Futbolun çılgın çağı başlıyor

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Futbol çok değişecek. Nasıl mı? Basit, sporcunun pabucuna ve futbol topuna bir çip yerleştirilecek. Bu çip futbolcunun rakiple mesafesini, nabız atışını bile kontrol edecek.Rakip bekin yorulduğu an bile anlık olarak işlenip antrenöre bildirilecek.Antrenörler bu verilerle ne zaman oyuncu değiştirileceğini ön görebilecek. Futbol topundaki çip sayesinde baraj mesafesi de lazerle belirlenecek.

Haberin Devamı

HER yıl İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 buluşması vardı önceki hafta...

 

Ana tema, tüm endüstriyi sıfırdan değiştireceğine inanılan, kimilerine göre ekonomide kartların yeniden dağıtılacağı, uluslararası yarışta yeni büyükler doğmasına neden olacak ‘4. sanayi devrimi’ idi.

 

Malumunuz, sanayinin bugüne dek buharın, elektriğin ve elektroniğin tetiklediği üç ayrı devrimi olduğuna inanılıyor.

 

Biz üçünde de çok atılgan değildik ama 4.’sünde hâlâ çok taze fırsatlar var.

 

4. devrimin ‘internet of things (her şeyin interneti)’ etrafında şekilleneceği düşünülüyor.

 

Haberin Devamı

Şoförsüz arabalar, üç boyutlu yazıcılar ve birçok sektörde kullanılan otonom cihazlarla start verilmiş durumda zaten.

 

Sırada, tüm nesnelerin internette yerini alacağı dönem var: ‘Her şeyin interneti’.

 

1984’Ü İLİKLERİMİZDE HİSSEDECEĞİZ

 

Araçla eve yaklaştığınızı hisseden bahçe sensörünüzün ışıkları yakıyor olmasının bir ötesi.

 

Yataktan kalktığınızda kahve makinenizin düğmesine basması..

 

Dolabınızda da yeterli kahve yoksa, netten sipariş vermesi.

 

Nesnelerin kendi aralarındaki iletişimiyle robotik bir hayat aslında bu.

 

Bu örnek, işin sembolik ve nispeten önemsiz bir kısmı...

 

Her şeyin interneti, tüm sektörleri derinden etkileyecek bir kavram.

 

Mağazanızda bir haftada aynı modelden yedi kazak satıldığının raf tarafından fark edilip, yeni siparişinin verilip, bu arada daha önce kazak almış müşterilerinizin cebine bildirim yolladığı, ‘Geleceğe Dönüş’ten işaretler veren yeni bir dünya kuruluyor...

 

Haberin Devamı

Son birkaç yıldır özellikle mobil cihazlarımızla internete yolladığımız veriler nedeniyle ne kadar büyük bir data havuzunun oluştuğu malum.

 

‘Big data (büyük data)’, Hürriyet’in de odaklandığı bir konu zaten.

 

Ama şimdi o büyük datanın sağlıklı yorumlanma ve endüstriye eksiksiz katılma dönemi başlıyor.

 

Yani evet, Orwell’in ‘1984’ünü iliklerimize kadar hissedeceğiz bu kez...

 

Büyük datanın, her şeyin internetinin, yani eğer Almanların teorisi haklıysa, ‘dördüncü sanayi devrimi’nin her sektörü olduğu gibi sporu da derinden etkileyeceği aşikâr...

 

Üstelik basketbol gibi, tenis gibi bazı sporların, verilerle son derece paralel sonuçlar çıkardığını düşünürsek, oradaki devrim daha büyük olacak.

 

Haberin Devamı

Futbol biraz daha sürprizlere açıktır, biraz daha ‘bağımsız değişkenler’ oyunudur. Ama hiç şüphesiz futbolu da yepyeni bir dönem bekliyor 21. yüzyılda...

 

UÇAN ARABA DEĞiL, GELECEK GELDi!

 

Sporcunun pabucuna yerleştirilmiş çiple, son 5 dakikada ne kadar koştuğunun, sprint attığının, nabız ortalamasının, bir açık oyuncunuzun rakip bekle mesafenin açıldığı anın, ya da karşıdaki bekin yorulduğu anın anlık olarak işlenip; gerekli verinin antrenörün kulaklığına fısıldanacağı bir çağ geliyor.

 

Oyuncu değişikliğini öneren, teması hisseden, vücuttaki acıyı ölçen çılgın bir çağ...

 

Topa yerleştirilmiş bir çiple baraj mesafesinin lazerle çizildiği bir çağ.

 

Haberin Devamı

Antrenörlüğü de, hakemliği de temelden değişterecek bir çağ.

 

Yeni Mourinho’nun Kore’den, yeni Collina’nın Hindistan’dan çıkmasının sürpriz sayılmayacağı bir çağ...

 

Bu devrimde inovatif ve çabuk pozisyon alırsak hızlı büyüyebiliriz.

 

80’lerin filmlerindeki gibi, arabalara binip uçmuyoruz henüz.

 

Ama hayatımızın bir tık değişeceği çağın kıyısındayız bu kez.

 

‘Gelecek’ geldi.

 

Bu kez yakalarız umarım...    

 

Antrenör futbolcusunun sahada çektiği acıyı bile ölçebilecek

 

1- ŞAHİN GÖZÜ: Stadyuma yerleştirilen kameraların aynı anda çalışması sayesinde, bilgisayar ortamında bir grafik oluşturulmasına dayanıyor. Saniyede 500 kare çeken kameralar sayesinde topun çizgiyi geçip geçmediğine karar veriliyor.

Haberin Devamı

Futbolun çılgın çağı başlıyor

 

2- GOALREF: Bu teknoloji ise kale direkleri ve topa yerleştirilen sensörler sayesinde çalışıyor. Top çizgiyi geçer geçmez oluşan manyetik alan hakemin kolundaki saate ‘gol’ sinyali gönderiyor.

Futbolun çılgın çağı başlıyor

 

3- GOOGLE GLASS: Bu teknoloji ile teknik direktörler maçı canlı istatistiklerle takip etme fırsatı yakaladı. Gözlüğe yansıyan anlık istatistikler, teknik heyete maç esnasında büyük fayda sağlıyor.

Futbolun çılgın çağı başlıyor

 

4- ÇİP VE SENSÖR: Çoraplara sokulan çipler ve saha kenarına konulan sensörlerle oyuncuların ne kadar koştuğundan rakibiyle ya da takım arkadaşıyla olan mesafelerine kadar analiz imkânı var.

Futbolun çılgın çağı başlıyor

 

5- ANLIK BİLDİRİM: Oyuncuların saha içindeki dağılımından, aldıkları pozisyona kadar her şey kameralarla saha kenarındaki teknik direktörün tabletine kadar yansıyor. Bu sayede oyuncu değişikliğinden, taktiksel yeniliklere kadar pek çok konuda hızlı karar alınmasına neden oluyor.

Futbolun çılgın çağı başlıyor

SAHAYA MASA HAKEMİ GİRDİ BİLE

BU sütunda 10 yıla yakındır sayıkladığımız bir başka gelişme de bu hafta resmen girdi hayatımıza...

 

Hollanda 1. Ligi’nde iki sezondur test edilen ‘video asistan hakemi’ uygulaması, bu hafta ilk kez bir maça entegre edildi.

 

28 Ocak’taki Feyenoord-Heerenveen maçıyla start verilen masa hakemi uygulamasının uzun bir videosunu izledim hayretler içinde.

 

Size rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki, çok daha az hakem hatasının olduğu bir dönem geliyor futbola.

 

28 Ocak gecesi Roterdam’da stadın hemen dışına bir yayın aracı konuşlandırıldı.

 

Ve bu araçta iki hakeme maçı izleyebilecekleri monitörler ayarlandı.

 

Hakemlerin önünde 8 monitör vardı; biri maçı canlı olarak verirken, biri 5 saniye gecikmeli olarak yayınlıyordu oyunu.

 

Diğerleri de kritik pozisyonların farklı açılarını sundu hakemlere.

 

2 masa hakeminin, sadece penaltı, kart, ciddi faul gibi durumlarda yardım etmesi planlanıyor şu an.

 

Ve gerektiğinde önlerindeki kırmızı butona basıp, anında orta hakemin kulaklığına konuşabiliyorlar.

 

Amerikan futbolunda var, basketbolda var, ragbide var.

 

Futbolun da bu gelişime direnmesi imkânsız artık.

 

Bu gelişme de dördüncü sanayi devriminin bir parçası şüphesiz.

 

Daha fazlasına bu sütunda bol bol değineceğiz önümüzdeki haftalarda.

 

DENiZLi’DEN CEVAP!

 

ÖNCEKİ hafta bu sütunu okuyanlar hatırlayacaklar: Osmanlıspor maçı sırasında Mert Çetin’in Umut Bulut’a taktik tahtada bir şeyler anlatıyor olmasını sorgulamıştık.

 

Çok sevdiğim ve saygı duyduğum Mustafa Hoca’dan konuyla ilgili bir yanıt geldi.

 

Çetin’in Umut’a sadece duran topta eşleşeceği adamı ve barajdaki yerini ilettiğini söyledi Denizli...

 

Onun dışındaki teknik konularla ilgili yardımcı hocanın Taffarel olduğunu belirtti.

 

Yazarın Tüm Yazıları