Merkez Bankası kur hasarına razı

Haberin Devamı

Merkez Bankası dün faizleri değiştirmedi. Seçim öncesi yapması zor. Ya kur artışının getireceği sorunlar? Banka, ‘konuşmazsak mutlu oluruz’ havasında; ekonomiye gelecek kur ve enflasyon hasarına razı olmuş görünüyor. Oysa geçen hafta FED eğer faizleri yükseltseydi en çok rahatlayan Merkez Bankası olacaktı. Faiz artırımını ‘sadeleştirme’ ambalajı içine yerleştirebilecekti. Böylece siyasi hışımdan sakınabilecekti. FED gerekçesi ekonomistlerle, piyasa yapıcısı bankalarla yapılan toplantılarda açıkça söyleniyordu da.

Çoklu faiz oranından piyasaya para verme karmaşasına son vermenin adı sadeleştirme konulmuştu. Dünkü açıklamada, daha önce ‘sadeleştirme’ yol haritasında da belirtildiği gibi piyasa yapıcısı bankalara gecelik vadede yüzde 10.25’den para verilen pencerenin kapatıldığı görülüyor. Bunun etkisi çok düşük; ortalama fonlama faizini çok az (3 baz puan) yukarı çekiyor. Aslında geriye kalan yapılacak iş belli; yüzde 7.50 ile haftalık vadede likidite verilen pencerenin faizi yükseltilmek zorunda. Bunun da en az yüzde 9.50-10 seviyesine gelmesi gerekiyor. Geciktikçe daha sert artışlar gerekecek. Ama bir türlü oraya gelinememesinin nedeninin Beştepe’nin duruşu olduğu biliniyor.

Haberin Devamı

Merkez Bankası ne kadar ‘sadeleştirmeyi’ Godot’u bekler gibi beklerse beklesin, piyasa faizi her zaman olduğu gibi önceden yükseldi. Tahvil faizleri yüzde 11’i, mevduat faizleri yüzde 12’yi, ticari kredi faizlerinin ortalaması yüzde 15’i çoktan geçti. Mali piyasalara ‘verim eğrisini yatay tutacağım’ sözü veren Merkez Bankası’nın durumu kurtarmak bir yana, eşitlemesi için bile gecelik faizleri de en az yüzde 12’ye çekmesi gerekiyor.

Esaslı bir sorunumuz var; geçen ayki toplantıdan bu yana TL’deki değer kaybı sürüyor. Döviz kuru son bir ayda yüzde 6.5 arttı. Merkez Bankası ‘meleklerin cinsiyetini konuşur’ gibi yaptıkça değer kaybı devam ediyor. Öyle ki; dünkü açıklama metninde enflasyondaki bekleyişlerin bozulmasına atıf dahi yapılmıyordu. Döviz kuru artışı geri döndürülemez biçimde ilerledikçe, döviz varlık tutma heveslerini de kaşıyor. İlle dolarizasyon için dolar alınması gerekmiyor; dövizle fiyatlanan ne varsa, en başta ithal otomobil satışlarının artması, konut satışlarının fırlaması sürpriz değil.

Haberin Devamı

Seyredilen kur artışı, hem tüketici güvenini en dip noktaya itiyor, hem de enflasyona yansıyarak hane halkının alım gücünü azaltacak. Döviz borçlusu reel kesim ise fena halde bilanço zararı yazıyor, ödemelerde sorunlar karşılıksız çeklerle ekonomiye yansıyor.

Siyaset tarafı malum, ama Merkez Bankası en büyük kumarını oynuyor. Seçime kadar faiz yükseltmeme tercihini kullanırsa potansiyel kötü sonucu büyütmüş olacak; Türkiye’nin yatırım sınıfı kredi derecesini kaybetmesi. Bu ise dövizdeki yangına körük demek olur.

İyi bayramlar diliyorum.

ugurses@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları