Mektep ve hastane için arazi satmayız ancak hibe ederiz

1870’lerin başı, Antep...

Haberin Devamı

American Board of Commissioners for Foreign Missions’ın (ABCFM) 1830’lardan itibaren bölgedeki Ermeniler’in başvurusu üzerine gönderdiği ekibin 1870’li yıllardaki temsilcileri, Antep’te tıp bölümü de olan bir kolej açılması gerektiğini gördü.
Önce Antep’te uygun bölge araştırıldı. Bu araştırma için kentteki tüm tepelere birer parça ciğer asıldı:
- Sadece Tepebaşı’na asılan ciğer çürümemişti. Tıp bölümü de olacak kolej için en uygun yer burasıydı.
Ekip arazi sahibi Hacı Taha’nın (Göğüş) kapısını çaldı:
- Tepebaşı’ndaki arsanıza talibiz. Oraya içinde tıp bölümü de olacak bir kolej yapacağız.
Hacı Taha, Amerikalı misyonerleri dinledi, ilk yanıtı şu oldu:
- Biz mektep ve hastane için arazi satmayız...
Biraz duraksayıp ekledi:
- Ancak, hibe ederiz...
Ardından tek şartını ortaya koydu:
- Göğüş Ailesi’nin çocukları bu okulda okuyacak.
Yapımına 1875’te başlanan kolej, 1878’de tamamlandı. İlk mezunlarını 1880’de verdi. Yine o dönemde, Amerikalı misyonerlerin topladığı bağışlarla 1876’da bir dispanser de açıldı. O dispanser, bugün Gaziantep’te SEV Amerikan Hastanesi olarak faaliyet gösteren kuruluşun temelini oluşturdu.
Geçenlerde Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Aydede, Genel Koordinatörü Binnur Karademir ve danışmanları Şadan Maraş’la birlikte SEV Amerikan Hastanesi’ni gezmek üzere Gaziantep’e gittik.
Maraş, proje koordinatörlüğünü yürüttüğü, metnini Ayça Atikoğlu’nun kaleme aldığı “Bir Adanmışlık Öyküsü” adlı kitapçığı uçakta okumam için verdi. Ardından hastanede de aynı metinden yola çıkılarak hazırlanan belgeseli izledik.
Hem kitapçıkta, hem de belgeselde en çok dikkatimi çeken bölümlerden biri meslektaşım Zeynep Göğüş’ün dedesinin sözü oldu:
- Biz mektep ve hastaneye araziyi sadece hibe ederiz.
Kitapçıkta, “Saygıyla anıyoruz” başlığı altında sıralanan, bazılarının mezarı hastane bahçesinde yer alan isimlere baktım:
- Tillman C. Trowbridge, Stewart Walker-Arnott, Robert J. Neal, Florence N. Andrews Neal, Azariah Smith, Martha Jane, Fred Douglas Shepard, Fanny Andrews Shepard, William Ward Merian, Jackson Coffing, Frank Leander Johnson, James Perry, Jack Brown, Charles S. Sanders, Grace Bingham Sanders.
Kitapçıkta meslek büyüğüm Mete Akyol’un şu sözleri dikkatimi çekti:
- Gaziantep Amerikan Hastanesi yalnızca SEV açısından değil, Türkiye ve modern tıp açısından da önemli bir kuruluştur. Bu topraklara, hatta dünyanın bu bölümüne modern tıbbı 1848’de getirmiştir.
SEV Amerikan Hastanesi’nin tarihçesi, güçlü bir misyonerlik öyküsü içeriyor...
Hastanenin Başhekimi Dr. Sermet Kileci, mevcut çalışma ilkelerini şu cümleyle özetliyor:
- Aşırı kâr amacı gütmüyor, hastaneyi ayakta tutacak, hizmeti sürdürecek gelirle yetiniyoruz...

Haberin Devamı

Mektep ve hastane için arazi satmayız ancak hibe ederiz

Haberin Devamı


Yüzde 95’i SGK’lı


GAZİANTEP SEV Amerikan Hastanesi Başhekimi Dr. Sermet Kileci’ye sordum:
- Hastalarınızın ne kadarı SGK’lı?
- Sayıca hastalarımızın yüzde 95’ini SGK’lılar oluşturuyor. Gelirlerimiz içinde SGK’lı hastaların payı yüzde 70’te kalıyor.
Gaziantep’te toplam 13 özel hastane faaliyet gösteriyor. Amerikan Hastanesi’nin hastalarının yüzde 95’inin SGK’lı olması, hükümetin sağlık politikası açısından önemli bir göstergeyi ortaya koyuyor...


Tavana ayna koyup kendi apandistini aldı

SEV Amerikan Koleji’nin Genel Müdürü Whitman Shepard, dedesinin, babasının Antep’teki doktorluk yıllarıyla ilgili şu anıyı aktardı:
- Fred Shepar’ın çevresinde başka cerrah olmadığı için tavana ayna koydurtup, lokal anestezi ile kendi kendine apandisit ameliyatı yaptığı anlatılır.
Dedesiyle ilgili bir anıyı da şöyle anlattı:
- Dedem bir gün atla Diyarbakır’a giderken eşkıya yolunu kesip para istemiş. Eşkıyaların lideri o sırada hasta imiş. Dedem onu tedavi etmiş. O olaydan sonra eşkiyalar bir daha dedeme hiç dokunmamış...
Whitman Shepard, 1981’de Türkiye’ye geldiğini vurguladı:
- İki yıllık kontrat imzalamıştım, hâlâ buradayım...

Yazarın Tüm Yazıları