Araftayım, arafta...

Genç kuşak yönetmenlerden Ali Yorgancıoğlu’nun imzasını taşıyan ‘Hayalet Dayı’, kendi dertlerine dermanı olmayan iki gencin, bir hayaletin derdini çözmek için verdikleri mücadeleyi anlatıyor.

Haberin Devamı

Filmin ilk bölümündeki espriler vasatı aşamasa da öykü yerine oturduktan sonra bir nebze kıvamını buluyor. Hikâyesi ‘Arafta olmak’ esprisi üzerinden yürüyen ‘Hayalet Dayı’da, aşırı ucuz bir konağa kapağı atan Ozan ve Caner’in, mekânın asıl sahibi konumundaki hayaletle tanışma faslından sonra işler karışır... Dayı araftadır ve bu durumdan kurtulması için zamanında verdiği bir sözün yerine getirilmesi gerekmektedir. İkili, sözün yerine gelmesi için kolları sıvar...

‘Hayalet Dayı’nın ana karakterleri itibariyle asıl referansı ‘Dumb & Dumber’ gibi görünüyor. Belki de şöyle bir saptamada bulunmak lazım; filmin tonu ‘Farrelly Biraderler’in yıkıcı mizahına yakın duruyor. Ama sadece yakın duruyor. Keşke buradan özgün bir yapıta ulaşabilseydi.

Araftayım, arafta...

Hoş, hakkını yememek lazım, ‘Hayalet Dayı’ son zamanlarda vizyona giren ve komedi yaptıklarını iddia eden yapımlar arasında ilgiyi hak eden bir çabanın ürünü. Ancak bazı yerlerdeki özellikle kayda değer kimi sahnelerin ardından çıta daha bir aşağılara düşüyor ve film belli bir standardı yakalayamıyor. Oyunculuklara gelince... Settar Tanrıöğen her zamanki klasında. Caner Özyurtlu ve Ozan Özcan da belki gelecekte daha iyi işlere imza atacak bir ikili olmuşlar. Filmde Ülkü Duru, Tuğçe Karabacak ve Esra Dermancıoğlu da rol alıyor, ‘rahmetli’ Erol Büyükburç ise ‘Ustalara saygı’ kabilinden karşımıza geliyor. Sonuç? Elde bir değer olduğu muhakkak, bu madenin daha iyi işlendiği projelerde
buluşmak dileğiyle diyelim...

Yazarın Tüm Yazıları