Suriye'deki Son Gelişmeler

TÜRKİYE birkaç gündür dünyanın en büyük uluslararası zirvelerine ev sahipliği yapıyor.

Haberin Devamı

Önce geçtiğimiz haftasonu Antalya’daki G20 zirvesi.

 

Şimdi de, oradan ayağımızın tozuyla geldiğimiz İstanbul’daki Atlantik Konseyi.

 

Yani dünyanın en büyük enerji zirvesi.

 

Zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan açılış konuşmasında yine Suriye, IŞİD’le mücadele ve özellikle Paris saldırılarına yönelik çok önemli mesajlar veriyor.

 

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu da salonda. Sinirlioğlu, ağustos ayında bakan olduğundan beri Suriye dosyası birden bire hız kazandı.

 

Türkiye; ABD, Rusya ve Suudi Arabistan’la birlikte Viyana görüşmelerini yürüten dört ana ülkeden biri.

 

Haberin Devamı

Sinirlioğlu da bu görüşmeleri bizzat yürüten kişi.

 

Dahası daha yeni G20’de iki gün boyunca Amerikan ve Rus başkanları Obama ve Putin başta olmak üzere, tüm kilit isimlerle saatlerce masada Suriye’ye çözüm aradı.

 

Sinirlioğlu’yla dün zirve sırasında başbaşa sohbet etme fırsatı buluyorum.

 

Ve hemen Suriye konusundaki taze gelişmeleri kendisinden öğreniyorum.

 

‘ABD İLE MUTABAKAT SAĞLADIK’

 

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin son yaptığı “Türkiye ile Suriye’de ortak operasyona başlıyoruz” açıklamasıyla başlıyoruz sohbete.

 

Sinirlioğlu bunun tamamen hava harekâtına yönelik olduğunu bir kez daha vurguluyor.

 

Şu anda Körfez ülkeleri ve Rusya dahil hiç kimsenin karadan asker göndermeyi düşünmediğini söylüyor.

 

Dahası kara kuvvetine ihtiyaç olmadığı görüşünde.

 

Haberin Devamı

Peki Türkiye ve ABD havadan vururken, karadan kim destek verecek? Malûm Ankara ‘ılımlı muhaliflerin’ ve Türkmenlerin karadan operasyona dahil olmasını istiyor.

 

ABD ise PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’yi artık açıkça destekliyor ve Suriye’de asıl kara kuvveti olarak görüyor.

 

Sinirlioğlu bu konuda “mutabakat sağladık” diyor.

 

Yani YPG karadan müdahil olmayacak mı?

 

“Bu mümkün olabilir mi? PKK ile mücadelemiz devam ediyor” diye yanıtlıyor.

 

Bu da, PKK silah bırakmadan PYD’nin sorunlu bir konu olmaya devam edeceğini gösteriyor.

 

Sonra da ABD ile ortak hava operasyonun Azez-Cerablus arasında, yani Fırat’ın batısında yapılacağını hatırlatıyor.

 

“PYD zaten orada yok. Fırat’ın batısına geçerse vuracağımızı da zaten biliyor” diyor.

 

Haberin Devamı

ABD’nin de Türkiye’nin bu kırmızı çizgisini bildiğinin altını çiziyor.

 

Dahası, ABD’nin zaten YPG’yi bu operasyona dahil etme çabası olmadığını söylüyor.

 

‘PYD VE YPG AYRI’

 

VE kritik bir ekleme yapıyor.

 

“YPG ve PYD’yi ayırmak lazım. YPG eşittir PKK. PKK da bizim ve ABD’nin terör listesinde. PYD ise bir parti. Bizdeki HDP gibi. YPG onun silahlı kolu. PYD’nin elinde ise silah yok” diyor.

 

İkisi arasındaki makasa da dikkat çekiyor.

 

Hatırlarsanız ekim ortasında PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, ABD’nin kendilerine 50 tonluk yardım yaptığını doğrulamıştı.

 

Bunun üzerine YPG’nin sözcüsü, Müslim’in sözlerinin YPG’yi bağlamadığını söylemişti. 

 

Peki ABD’nin YPG’yi desteklemesi ilişkilerimizde sorun yaratıyor mu?

 

Haberin Devamı

“Onlara YPG’nin PKK olduğunu anlatıyoruz” diyor.

 

“Anlıyorlar mı?” diye soruyorum.

 

Yanıtı kısa ve net: “Anlıyorlar.”

 

Ve Washington’ın tutumunda değişiklik beklediğini, bunun işaretlerini gördüğünü söylüyor.

 

Son olarak, Kandil’e hava operasyonlarının PKK orada olduğu sürece devam edeceğini ekliyor.

 

PYD RUSYA’DA OFİS AÇMAYACAK

 

PEKİ Rusya’nın PYD’ye verdiği destek ikili ilişkileri etkiliyor mu?

 

“Hiç alakası yok” diye hızlı bir çıkış yapıyor.

 

Moskova’nın PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’i ağırladığını, temasları olduğunu teslim ettikten sonra, “Bu Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesi.

 

Bu konuda esnekliğimiz yok.

 

Bunu çok iyi biliyorlar” diyor.

 

(VÖ: PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesinden bahsediyor.)

 

Haberin Devamı

Bu konuda daha fazla bilgi almak için Ankara’dan önemli bir yetkiliye ulaşıyorum.

 

Kritik bir açıklama yapıyor: “Rusya, PYD’nin Rusya’da ofis açmasının mümkün olmadığını söyledi.”

 

*

 

Sinirlioğlu, Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonlarının ise yüzde 90’ından fazlasının Esad’ı savunmaya yönelik olduğunu, IŞİD’e yönelik saldırılarının yüzde 5’ten bile az olduğunu söylüyor.

 

Ve Rusya’nın “ılımlı” muhalifleri vurmaya devam ettiğini özellikle ekliyor.

 

“Ama ‘muhalifleri vuruyoruz’ demiyorlar” diyor.

 

Son olarak: Erdoğan hem G20’de hem de Atlantik Konseyi’nde, Müslüman liderlere IŞİD’in İslam’la hiçbir ilgisi olmadığını vurgulamak ve teröre karşı durmak için ortak sorumluluk düştüğünü söyledi. Bu konuda Türkiye önümüzdeki günlerde önemli uluslararası adımlar atacak gibi.

 

Düzeltme

Dışişleri Bakanı bugünkü yazım üzerine aradı ve söylediklerinin bağlamı dışında kullanıldığını ve yanlış anlamalara yol açabileceğini ifade etti. Sayın Bakanın ifadelerinin ilgili bölümünün dökümü aşağıdadır.

 

"Birçok kısaltma var. Bu kafa karışıklığına yol açıyor. Yurtdışındaki bazı muhataplar, PYD HDP gibi bir partidir ve bunların elinde silah yoktur diyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu konuda kafa karışıklığına yol açmamak için neyin ne olduğunu netleştirmek lazım. Bunların hepsi Kandil'den emir alıyor. PYD'nin silahlı kolu olduğu söylenen YPG de PKK'nın ta kendisidir ve doğrudan kandilden emir almaktadır. YPG eşittir PKK'dır. YPG PYD'nin lideri olduğu söylenen Salih Müslim'i bile azarlayabilmektedir. Bu da asıl gücün kimde olduğunu gayet açık olarak göstermektedir."

Yazarın Tüm Yazıları