Pereira kazandı

BU ülke futbolunu diğer liglerden ayıran en belirgin özelliği nedir diye düşündüğümde, ‘yakın temasın, göğüs göğüse oyunun belirleyici olması’ geliyor ilk olarak aklıma.

Haberin Devamı

Bu ülkede top oynamanın birinci şartı kuvvetli olmaktır. Çok kuvvetli değilseniz, kalitenizi göstermeniz de zor.

 

Dün ilk 20 dakikada 11 faul düdüğü çalındı Kadıköy’de. Premier Lig’de bir devrenin ortalaması 10 civarındadır mesela.

 

Lakin dün F.Bahçe’nin tek sınavı Kayserililerin kuvvetli ve dirençli futboluyla değildi; hakemin sonsuz sayıdaki düdüğü ve sürekli duran oyunla da uğraştı sarı-lacivertliler.

 

Pereira oyuna tempo katmak için her şeyi denedi: 65’te 4-4-2’ye döndü, 80’den sonra Markoviç ile oyunu tamamen rakip yarı alana yığdı.

 

106’da defansif orta saha sayısını bire düşürüp Diego’yu sokmasıysa rakibinin gardını düşüren son hamle oldu. Evet hücumu Van Persie kurdu, stoper Kadlec asist yaptı, Diego da topu filelere gönderdi.

 

Haberin Devamı

Ama bence golü Pereira attı. Penaltıları istemediği için, risk aldığı için, William Oliveira’nın pozisyonunu da vermeyi göze aldığı için. Maçın kazananı o.

 

 

MAÇIN ADAMI: Abdülaziz

 

Yeteneğine diyecek yok. Gereksiz vakit geçirmesiyse, kariyerine ihanet.

 

 

Çınar, uyarıyı abarttı


BU tarz sıkışan maçlarda hakemin, oynama niyeti olmayanı süratle kartla cezalandırması lazım. Dün Serkan Çınar, Mustafa Akbaş’ı iki ayrı defa çağırıp uyardı!

 

İkincide kart vermeyeceksen birincide niye uyardın? Bu yönetim anlayışı, anti-futbol tarafında.

 


Sinan in, Oğulcan out


“AVRUPA’ya gidecek, İstanbul’a satılıyor” derken Kayseri’de kalan Oğulcan’ın kupada bile yedek olması kendi suçu.

 

Haberin Devamı

Yıldız hissiyatına kendini kaptırmış gibi. Sinan Bakış ise, aldığı her dakikayı iyi değerlendirmeye çalışıyor. Dün de atamadı ama çabaladı, aradı, zorladı.

 

Yazarın Tüm Yazıları