Fransız ortak donanmasının püskürtüldüğü, perişan edildiği ve ardına bakmadan geldiği gibi gittiği, hayallerin bile önüne geçen eşi ve benzeri olmayan ve ‘Çanakkale Geçilmez’ dedirten büyük bir zaferdir.
- “Ana ben gidiyorum düşmana karşı...” diyerek okulu bırakan, yuvasından ayrılan liselilerin çoğunun dönmediği, diploma yerine şehitlik unvanını kazandıkları cesaretin ve özverinin simgesidir.
- Mustafa Kemal’in; tarihe geçen ilk kahramanlığının beşiği, Anafartalar yangınının kıvılcımıdır.
Bu moral ve bu motivasyonla Sakarya’da şahlanan, Dumlupınar’da Türk’ün kaderini değiştiren, 9 Eylül 1922 de ulusumuzu dünyada uluslararası onurlu bir yere taşıyarak mucize yaratan, zafer üstüne zafer kazanan ve destan yazan yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ile kahraman silah arkadaşlarını minnetle, saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Cemil ÇETİN - Eski Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Osman Hoca’dan duyuru

“19.01.2011/6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 338. maddesine göre anonim şirket tek kişi ile de kurulabilmektedir. Uygulamada tek kişilik anonim şirket ve/veya holding olarak anılmaktadır.”
Türkiye’nin anonim şirket şeklinde yönetilmesi gerektiğini belirtenlerin bilgisine saygıyla sunulur.
Prof. Dr. Osman ALTUĞ-Marmara Üniversitesi Öğr. Üyesi

Onur için ‘gitmek zamanı’

YAŞAM alanlarını savunmak için sokaklara çıkan köylü ve kentlilerin; HES’lere, termiklere, madenlere, taşocaklarına, nükleere direnenlerin; kentsel dönüşüm adı altındaki yaşam alanı katliamlarında mağdur olanların ve hak arayanların; ülkedeki hukuksuz uygulamalara karşı geldiği için gözaltına alınan, tutuklanan, yargılananların; cezaevlerinde yaşayarak ölüme mahkûm edilenlerin; şiddet gören, ötekileştirilen kadınların, çocukların, LGBTİ bireylerin; eğitim hakkı gasp edilen öğrencilerin; atanamayarak hayatları karartılan öğretmenlerin ve memurların; kıyıda köşede kalmış tüm mağdurların; hayvanların ve doğanın tüm varlıklarının haklarını koruma yolundaki mücadelemde, örgütten aldığım destek önemli ve yol gösterici olacaktır.”
Önseçimde öyle kişiler için oy kullanırsınız ki son derece anlamlıdır. O isimler içinde hırsız yoktur, kariyer peşinde koşan yoktur, siyasetin kirli aktörleri yoktur. Eminsinizdir ki oy kullandığınız kişiler daha güzel bir Türkiye hayali peşinde yürüyen, yalın ve tertemiz isimlerdir. Milletvekili Melda Onur’un, onların yanına ‘gitmek için’ yeniden aday olduğunu bu sözlerle açıkladığını biliyor musunuz?

Haberin Devamı

‘Gündöndü’ Atina’ya döndü

BİR nehrin hikâyesi diye başlıyor Nejla Demirci’nin ‘Gündöndü’ belgeseli. Belgesel kapıları çalıyor şairin dediği gibi: “Kapıları çalan benim/ Kapıları birer birer...” Bundan yaklaşık altı ay önce Yunanistan’da da bir grup insan bu belgeseli bir kolektifte izliyor. Bir şeyler yapılmadı deniyor ve Yunanistan’da Ergene Eylem Forumu kuruluyor. Bu bir nehrin hikâyesi, yaşamın varlık-yokluk sorununu anlatıyor bize. Evet, Ergene Eylem Forumu üyeleri Ergene özelinde dünyadaki tüm ekolojik yıkımları sorgulayarak yola koyuluyor. Her gün su yoksa yaşam da yok diyerek seslerini daha çok çıkarıyorlar. İşte bu temelde Nejla Demirci 13 Mart’tan beri(Aleksandrapoli’de (Dedeağaç), Ksanti (Gümülcine), ciddi çevre sorunu olan Xalgidiki (Halkidiki) ve Selanik’teki toplantılarda belgeselini gösteriyor. Son gösteri yarın Atina’da, tarihsel kimliği olan Atina Politeknik Üniversitesi’nde son gösterim ve toplantı ile kampanya programı bitirilmiş olacak. Yunanlar, çok şaşırmışlar. Ergene’nin bu kadar kirli olduğunu bilmiyorlarmış. Kirliliğin Meriç ve Saros Körfezi’ni de içine alması balıkçılar için ciddi bir tehlike...
nejlademircii@hotmail.com

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

DÜNYA Ormancılık Günü nedeniyle Yeşil Türkiye Ormancılar Derneği İstanbul Şubesi olarak, yarın 10.30‘da İstiklal Caddesi Galatasaray Lisesi önünde Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı anısına ortaöğretim öğrencilerimizle birlikte şehitler adına ‘Fidan dağıtım etkinliği’ yapılacağını, ertesi gün de 14.00’te Kemerburgaz’da fidan dikimi yapılarak Çanakkale Şehitleri 100. Yıl Hatıra Ormanı kurulacağını...

Yazarın Tüm Yazıları