Putin neyin peşinde?

“RUSYA’nın Türkiye’ye rağmen bu adımları atması, bizi ciddi manada tedirgin ediyor.”

Haberin Devamı

Dedi dün Cumhurbaşkanı Erdoğan. Hemen akabinde de Dışişleri Bakanlığı Rusya’yı “kuvvetle” protesto etti. Bir Rus savaş uçağının hava sahamızı ihlal etmesi üzerine.
Peki Rusya’nın “Türkiye’ye rağmen” yaptığı nedir? Putin neyin peşinde?


PUTİN’İN TAKTİĞİ


PUTİN’in asıl derdi, Esad rejimini muhafaza etmek. Böylelikle Suriye’deki çıkarlarını korumak ve bölgedeki ve uluslararası nüfuzunu arttırmak istiyor.
Buna yönelik de iki taktik uyguluyor. Birincisi: IŞİD ve Nusra dışındaki, ABD, Türkiye ve Körfez ülkelerinin desteklediği muhalif grupları da vuruyor. Zaten asıl bu Ankara’yı ve ABD’yi rahatsız ediyor.
İkincisi: ABD başta olmak üzere IŞİD karşıtı koalisyonu kendisiyle ve Esad’la birlikte savaşmaya zorluyor. Evvelsi gün Putin’in Basın Danışmanı’nın “Batı vurmamızı istemediği muhaliflerin kim oluğunu bize söylesin, yani bizimle birlikte çalışsın” sözleri buna delalet.


*

Haberin Devamı


Yine aynı amaçla; Rusya, İran, Irak ve Suriye arasında kurulan istihbarat ağına, Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerini ve Türkiye’yi de katmak istiyor.
Erdoğan’ın evvelki hafta yaptığı Moskova ziyaretinin hemen akabinde Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı bunu bir adım ileri götürdü. Ve bu ülkelerin “Suriye uluslararası temas grubu” olarak ekimde bir araya gelebileceğini söyledi.


*


PEKİ Rusya bunu yapabilir mi? ABD, Türkiye ve Körfez’i kendisiyle ve İran’la aynı cephede yer almaya ve Esad’ın kalmasına razı eder mi?
Herşeyden önce Türkiye ve ABD’nin Putin ile işbirliğinin önünün açılması için, Rusya’nın destekledikleri muhalifleri vurmaya son vermesi gerekiyor.
Esad konusunda ise ABD ve Türkiye “Esad’lı geçiş”e tabir-i caizse geçiş verdi. İran’la işbirliğine de Obama imzaladıkları nükleer anlaşma sonrasında açık görünüyor.


SUUD-İRAN GERİLİMİ


NE var ki mesele burada bitmiyor. Kritik bir aktör daha var: Suudi Arabistan. Suudlar başta olmak üzere Körfez’in desteği, ABD’nin Suriye’ye her türlü müdahalesi için hayati önemde.
Ancak aynı Suudi Arabistan İran’la Yemen’de savaş halinde. Dolayısıyla bu ikilinin yakın zamanda birlikte hareket etmelerini beklemek gerçekçi değil.
Diğer yandan aralarındaki gerilim tırmanacak gibi de görünmüyor.
ABD’nin Ortadoğu’da “Gayri Resmi Diplomasi”sini yürüten, yani ABD adına bölgedeki karar alıcılarla görüşen Randa Slim’le konuştuğumda, kritik bir bilgi veriyor: İran ve Suudi Arabistan arasında aracıların uzun zamandır mesaj taşıdığını söylüyor. Arap medyasına göre ise bu “arabulucu” Umman.


*

Haberin Devamı


Bununla birlikte, Suudi Arabistan’ın Rus operasyonu başladığından beri tutumu da dikkat çekici. Son derece sakin, dengeli bir dil kullanıyor. Suud Dışişleri Bakanı’nın “önce bir bakalım Rusya Esad’ı geçiş süreci sonunda gitmeye ikna edecek mi” sözüne bakınca, Riyad bu sürece bir şans veriyor.
Kaldı ki, Putin’in Körfez’le ilişkileri son derece sıcak. Geçtiğimiz yaz boyunca neredeyse tüm Kürfez liderlerini ağırladı. Belli ki bölgedeki tarafları bir araya getirmeye çeşitli kanallarla devam edecek.


RUSYA ORTAK OLUR MU?


Ezcümle Rusya’nın Türkiye, ABD ve Körfez’le işbirliğinin yolunu neyin açacağı belli. Söz konusu muhalifleri vurmaya son vermesi ve Esad’ı muhalefetle güç paylaşmaya ikna etmesi gerekiyor.
Ki bu imkansız değil. Hatırlarsanız 2013 yazında Esad’ın kimyasal silah kullandığı iddiası üzerine Obama, Suriye’ye askeri müdahaleye hazırlanıyordu. Ve tam o sırada Putin, Esad’ı kimyasal silahlarını imha etmesi için ikna ederek, bunun önünü almıştı.
Yine İran’la nükleer anlaşmanın sağlanmasında da Rusya önemli rol oynadı.
Kaldı ki, Putin’in kendisini Batı’ya ortak olarak kabûl ettirmeye çalıştığı analizini yapanlar hiç de az değil. Böylelikle uluslararası meseleler üzerinde etkisini arttırmak istediği söyleniyor.


*

Haberin Devamı


PEKİ Rusya bunları yapmazsa ya da yapamazsa ne olur?
Pek de birşey olmaz. Zira ABD zaten Suriye’ye daha fazla müdahil olmak istemiyor.
Suudi Arabistan da şu anda zamanının yüzde 90’ını Yemen’e harcıyor. Bununla birlikte Hac faciası ülke içindeki iktidar mücadelesini de tetiklemiş görünüyor. Bu nedenle Riyad’ın muhtemel tepkisi, Suriyeli muhalifler üzerinden müdahalesini arttırmak olacaktır.


*


Kısacası bu sefer şans bile Rusya’dan yana görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları