Türkiye ve İsrail Seçimleri: İlişkiler Normalleşiyor mu?

İsrail’le bu aralar kader birliği yapıyoruz. Zira orada da genel seçimler yaklaşık üç ay önce yapıldı.

Haberin Devamı

Bir ay önce de koalisyon kuruldu. Ancak hükümet oluşumu hâlâ devam ediyor.

Peki İsrail Türkiye’nin seçim sonuçlarını nasıl okuyor?

İki ülkenin seçimleri, ilişkileri etkiler mi?

Tüm bunları, bir konferansa katılmak üzere İstanbul’da bulunan İsrail Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı Alon Liel ile konuşuyorum.

Emekli Büyükelçi, Ankara’da iki kez diplomat olarak görev yapmış.

İki ülkenin ilişkilerini hâlâ aktif olarak, yakından takip ediyor.

ESKİ İSRAİL BÜYÜKELÇİSİ: İLİŞKİLER NORMALLEŞEBİLİR

Öncelikle: İki ülkedeki seçimlerden sonra Türkiye-İsrail ilişkileri normalleşir mi?

Liel, İsrail’de koalisyonun hâlâ değişebileceğini hatırlatıyor.

Zira İsrail yasalarına göre koalisyon kurulduktan sonra da, başbakan muhalefet partilerinden birini koalisyona davet edebiliyor.

Haberin Devamı

İsrailli Büyükelçi, Başbakan Netanyahu’nun bunu yapmayı plânladığı görüşünde.

Koalisyona sol kanattan bir parti katıldığı ve Dışişleri Bakanı bu partiden olduğu takdirde de, ilişkilerin değişmesine ihtimal veriyor.

Ancak bunun için Ankara’da da bir değişim gerektiğini söylüyor.

Yeni hükümette hem başbakan, hem dışişleri bakanı AKP’li olursa, normalleşmenin zorlaşacağını düşünüyor.

Bununla birlikte, İsrail’in Türkiye’nin Gazze’ye insani yardım ulaştırmasında hâl-i hazırda çok zorluk çıkardığını anlatıyor.

Bu tutumunu değiştirirse, ilişkilerin olumlu yönde etkilenmesini öngörüyor.

BİZİM İÇİN ESAD VE IŞİD AYNI TEHDİT

Elbette Suriye’yi konuşmadan edemiyoruz.

Malûm, son zamanlarda İsrail’in Suriye’de Hizbullah’ı vurduğuna dair haberler geliyor.

Liel, İsrail’in Suriye’deki tek derdinin IŞİD’i Golan Tepeleri’ne yaklaştırmamak olduğunu söylüyor.

Yani Suriye sınırları içerisinde yer alan, İsrail’in 1967'de işgâl edip, 1981'de ilhak ettiği bölge.

Ve Golan’a yaklaşan her gücü - IŞİD, Nusra ya da Esad güçleri diye ayırt etmeksizin - insansız hava araçlarıyla vurduklarını söylüyor.

Haberin Devamı

Dolayısıyla İsrail’in derdi, varsa yoksa Golan Tepeleri.

Peki Tel Aviv Esad’ın gitmesini istiyor mu?

“Bizim için Esad demek, İran demek. Hizbullah demek. O yüzden Esad da, IŞİD de, Hizbullah da bizim için aynı derecede tehdit” diyor.

Ancak yine de ekliyor: “Suriye’nin iç işlerine karışmayız. Biz kimseye karşı savaşmıyoruz. Sadece Golan’ı korumaya çalışıyoruz.”

İSRAİL ÖZGÜR SURİYE ORDUSU’NA YARDIM EDİYOR

Tel Aviv’in Ankara ile örtüştüğü tek nokta ise Esad değil. Bir diğeri de Özgür Suriye Ordusu (ÖSO).

Liel, İsrail’in ÖSO’yu “iyi adamlar” ve “iyi muhalifler” diye adlandırdığını söylüyor.

Ve iyi adamlara insani yardım gönderdiklerini anlatıyor. Peki silah ve para? “Sanmıyorum” demekle yetiniyor.

Haberin Devamı

Bir de kritik bir ekleme yapıyor: “Zaten İsrail ÖSO’yu kucaklarsa, bu onlara bölgede büyük zarar verir.”

Peki Türkiye ile bu konuda koordine oluyorlar mı? “Türkiye ile hiçbir konuda işbirliği yapmıyoruz. Sizdeki Suriyeli mültecilere yardım etmemize bile Ankara izin vermedi” diyor.

Ve iki ülkenin Dışişleri Bakanlarının son 5 yıldır telefonda bile konuşmadıklarını hatırlatıyor.

İSRAİL BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN’I DESTEKLİYOR

Ve Kürtler.

İsrail’in şu anki Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, geçtiğimiz sene Meclis Başkanı iken bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını desteklediklerini söylemişti.

2 gün önce de İsrail Adalet Bakanı HDP’nin seçim başarısını değerlendirirken, “bölge Kürtleriyle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz” açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı

İsrail bağımsız Kürdistan’ı destekliyor mu? Liel, resmi olarak olmasa da, gayrı-resmi olarak İsrail’in Kürtlerin bağımsızlığını desteklediğini söylüyor.
*
Ve Türkiye, İsrail ve Kürtler arasında stratejik bir ortaklığın kurulması gerektiğini vurguluyor.

Bölgedeki tek seküler ve istikrarlı ükelerin Türkiye ve İsrail olduğunu hatırlarıyor.

Kürtlerin de seküler ve bölgede gittikçe kuvvetlenen bir aktör olarak, bu ortaklığa dâhil edilmesi gerektiğini düşünüyor.

Liel sohbetimizi, iki ülkenin örtüşen stratejik çıkarlarını hatırlatarak bitiriyor: “Irak ve Suriye dağılıyor. Türkiye ve İsrail, bu ülkeleri IŞİD’in ve İran’ın ele geçirmesini değil, ÖSO’nun ve Kürtlerin kontrol etmesini tercih eder.”
*
Her ne kadar iki ülkenin düşmanları ve ortakları müşterek olsa da, onları buluşturacak yol çetrefilli ve uzun görünüyor.


Yazarın Tüm Yazıları