İşte Eksen Şimdi Kaydı

Amerika’da “çanak çömlek dükkânı kuralı” diye birşey vardır. Çanak çömlek satan bir dükkanda dolaşırken bir ürünü kırarsanız, onu satın almak zorundasınız.

Haberin Devamı

ABD’nin 5 yıldır Suriye politikasını da resmen bu kural belirledi: “Aman dükkana girmeyelim. Sonra maazallah hasarlar üzerimize kalır.”

Sonunda da Rusya dükkana paldır küldür girdi.

YİNE SOĞUK SAVAŞ MI?

Böylece denklem hem bölgede, hem dünyada bir anda değişti.

Herşeyden önce, Rusya rüştünü ispat etti. Soğuk Savaş’tan beri ilk kez uluslararası konumunu bu kadar güçlendirdi. ABD’yle aynı düzleme yerleşti.

Bölgedeki nüfuzu da o zamandan beri ilk kez bu kadar arttı.

Haberin Devamı

Yalnız bu “Soğuk Savaş geri dönüyor” anlamına gelmiyor. Zira boğuştukları sorunları düşününce ne iki gücün de böyle bir mücadeleye mecali var. Ne de ABD’nin Rusya’yı iteleyip dükkana girmeye niyeti var.

*

Bunun işaretini Putin BM’deki konuşmasında verdi. “Bugün Hitler’e karşı kurulan koalisyon gibi benzer bir oluşum gerekli” dedi. Ki 2. Dünya Savaşı sonrası oluşan bu koalisyonun belkemiği ABD ve Rusya’ydı.

Bunu Obama’nın BM’de konuşurken Rusya’dan “ortak” diye bahsetmesi izledi.

Zaten Rusya bu operasyonları “ABD’ye rağmen” yapmıyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin “Rusya’nın bu meseleye odaklanmayı seçmesinden memnunuz” sözleri buna delalet.

ABD TETİKTE

Washington’dan ulaştığım yetkililer ve emekli büyükelçiler de şu iki noktayı vurguluyor: Bir, ABD ve Rus Dışişleri Bakanları ortak hedeflerinin IŞİD olduğunu açıkladılar. İki, Rusya üç gündür ağırlıklı olarak Nusra’yı vuruyor.

Buraya kadarından ABD memnun. Zira Rusların IŞİD ve Nusra’yı vurması, kendi iş yükünü azaltacak. Zaten iki ülkenin askerlerinin çok yakında görüşmeye başlayacak olması, bir nevi iş paylaşımına hizmet edebilir.

*

Haberin Devamı

Ancak ABD’nin hiç de memnun olmadığı bir nokta var: Rusya ABD’nin desteklediği, IŞİD ve Nusra dışındaki muhalifleri de vuruyor.

Bu da ABD’nin sinirlerini gerse de, şimdilik sineye çekiyor. Suriye’de asgari çaba göstermek istediği ve Rusya’nın IŞİD ve Nusra’yı hedef alması işine geldiği için.

Diğer yandan Rusya da ABD’ye bir adım yaklaşmış görünüyor. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un evvelsi gün “ABD’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) terörist olarak görmüyoruz. Onlar siyasi çözümün parçası olmalı” demesi, bunun göstergesi.

*

Rusya’nın şu anda bu diğer grupları da vurmasının sebebi ise, hem Esad’ı güçlendirmek.

Hem de konuştuğum Fred Hof’a göre (bir önceki Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Suriye Özel Danışmanı) meydanda sadece Esad ve IŞİD’in kalmasını sağlamak.

Haberin Devamı

Böylece ABD’yi IŞİD’e karşı Esad’la birlikte savaşmaya mahkûm etmek.

Ancak diğer yandan Rusların zamanla asıl IŞİD’e yönelmesini bekleyenler de az değil.

Zira şu anda IŞİD saflarında savaşan 2000’den fazla Rusya vatandaşı var.

Moskova bu cihatçıların geri dönüp yine bir Çeçen savaşı başlatmasından korkuyor.

VE GİTMEYEN ESAD

İki küresel gücün anlaşamadıkları bir diğer nokta ise, Esad’ın akıbeti.

ABD “geçiş sürecinde Esad olabilir” kıvamına zaten gelmişti. Ancak şimdi mesele bunun ötesine geçti.

Rusya Esad’ı IŞİD’e karşı savaşın parçası yapmak istiyordu. ABD ise karşı çıkıyordu. Bunu engellemek ise artık mümkün değil. Daha şimdiden Ruslar operasyonu Suriye rejimi ile koordine ederek yapıyor.

Haberin Devamı

Bu da ister istemez Esad’ı en azından yakın gelecekte kalıcı kılıyor.

*

Ancak diğer yandan, belli ki perde arkasında ABD ve Rusya Putin’in Esad’ı muhalefetle masaya oturmaya ve uzlaşmaya ikna etmesi için anlaştı.

Evvelsi gün Putin’in yaptığı açıklama bunu gösteriyor:“ Esad’ın siyasi değişim için hazır olduğunu biliyorum. Umuyorum ülkesi için uzlaşacaktır.”

Hakeza Kerry, Rusya’nın operasyonunu siyasi çözüm için bir “fırsat” olarak değerlendirdi.

*

Belli ki ABD ve Rusya yükselen tansiyonu yönetecek. Asıl mesele, bölgedeki dengelerin bir anda Rusya-Esad-İran lehine kaymış olması. Ve bunun ABD ve Türkiye için sonuçları.

Devam edeceğiz.

Not: Bir yazara saldırı, eli kalem tutan ve düşünen herkese yapılmış bir saldırıdır. Bu şiddet eylemini bu hisle kınamalı ve hesabını sormalıyız. Başta Ahmet Hakan olmak üzere, eli kalem tutan ve düşünen herkese çok büyük geçmiş olsun.

Yazarın Tüm Yazıları