Hulusi Akar meselesi

“ÇUVALCI’dan nasıl ödül alır” denildi.

Haberin Devamı

Ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar’ın bu hafta Amerikalı mevkidaşı Orgeneral Ray Odierno’nun davetlisi olarak Washington’a gelip 2003’te Türk askerlerinin başına Kuzey Irak’ta çuval geçirilmesinin sorumlusu olduğu iddia edilen Odierno tarafından bir liyakat nişanıyla ödüllendirilmesi ağır biçimde eleştirildi. Hikâyenin perde arkasını aktarmaya çalışacağım.


*


TÜRK tarafı gezinin tartışma yaratacağını biliyordu. O yüzden de başından itibaren gazetecilerden uzak durdular. Hatta Amerikalılara da aynısını yapmalarını tembih ettiler. Örneğin Akar’ın Washington’a bir ziyaret düzenleyeceğini, kaynaklarımdan ilk kez 4 Aralık 2014’te öğrendim. Buna göre Akar’ın kente ay sonuna doğru gelmesi bekleniyordu. Ve Akar’ı davet eden Odierno’nun da, ziyaretten önce bir grup gazeteciyle buluşup bilgi vermesi planlanıyordu. Ancak sonra devreye Türklerin kaygıları girdi. Ve o toplantıyla ilgili hiçbir gelişme olmadı. Ayrıca artık ne olduysa Akar’ın beklenen ziyareti de Aralık’ta gerçekleşmedi. En nihayet geçen hafta program oluştu. İlk bilgileri aldım. Ve teyit için Türk tarafıyla temas kurduğumda tam beklediğim gibi bir cevapla karşılaştım. Türkler, “Ziyareti ne teyit edebiliriz ne de inkâr edebiliriz” diyorlardı. Dört yıldızlı bir ziyaretten bahsediyorduk. Ve sanki Hulusi Akar kimseye görünmeden programını tamamlayıp dönmek istiyormuş gibi, Türkler geziyi gazetecilerden saklıyorlardı.


*

Haberin Devamı


NEDİR peki bunun sebebi? Hayır, sadece Odierno hakkında Türk basınında çıkmış “Çuvalcı” hikâyeleri nedeniyle değil. Çünkü 2012’de Washington’a gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’de de aynı şeyi yaşamıştım. Orada da konuşmamışlardı. Çünkü genel olarak Amerika ile yakın bir ilişki içinde olma görüntüsü vermek istemiyorladı. Temaslar olsun. İşbirliği yakın bir biçimde devam etsin. Ama bu durum basına mümkün olduğunca az yansısın. Bunun çeşitli sebepleri var elbette. Hükümet dengeleri bunun bir ayağı. Türk Ordusu’nun içindeki dengeler öteki boyutu. Ancak uluslararası ilişkilerde son yıllarda gittikçe önem kazanan “gizli diplomasi”nin Türk-Amerikan ilişkilerinde de git gide ağırlıklı yer tutmaya başladığı düşünülecek olursa, üzerinde durmaya değer bir konu bu.


*

Haberin Devamı


PEKİ başarabildiler mi? Saklayabildiler mi? Hayır. Çünkü Amerikan ordusunda basınla ilişkilerin kuralları bu tür üst düzey ziyaretlerde bilgi vermeye dönük olduğundan, geziyi gizleyemediler elbette. Nitekim salı sabahı Akar için Washington’da düzenlenecek ödül törenine akredite oldum. Ve etkinliği başından sonuna izleyen tek gazeteci olarak salondaydım. Hikâyenin tartışılacağını tahmin ettiğimden bu kez videoyaya da çektim. Ancak işin çuval kısmına gelince... Benim Amerikan Merkez Komutanlığı CENTCOM’dan edindiğim ve sizin de ilk kez 14 Mart’ta piyasaya çıkacak kitabımda okuyacağınız bir toplantı tutanağına göre Çuval Olayı’nda Amerikan tarafındaki emir-komuta zincirinde Odierno geçmiyordu. Zira iki ülkenin ordusu olaydan iki hafta sonra 18 Temmuz 2003’de bir araya geldiğinde, dönemin Türk Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Sadık Ercan’la konuyu görüşen kişi, 101’inci Hava İndirme Tümeni’nin başındaki Tümgeneral David Petraeus’tu. Ve tutanak yayınlandığında göreceksiniz... Çuval operasyonunu yürüten 173’üncü Hava İndirme Birliği’nin durumunu konuşurken Petraeus’un toplantıda sergilediği tavırlar, hiçbir şey olmamış gibi Ercan’a ortak bir paraşüt atlayışı yapmayı önerecek kadar gayriciddi bir noktaya varıyordu. Yani bendeki belgelere göre Odierno değil Petraeus’tu.


*

Haberin Devamı


YİNE de sordum tabii. Ödülle ilgili daha sonra bazı Genelkurmay yetkililerinin Türk gazetecilere Odierno’nun Çuval Olayı’na adının karışmasına gönderme yaparak “tatsız bir tesadüf” demesini Odierno’nun ofisine sordum. Ve benim 2003’e dair bir hikâyeyle ilgili yorum istememi şaşırtıcı buldular. Doğrusu ben de onların şaşırtıcı bulmasını şaşırtıcı buldum. Ancak çuvaldan ziyade bu ziyaretin benim için daha önemli başka bir boyutu vardı. Nitekim ödül töreninin ardından geçtiği Pentagon’da, Amerikan Genelkurmay 2. Başkanı’na yaptığı ziyaret sonrası Hulusi Akar’ı görüp kendisiyle ayak üstü konuşma imkânı bulduğumda da bunu sormak istemiştim. Çok nazik sözler etti. Fakat görüşme konusundaki ısrarlarıma rağmen programının yoğunluğunu gerekçe gösterip konuşamayacağını söyledi. Peki ne mi sorardım? Akar için yapılan seremonide ödülün Akar’a ‘Türk Kara Kuvvetleri’nin başarılı bir şekilde yeniden yapılandırmasını sağladığı, Türk ve Amerikan kuvvetleri arasında bir koordinasyon oluşturduğu, Suriye konusunda sergilediği tutum, Türk ve Amerikan özel kuvvetleri arasında daha geniş bir işbirliği geliştirilmesine katkı sunduğu için verildiği’ belirtildi. Ben de geleceğe ışık tutacağını düşündüğüm şu soruyu sorardım:

Haberin Devamı

* Türkiye ve ABD’nin Suriye konusunda derin bir ayrılık yaşadığı dönemde size ödül verilmesine neden olan Suriye konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

Yazarın Tüm Yazıları