Uğur Cebeci

5. trafik hakkını kullandım

13 Mart 2024
Havacılıkta bir ülkeden başka bir ülkeye giderken aradaki üçüncü bir ülkeye inişler yapılabilir. Bunun için 5. trafik hakkı gerekir. THY de Avustralya’ya uçarken bu hakkı kullandı. Ben de bu haktan yararlandım. İlk seferine katıldığım Melbourne uçuşunun dönüşünde Singapur’da indim. 7 saat 22 dakika süren Melbourne-Singapur uçuşunda bir ara vermek iyi bir deneyim oldu.

BİR uçağın iki ülke arasında uçarken yol üzerindeki bir başka ülkeye inip kalkması, yolcu alıp yolcu bırakması yani 5.trafik hakkı öyle kolay elde edilen bir ayrıcalık değildir.

İşte THY, İstanbul’dan 6’ncı uçuş kıtası Avusturalya’nın Melbourne kentine uçarken uçağının menzili yetmediği için arada bir yere inmek zorunda kaldı. Ultra uzun menzili A350-1000 uçakları 2025 sonunda teslim oluncaya kadar böyle sürecek. Bunun için birkaç ülke ile görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler ticari olduğu kadar siyasi uzlaşılar da gerektiriyordu. En uygun ülke olarak Singapur’un kapısı çalında. Uzun görüşmeler, gerekli taahhütlerden sonra İstanbul-Melbourne arasında duraklama noktası olarak Singapur Changi Havalimanı seçildi. İyi de oldu, dünyanın en güzel havalimanı Changi aynı zamanda THY için yolcu indirip, yolcu alma hakkını da verdi. Yani 5. trafik hakkını aldı THY. Bu ticari paylaşımın elde edilmesi seferlerin başarısını sağladı.

Artık THY uçakları İstanbul’dan Melbourne’e giderken Singapur’a iniyor, yakıt alıyor, ekip değiştiriyor ve yeni yolcuları da alarak bir buçuk saatlik bekleyişten sonra uçuyor. Aynı şey dönüşte de yapılıyor. Hatta direk uçuşlar başlasa bile ara nokta inişli uçuşların devam etmesi de düşünülüyor.

İşte bu 5. trafik hakkını ben de kullandım. İlk seferine katıldığım Melbourne uçuşunun dönüşünde Singapur’da indim. 7 saat 22 dakika süren Melbourne-Singapur uçuşu sırasında ara vermek çok da iyi oldu.

Singapur’da iki gün kaldım. Tropikal yağmurlardan burnumu dışarı çıkaracak çok az zaman oldu. Şöyle keyifli bir Orchard yürüyüşü yapabildiğimi söyleyemem. Ama otelimin karşısındaki Takashimaya Center ve biraz da Paragon AVM’de zaman geçirdim.

İSTANBUL’A UÇUYORUM

Uçuşum TK 206-Singapur-İstanbul. Uçağımız Melbourne’dan geldiğim Boeing 777-300ER değil. Bu kez daha yeni nesil bir uçak B787-9 Dreamliner.. TC-LLA tescilli Maçka uçağı. Bu THY’nin teslim aldığı ilk B787-9 uçağı ve ben bu uçağın ilk seferi olan İstanbul-Trabzon uçuşuna da katılmıştım.

Yazının Devamını Oku

6’ncı kıtada herkes yerli herkes yabancı

7 Mart 2024
THY Avusturalya’ya girişi Melbourne’den yaptı. Bu şirketin 6. kıtadaki ilk seferi ama uçuş yaptığı 130’uncu ülke. Singapur duraklı yapılan uçuşta yolculuk süresi toplam 24 saati buldu. İlk uçuş Boeing 777-300ER uçağı ile yapıldı. Uçağımızın 3 kaptan pilotundan ikisi Avusturalya’da doğup büyümüş pilotlardı. İşte Avusturalya uçuşundan notlar...

-Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat,  THY’nin Avustralya kıtasına düzenlediği ilk sefer için bir basın toplantısı yaptı. Yanında Basın Müşaviri Yahya Üstün, THY’nin CFO’SU Murat Şeker, Ticari Genel Müdür Yardımcısı (ona sistemin akıllı karıncası da diyorlar) Ahmet Olmuştur da vardı. Toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt ile Sivil Havacılık Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek de katıldı. Toplantıda Bolat yarattıkları rekor hizmet ihracatını anlattıktan sonra asıl hedeflerinin transit yolcudan çok Türkiye’de konaklamayı özendirmek olduğunu söyledi. Neredeyse başta Göbeklitepe olmak üzere Türkiye’deki bütün arkeolojik kazıları ezbere bilen, yakından izleyen  Bolat, bu insanlık tarihini anlatan kazıları dünyaya tanıtmak için seferber olduklarını söyledi. Türkiye’nin tarihinden mücevher sanatındaki başarısına kadar her şeyin paraya çevrilmesi gerektiğini anlatan Bolat, yakın gelecekte A350 ve B777 uçaklarında ‘business sınıfı’nda yerli koltukların kullanılacağını da açıkladı. Bu koltuğun ilk kez Hamburg’da yapılacak uçak içi donanım fuarında müşterilerle tanıştırılacağı haberini verdi.

Bolat’ın verdiği bilgilere göre ilk aşamada haftada üç gün yapılan İstanbul- Melbourne uçuşlarının kısa sürede günlük seferlere dönmesi için de planlamalara başlandı. İlk sefer dışındaki bütün uçuşlar B787-9 uçakları ile yapılacak. B777X diye bilinen ultra uzun menzilli uçağın alımı için bu uçağın müşterilere tesliminin ve bir süre kullanılmasınının bekleneceği açıklandı.

-Bolat Avusturalya uçuş izinlerinin çok kolay olmadığını ama çok destek gördüklerini de söyledi. Şimdilik haftada 21 uçuş hakkı var ama sonraki yıllar bu sayı 35 uçuşa kadar çıkacak. Bilet ücretleri özellikle rakiplere göre ucuz tutuldu. Avusturalyalıların daha ucuza en iyi ürünü alacaklarını söyleyen Bolat bu sayede rekabette hep önde olacaklarını vurguladı.

AVUSTURALYA’DA DOĞAN PİLOTLAR

-İlk sefere ben de katıldım. Uçağımızın üç kaptanından ikisi Avusturalya’da doğmuş büyümüş pilotlardı. Kaptan pilot Hakan Turgut, Aytuğ Çoşkun ve Muhammet Huz mükemmel bir inişle bizi 6’ıncı kıtayla tanıştırdılar. Kaptan pilot Hakan Turgut bundan tam 26 yıl önce kendisi ile yaptığım bir röportajı çıkarıp gösterdi. Hayatı boyunca sürekli spor yapan Kaptan, boksta da çok başarılı oldu. Uçağın Purser’ı Ali Buluş ve ekibi flying şeflerle birlikte harika sunumlar yaptı. DO&CO ekiplerinin Singapur’da kaburga eti ve özel karamelize soğanla hazırladıkları hamburgerler Singapur-Melbourne uçuşumuzda inanılmaz beğeni kazandı.

-İstanbul-Singapur aktarmalı Avusturalya Melbourne uçuşları THY’nin A350-1000 uçakları geldiğinde direkt yapılacak. Ama şirketin Başkanı Ahmet Bolat bu duraklı uçuşlara da ayrıca devam edileceğini söyledi. Yolcular uçakta ekip değişimi ve yakıt yüklemesi yapılırken dünyanın en iyi havalimanlarından olan Singapur Changi’de hoş zaman geçirme imkânı buluyorlar. Ayrıca 5. Trafik hakkı sayesinde bazı yolcular burada iniyor ve bazı yolcular da Melbourne’a gitmek için uçağa biniyor. Bir buçuk saatlik beklemenin ardından 7 saatten biraz fazla bir uçuşla Singapur’dan Melbourne’a gidiliyor. THY şimdi de yine bir duraklı uçuşla Yeni Zelenda’da Oakland (Auckland) uçuşlarını planlıyor.

Yazının Devamını Oku

THY Avusturalya için hazır

29 Şubat 2024
1 Mart 2024, bu tarih THY için 6’ıncı kıtaya ilk uçuşun tarihi.

Şirket uzun süredir bu uçuşa hazırlanıyordu. Nihayet yarın Boeing 777-300ER  tipi bir uçakla ilk uçuş Melbourne’a yapılacak.  Uçak önce Singapur’un ünlü Changi havalimanına inecek. Burada bir buçuk saat bekleyecek. Yakıt ikmali, ekip değişikliği ve 5’inci trafik hakkından doğan imkânla alacağı yolcular binecek, Melbourne’e uçacak. İkinci bacak uçuş 7.5 saat sürecek. İstanbul’dan başlayarak toplam uçuş süresi 18 saati geçecek. Havalimanına geliş saatlerini de eklersek toplam yolculuk süresi 24 saat olacak.

Haftada üç gün yapılacak bu uçuşlar THY’nin sipariş verdiği A350-1000 uçaklarının filoya katılımı ile direkt uçuşa dönecek.

AVUSTURALYA GENEL MÜDÜRÜ

İlk uçuştan sonra bu uçuşlar Boeing 787-9 Dreamliner  tipi uçaklarla gerçekleştirilecek. İlk uçuşta fazla yolcu nedeniyle B777 tercih edildi. Ama sonra A350-1000 ultra uzun menzilli uçakları gelinceye kadar B787-9 Dreamliner bu uçuşların geleneksel uçağı olacak.

Türk Hava Yolları’nın Avusturalya’daki Genel Müdürü Ahmet Halid Kutluoğlu aslında bu ülkede 2022 yılından bu yana görev yapıyor. ‘Uçuş yok ama müdür var’ diyenlere cevap, THY bu ülkeden çok sayıda yolcuyu uçtuğu noktalara örneğin Kuala Lumpuçr’a, başka havayolları ile gönderip, yine İstanbul’a ulaştırıyordu. Yani yolcu hareketi çok önceden başlamıştı. Ahmet Halid Kutluoğlu bugüne kadar bu operasyonları başarı ile götürdü. Sadece Avusturalya değil yeni Zelenda’dan da sorumlu bir Genel Müdür. İşte Kutluoğlu’nun hikâyesi:

1985’te İstanbul’da doğan Ahmet Kutluoğlu, ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra lisans derecesini Central Connecticut Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden (Connecticut, ABD) uluslararası işletme ve ekonomi alanında aldı. İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisansını tamamladı..

Yazının Devamını Oku

Gözler 6’ncı nesilde

28 Şubat 2024
Kaan 5’inci nesil bir savaş uçağı. İlk uçuşunu yaptı. Bu uçuşta 2600 metreye kadar çıktı. F-16 motorlarının kullanıldığı uçağın uçuş kabiliyeti aslında 5’inci neslin üzerinde bir yerlerde. Ama önünde daha uzun bir yol var. Seri üretime kadar yıllar geçecek. Büyük yeteneklere sahip TUSAŞ mühendisleri bu arada bu uçağı 6’ıncı nesle de yükseltebilirler. Çin, Rusya, Japonya ve hazırlık içindeki Avrupa’nın yeni nesil savaş uçaklarının asla gerisinde kalmayacak. Hatta Amerika’nın bize vermediği F-35’i hızla sollayacak. O gün, havacılık gözüyle bakılırsa çok da uzak değil.

MİLLİ Muharip uçağı Kaan’ın yerden kesilişini dikkatle izledim. Tırmanışı, düz uçuşa geçişi ve geri dönüp inişi... Hepsi heyecan vericiydi. Sanki yıllardır uçuyormuş gibi rahat bir görüntü sergiledi. Kumanda eden test pilotu Barbaros Demirtaş’tı, onun da notları kabarıktı. Kim bilir ne işaretler almıştı. Ama zaten bu uçuşlar bunun için yapılıyordu. Bilmediğimiz ve hiç zaman bilemeyeceğimiz ne özellikler gökyüzündeki ilk buluşmada kendilerini kanıtlamışlardı.

Görünen Kaan, 5’inci nesil bir savaş uçağı. Onu daha şimdiden 5.5 nesle yükselten özellikleri belki zamanla ortaya çıkacak. Radar izini düşüren özel boyası ve tasarımıyla odak noktası olan KAAN, gövde içi istasyonları ve içerdiği yüksek teknolojiyle 5’inci nesil arasında yer aldı. Yerli üretim AESA radarı bulunan KAAN art yanıcı kullanmadan süper sonik hızlara çıkabiliyor. Süper seyir özelliğine sahip olan KAAN süper itki sistemi, kaska monteli nişangah, sentetik açıklıklı radar sistemi (SAR), kızılötesi arama ve takip sensörü, elektro-optik hedefleme sistemi gibi son teknoloji sistemlere sahip.

Bu çok yüksek manevra kabiliyetine sahip uçak MMU Kaan, topu topu 13 dakika havada kaldı. Ama bu küçümsenecek bir süre değil. Emekleyen bir çocuğun ilk ayağa kalkışı gibi bir şey. Dengede durdu, verilen talimatları yerine getirdi ve çok düzgün bir inişle piste geldi. Oynaşıp duran yatay stabilezer ise onun yeteneklerinin desteği içinde yer alıyordu.

KAAN’A GİDEN YOL

Eski adıyla TAI işe önce off-set anlaşmalarından gelen uçak parçaları üreterek başladı. İlk zamanlar küçümsenen bu işte, önce Boeing ve Airbus için ürettiği parçalarda kusursuzluğa ulaştı. Sonra iş montaj yapmaya taşındı. Hatta bunu küçümseyenler yine çok oldu. Ama sonra bu montaj işi doruğa çıktı. 278 adet F-16’ının montajı yapıldı. Üç adet mükemmel, 29 adet sıfır hata sonucuna ulaşıldı. Ayrıca Mısır Hava Kuvvetleri için de 46 F-16 uçağının montajı yapıldı. İspanyol Casa imalatı CN235 nakliye uçaklarının da montajı yapıldı, hatta neredeyse imalatına geçildi. Ve sonra TUSAŞ adını alan kuruluş, diğer savunma sanayi şirketleriyle ortak çalışmalar yaptı. Hızla Hürkuş, Hürjet gibi neredeyse çoğu milli parçalardan oluşan uçaklar, helikopter, Anka gibi insansız hava araçlarını peş peşe üretmeye başladı. Kaan’ın motoru da yakında yerli olacak. Pilotun zor durumda kullanacağı fırlatma koltuğu da belki Türkiye’de yapılacak. Kabına sığmayan TUSAŞ’ın diğer tarafında Bayraktar grubu yaptığı insansız hava araçlarının silahlı-silahsız olanları ile bir dünya markası haline geldi bile.

Bayraktar savunma sanayimizin bir başka projesini göğüsledi. Kızılelma adı verilen insansız savaş uçağı şu anda dünya silah sanayiinin dikkatle izlediği bir platform. Hatta bu sanayinin çok uluslu casusları şimdi buralarda, yani bizim ülkemizde büyük ihtimal cirit atıyorlardır. Zaman zaman yakayı ele veriyorlar. TB-3, Akıncı C, Kızılelma yerinde duramayan büyük projelerden hayata geçiyorlar.

BİNLERCE MÜHENDİS ÇALIŞIYOR

Yazının Devamını Oku

Kabinde ağırlık sınırı hayat kurtarır

21 Şubat 2024
Uçakların kalkış ağırlığı çok önemlidir. Doğru ağırlığın belirlenmesi iniş ve kalkışı da rahatlatır. Pilotların işini kolaylaştırır. Yoksa öyle kabine birkaç parça ve ağır çantalarla girmek sistemi zora sokar. Hatta uçaklarda yerinden memnun olmayıp yer değiştirmek isteyen yolcular için bile önceden belirli sayılar vardır. Uçağın ağırlık merkezi uçuşun da dengesidir.

Son günlerde çeşitli tartışmalar yaşanıyor. Öncelikle Fin Hava Yolları, uçaklarının gerçek doğru kalkış ağırlığını belirleyebilmek için yolcuları tartmaya başladı. Elbette kabine alınan el bagajları da ayrıca tartılıyor. Böylece uçağın kalkış öncesi gerçek ağırlığı tam olarak belirleniyor. Ciddi eleştiriler alınmaya başlandı. Uçak ne kadar ağırsa o kadar fazla yakıt harcanacağı, kalkış ve frenleme konusundaki önemi es geçilemeyecek bir sorundur. Havayolları tasarruf tedbirlerinin önceliklerine, el bagajı ağırlıklarını da zorunlu olarak koyuyorlar.

Bu konuda öncü bir uygulama da Pegasus Havayolları’ndan geldi. Cesur bir adım atıldı ve kabine alınacak el bagajları 3 kilo ile sınırlandırıldı. Elbette bu tür kararlardan yolcu çok da memnun olmuyor. Hatta check-in desklerinde tartışmalar da oluyor. Bazı yolcular el bagajlarını check-in öncesi bir yere bırakıp sonra işlemleri bittikten sonra gidip alıyorlar.

FAZLA AĞIRLIK ÇOK TEHLİKELİ

-Yer hizmetleri şirketleri tarafından belirlenen uçağın yolcu, kargo ve muhtemel el bagajlarının ağırlığı toplam olarak pilota veriliyor. Pilotlar ise ihtimalleri hesaplayıp genellikle bunun üzerine 1 ton ya da daha fazla ağırlık koyarak uçağın bilgisayarına giriyorlar. Çünkü kendilerine ulaşan uçağın toplam ağırlığı hiçbir zaman tam olarak gerçeği yansıtmıyor. Bu ağırlıklara göre uçağın kalkış sürati ya da iniş mesafesi hesap ediliyor.

-Hesap edilenden çok daha fazla ağırlıkla kalkan uçakların çoğu kuyruklarını vuruyor ya da inişte durmakta zorlanıyor, hatta bazıları pist dışına bile kaçıyor.

-Sonuçta pilota verilen ağırlık üzerinden kalkış sürati ortaya çıkıyor ya da inişteki duruş mesafesi bir bilgi sunuyor. Ama bunlar olmadığında yolcular ve uçaklar ciddi tehlikelerle karşılaşıyorlar. Bu yüzden pilotlar bu ağırlık meselesine çok önem verirler.

Yazının Devamını Oku

Gözünüz bavulunuzda olsun

14 Şubat 2024
Son yıllarda uçaktan indirilip bagaj konveyörlerine gelen bavulların bir kısmının hiç bulunmadığı gerçeği, ciddi bir olay. Bavul hırsızları sizin iyi cins bavulunuzu alıp kendilerininmiş gibi çıkıp gidiyorlar. Siz dönüp duran sistemden bavulunuzu beklerken onlar çoktan havalimanından ayrılıyorlar. Bu yüzden konveyör döndüğünde gözünüz bavullarınızın üstünde olsun.

DÜNYANIN dört bir yanındaki havalimanlarında bavul hırsızı uçak yolcularının sayısı hızla artıyor. Geçtiğimiz yıl
yüzde 1’in altında olan bu tür hırsızlık vakaları, bu yıl yükselişte. Kendine ait olmayan bavulları alıp gidenlerin çoğunun bunu bilinçli yaptığı ortaya çıktı.

- Kamera kayıtları incelenerek izleri tespit edilip adresleri bulunan bavul hırsızı yolcuların çoğu bunu yanlışlıkla yaptıklarını iddia ediyorlar. Çoğu da suçsuz bulunuyor. Bu işi alışkanlık halie getiren bavul hırsızı uçak yolcuları özellikle pahalı marka bavulları tercih ediyor. Genellikle konveyörlerin ilk bavul atış noktalarına yakın duranlar gözlerine kestirdikleri bavulu kendilerininmiş gibi kararlı bir hareketle alıp salondan dışarı çıkıyorlar.

- Bagajların alındığı salonlardan çıkışta bir eşleştirme ve kontrol sistemi olmadığı için her yıl bu tür hırsızlıklar giderek artıyor. Bunu yanlışlıkla yapanların çoğu ya bavulu geri getiriyor ya da bildirimde bulunuyor. Böyle durumlarda değişim için taşıyıcı havayolu şirketleri de yardımcı oluyor.

- Giderek yaygınlaşan bu durum için öncelikle çok pahalı marka bavulları tercih etmemek gerekiyor. En iyi önlemler ise bavulların içine konulan sinyal veren küçük sistemler. Bu sistemler sayesinde bavulunuzun geldiğini izleyebiliyorsunuz ve hemen kimse almadan konveyörden indirebiliyorsunuz. Havayolu şirketlerinin RFID uygulamaları da çok faydalı oluyor. Ayrıca bavulunuzun içine Air Tag türü sinyal veren değişik markalardaki ürünlerden koyunuz. Bu sayede bavulunuzun cep telefonunuzdan takibi çok kolay olur.

- Bir önemli nokta da konveyörler dönmeye başladığında çok dikkatli bir şekilde bavulu izlemek. Bunun için konveyör başları ne kadar kalabalık olursa olsun, bavulun aşağıdan gelip sisteme ilk düştüğü noktayı sürekli gözlemek gerekiyor. Bavulları beklerken oradan ayrılıp özellikle Duty Free mağazalarına gidildiği zamanlar bavul hırsızlarına fırsat yaratıyor.

AMAN DİKKAT

Yazının Devamını Oku

THY ile Singapur Melbourne 1443 dolar

7 Şubat 2024
THY, Avustralya’da Melbourne uçuşlarına başlıyor. Bu ülkede ayrıca Sydney ve Perth kentleri için de izin alındı. Asıl büyük gelişme ise THY’nin bu hatta 5. trafik hakkı almış olması. İstanbul’dan uçuş Singapur’dan aktarma ile yapılacak. Burada 1.5 saat beklenecek. Singapur’dan Melbourne’e gitmek isteyenler de bu uçağa binebilecek. Uçuşlar haftada üç gün. İstanbul-Changi arası yolculuk10.5 saat, Changi-Melbourn arası ise 7.5 saat sürüyor.

Türk Hava Yolları 1 Mart Cuma günü İstanbul’dan Avusturalya’nın Melbourne kentine uçuşlara başlayacak. Şirket Avusturalya’da Melbourne dışında Sydney ve Perth için de uçuş izni aldı.

Bu uçuştaki en önemli gelişme ise 5. trafik hakkı. Yani İstanbul’dan Singapur’a giden uçak Changi Havalimanı’na inecek ve burada yakıt ikmali, ekip değişikliği için bir buçuk saat bekleyecek. İşte 5’inci trafik hakkı sayesinde Singapur’dan Melbourne’e gitmek isteyenler de bu uçağa binebilecekler. Tek yön gidiş 1943 Singapur Doları. (Yaklaşık 1443 USD). Melbourne’den THY ile Singapur uçuşu ise 1819 Avusturalya Doları (yaklaşık 1200 USD).

- Haftada üç gün (pazartesi-çarşamba-cuma) gerçekleştirilecek uçuşlar için İstanbul Havalimanı’ndan Boeing 787-9 tipi uçak saat 17.30’da kalkacak. Bu uçak 10 saat 30 dakikada Singapur-Changi Havalimanı’na (SIN) inecek. Bir buçuk saatlik beklemeden sonra (yolcular uçakta kalacak) yeni gelen yolcularla birlikte uçak Malbourne  (MEL) için havalanacak. Yaklaşık 7 saat 30 dakika sonra Melbourne Uluslararası Havalimanı’na inecek.  Uçak indiğinde kalkışı üzerinden bir gün dönmüş olacak. Uçağın Melbourne local saati ile inişi 20.40 olarak veriliyor. Bu uçuş toplam 17 saat 40 dakika sürecek. Elbette havalimanlarına gidiş, beklemeler falan dahil  edildiğinde yolculuğun toplam süresi 24 saati bile geçecek. İstanbul-Melbourne uçuşu için promosyon bilet fiyatı 1199 dolar. Dönüş uçuşu için ise fiyat 1499 dolar olarak ilan edildi.

- Şirketin sipariş verdiği ultra uzun menzilli A350-1000 uçaklarının gelmesinden sonra seferlerin direkt yapılması gündeme alınacak. Bu arada THY’nin Boeing’den B777X uçağı alması halinde bu seferler, bu uçaklarla da direkt olarak gerçekleştirilebilecek.

İZİNLER KOLAY ALINDI

- Avusturalya ile var olan iyi ilişkiler sayesinde uçuş izinleri kısa sürede gerçekleşti. Şirketin Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat ve Satış-Pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur Avusturalya’da yaptıkları toplantılardan sonra 21 frekansa kadar uçuş iznini gerçekleştirdiler.  Hatta ihtiyaç olması halinde bu uçuş sayıları artabilecek. En önemlisi Singapur’dan yolcu alınmasını ya da Melbourne’den Singapur için yolcu alınması kabul ettirildi. Yeni 5. Trafik hattı da gerçekleşti.

- Uçuşlara önce Avusturalya’nın en canlı kentlerinden Melbourne ile başlanacak. Sydney uçuşları daha sonra planlamaya alınacak. Uçuş izinleri içinde olan kıtanın diğer ucundaki Perth şehrine uçuşları şimdilik düşünülmüyor. Bu kente yapılacak uçuşlarda en yakın yedek havalimanının 3 saat uzakta olması planlamalar için şimdilik uygun bulunmuyor. Ülkenin önemli kentlerinden Brisbane’a uçuş ise şimdilik gündemde yok.

Yazının Devamını Oku

Bu uçak bu hale nasıl geldi

31 Ocak 2024
Japonya’daki A350 kazasından sonra çıkan yangın güçlükle söndürüldü ve uçaklarda yoğun kullanılmaya başlayan kompozit malzemenin güvenilirliği tartışmaya başlandı. Tamam, bütün yolcular kurtarılmıştı ama yangın sonrası uçaktan kalanlar neredeyse süpürge ile toplanacak kadar da azdı. Güçlü kompozit malzeme nasıl oluyor da kömür tozu haline geliyordu? Kompozit uçaklar ne kadar güvenli? Bu soru, cevabını uzun süre arayacak.

TOKYO Haneda Havalimanı’nda Japon havayollarına ait A350 uçağı, beklemede 1 numara sözünü kalkış izni anlayıp piste giren bir sahil güvenlik uçağı ile çarpıştı. Gece meydana gelen bu kazada piste çıkışa onay veren taksi yolu sonundaki ışıklar da arızalıydı ama bunun için notam yayınlanmıştı. Burnu biraz havada iniş yapma özelliğindeki A350 uçağında pilotlar karanlıkta çıplak gözle pistte önlerini tam göremiyorlardı. Ayrıca ana iniş takımları piste konduktan sonra ön iniş takımı diğer uçaklardaki gibi birden yere oturmuyordu. Bu uçaklarda ön iniş takımını hızlı vurmalara karşı korumak için ön iniş takımının piste oturması pilot insiyatifi dışında otomatik bir sistemle ağır ağır yapılıyordu. Bu da 6-7 saniye sürüyordu. İşte bu sürede ön görüş hala çok düşüktü. O arada kaza meydana geldi.

Kazadaki soruların sayısı çok fazla değil. Ama henüz cevaplarla tam örtüşmese de aradaki boşluklar kısa sürede dolacak.

Gelelim A350 uçağının yangın sonrası durumuna. Sahil Güvenlik uçağı pistte A350’nin bir motorunun altına girince bir alev topu oluştu. Büyük başarı ile yolcular tümüyle tahliye edildi. Ama hiç beklenmeyen şeyler de oldu...

KAZA SONRASI NELER YAŞANDI?

1- Uçağın boyası çok hızlı yandı.

2- Kompozit gövde (bir tür plastik de deniyor) yangına biraz dirense de sonrasında neredeyse kül haline geldi.

3- 6 saatten fazla yanan JAL A350 uçağı yangında yok olacak şekilde çoğunluğu kompozitten üretilen ilk ticari uçak olarak havacılık tarihine geçti. Ve bu tür uçak yangınlarını söndürmenin güçlüğü ortaya çıktı.

Yazının Devamını Oku