Sultan Abdülmecid’in ‘tefekkür’e daldığı yerde bekçi kalıyordu

Haberin Devamı

FATİH Belediye Başkanı Mustafa Demir, 4.4 milyon liraya restore ettikleri Rüstempaşa Medresesi’nde kurulan ekrana Sultan Abdülmecid Han Evi’nin restorasyon öncesi görüntüsünü yansıttı:
- Burası harabe haldeydi. Padişahın tefekküre daldığı yerde bekçi kalıyordu.
Sultan Abdülmecid Evi’ni 515 bin liraya restore ettiklerini belirtti:
- Şimdi bir dernek (İmam Ebu Hanife ve İmam Maturidi Araştırma Vakfı) orada Kur’an kursları düzenliyor.
Restorasyonunu tamamladıkları eserlerden örnekleri art arda ekrana getirdi:
- Rüstempaşa Medresesi, Ali Fakih Sübyan Mektebi, Fatih Belediyesi Başkanlık Binası, Zeyrek Sarnıcı, Piri Mehmed Paşa Mescidi, Sultanahmet Darülhadis Medresesi...
Ardından Fatih ilçesi sınırlarındaki tarihi eserlerin dökümüne geçti:
- 10 bin 400 tarihi eser, 332 cami, 40 kilise, 12 sinagog var. Dört bölgemiz, Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini ve Küçük Ayasofya Camii’ni içine alan Arkeolojik Park, UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde bulunuyor.
İlçede 2005’ten beri Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmış imar planının uygulandığını savundu:
- Son 10 yılda 300 orta ölçekli tarihi eserin restorasyonunu gerçekleştirdik. Restorasyon projelerine 150 milyon lira kaynak ayırdık.
5 bin eserin projesinin tamamlandığını belirtip, bunun önemine işaret etti:
- Projeyi hazırlamak çok zaman alıyor. Çünkü, izin süreci ağır işliyor. Örneğin Piri Mehmed Paşa Medresesi’nin projesinin hazırlanması 7 yıl sürdü. Proje tamamlandıktan sonra restorasyonu 9 ayda bitti.
Restorasyon konusunda kaynak sorununun 2005’te gerçekleşen yasal düzenlemeyle önemli ölçüde çözüdüğünü anımsattı:
- Emlak vergisine yüzde 10 tarihi eser payı eklendi. Böylece oradan kaynak oluşturulması sağlandı. Biz bütçemizin yüzde 12.5’ini restorasyon projelerine ayırıyoruz. Yılda 27-28 milyon liralık restorasyon gerçekleştirebiliyoruz.
Restore edilen 300 eserin kullanımını sordum:
- Çoğunda bazı vakıfların geçmişten gelen kullanım hakkı var. Restorasyon sonrası hak sahibi vakfa devrediyoruz.
Zeyrek Sarnıcı’nı örnek gösterdi:
- Zeyrek Sarnıcı’nda hak sahibi Piri Mehmed Paşa Vakfı hak sahibiydi. Onlara teslim ettik. Biz orayı kültürel etkinlik alanı planıyla kiralamak istedik, vermediler. Daha sonra Medipol Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi talepte bulundu. Onları da geri çevirdiler.
İlçedeki tarihi eser yoğunluğuna bir başka açıdan baktı:
- Metrekare başına en fazla tarihi eser Fatih’te yer alıyor.
Ardından imar planlarına uyulmadığına dönük eleştirilere yanıt verdi:
- Fatih, tarihinin en kontrollü dönemini yaşıyor. İmar planlarını bir kenara atmamız mümkün değil.
10 bin 400 tarihi eserin 300’ünün restorasyonunun bitmesinin bir belediye başkanı için övünç kaynağı olması, bu işlerin ne kadar ağır yürüdüğünü ortaya koyuyor...
Tarihi eserlerin ehilleri tarafından restorasyonu hızlansa, yüreğimizi günden güne daha çok yakan terör de son bulsa, İstanbul turizmde dünyada liderliğe oynamaz mı?

Haberin Devamı


Tarihi kalıntıda ‘sehven tahrip’ söz konusu mu

Haberin Devamı


CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, İçişleri Bakanlığı’na soru önergesi verdi. Önergenin girişinde şu bilgi vardı:
- Sultanahmet’te Sokullu Mehmet Paşa Camii ve Özbekler Tekkesi’nin bitişiğindeki Binbirdirek Mahallesi Dizdariye Çeşmesi Sokak’ta yapılan otel inşaatının temel kazıları sırasında tarihi kalıntıların ortaya çıkması ve bu kalıntıların beton dökülüp kırılarak yok edilmesi nedeniyle İçişleri Bakanlığı’na soru önergesi verdim.
Tanal, Fatih Belediyesi’nin tutumunun altını şöyle çizdi:
- Fatih Belediyesi, İstanbul 4 nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun “korunması gereken eserler var” diyerek 1. derece arkeolojik SİT alanı ilan ettiği arsaya tapu kayıtlarında sehven 2. derece arkeolojik SİT alanı yazıldığı için otel inşaatı izni verdiğini belirtti.
Ardından kuşkusunu dile getirdi:
- Fatih Belediyesi’nin bu cevabına rağmen otel inşaatının devam etmesi ve ortaya çıkan tarihi dokunun yok ediliyor olması akıllarda soru işareti bırakıyor.
Yanıt Bakanlık’tan gelecek...

Yazarın Tüm Yazıları