Hiddink de söylemişti ama...

Hollandalı futbol adamı Almanya’ya 3-0 yenildikten sonra, “Dünya birincisiymiş gibi konuşmayı seviyoruz” demişti.

Haberin Devamı

Brezilya yenilgisi sonrası ise Fatih Terim, “Sorarlar, daha iyisi vardı da mı oynatmadık” diyerek halefine bir anlamda hak verdi.

FUTBOLUN galiba asıl güzelliği adaletini, sessiz ve derinden göstermesi... Gerçi meseleyi Süper Lig düzleminde ele alırsanız her şey son derece sesli ve yüzeyde gerçekleşiyor ama gerçekten güzel hikâyeler zamana yayılanlarda kıyıya vuruyor sanırım... Somuta dökerek konuşmak gerekirse Euro 2012 Elemeleri’nde Türkiye’nin başında Guus Hiddink vardı ve ay yıldızlıların, nihayetinde finallere ‘10’da 10’la gidecek olan Almanya karşısında Berlin’de aldığı 3-0’lık yenilgi sonrası Hollandalı çalıştırıcı tefe konulmuştu.
Hiddink eleştirilere karşı savunusunu sunarken önce kırmızı beyazlı takımın 28. sıradan 21.’liğe yükseldiğine vurgu yapmış, ardından da, “Dünya birincisiymiş gibi konuşmayı seviyoruz” demişti.


AYNI NEHİRDE 3. BANYO

O dönem Hollandalı’ya yönelik eleştirilerde, daha çok aldığı ücret kriterinden meseleye girip bir an önce görevi bırakmasını isteyen futbol kamuoyu, aradan geçen süreçte Abdullah Avcı seçeneğini hızla un ufak ettikten sonra takımın üçüncü kez aynı isme, Fatih Terim’e emanet edilmesine şahitlik etti. Aslına bakarsanız şahitlik etmekten ziyade gönlünden geçen ismin görevi üstlenmesine de sevindi.
İlginçtir bu, üçüncü kez aynı nehirde yıkanma çabasında Terim, milli takım teknik direktörlüğü kariyerindeki en kötü sayfalarda ilerliyor. Lakin en azından teorik olarak hepimiz de biliyoruz ki bu oyunda zirve kadar dip, galibiyet kadar mağlubiyet de var. Ve fakat ne yazık ki Terim’in de zaman zaman dahil olduğu buralara ait futbol kültürü hep kazanma, hep başarı üzerine odaklandı ve bu ‘ideolojik’ argümana sahip seyirci modelinin çoğalmasına bir anlamda ön ayak oldular.
Bu noktada Terim’in özel öyküsüne belki şöyle uğramam gerekiyor ki, bu örneği sık sık veririm; tecrübeli hoca geçmiş dönem söyleşilerinde, “Tavlada bile yenilmekten hoşlanmam” türü laflar ederdi, oysa formasını giydiği Galatasaray’da hiç şampiyonluk görmeden oyunculuk kariyerini tamamlamıştı.


DAHA İYİSİ VARDI DA BİZ Mİ OYNATMADIK?

BÖYLE bir geçmişe sahip futbol adamının sürekli kazanma odaklı bir profil sunmaktan ziyade daha serinkanlı bir yapıya sahip olması gerekmiyor muydu? Oysa Terim özellikle teknik adamlık serüveninde her daim hırslı ve yenilgi karşısında öfkesine yenik düşen bir portre ortaya koydu.
Neyse ara duraklara fazla uğradım, tekrar ana rotamıza koyulalım... Terim, son olarak 4-0’lık Brezilya maçının peşi sıra basın toplantısında asıl olarak seyircinin futbolcuları protesto etmesine odaklanırken şu ilginç tespitleri de yapıyordu: “Teknik analizi herkes yapacaktır ama güzel bir takımla oynadık. Müthiş bir takım seyrettirdik, zaman zaman biz de seyrettik. Şu olsaydı, bu olsaydı değil bu maçın yorumu. Sağ bek oynar mı, santrafor bu mu olmamalı tartışılan. Sorarlar, daha iyisi vardı da mı oynatmadık?”
Sözün özü Terim de Hiddink’in dediğine gelmiş... Tamam, biri Hollandalı’ydı, “Gücümüzü bilmeden konuşuyor” dedik ve bizi hor gördüğünü düşündük. Peki, her daim bu sistemin bileşenlerin biri olan Terim’e ne diyeceğiz? İşte sistemin başındaki adam da itiraf ediyor kendi gerçeklerimizi... Hem de Hiddink’ten dört yıl sonra ve son FIFA sıralamasına göre Almanya’nın ilk sırada yer aldığı bir tabloda milli takımımız 46. sırada boy gösterirken...


ALMA MAZLUMUN AHINI...

NEYSE, belki bu gece Kazakistan karşısında alınacak olası bir galibiyet, en azından umudun önümüzdeki günlere taşınmasına vesile olur diyerek şimdilik noktayı koyalım... Daha işin ‘Evlat kayırmaca’ tarafı var ve asıl olarak bu cephede ‘Baba’ figürümüzün ‘mazlum’dan yana tavır koymayışı da ayrı bir konu. Neyse bu meseleler için de eskilerin son derece anlamlı bir ifadesine başvurmak, yaşadıklarımızı anlamlandırmak adına daha kolay sanırım: ‘Alma mazlumun ahını, çıkar her maç, her maç...’

Yazarın Tüm Yazıları