Eşcinsel evliliği kararı

BİR yanda 150 yıl önceki iç savaşı kaybettiğini kabul etmeyen, kölelik yanlısı konfederasyonun bayrağını taşıyan ırkçıların yeri...

Haberin Devamı

Bir yandan da siyah birini başkan seçenlerin büyüttüğü bir demokrasi.

Bir yandan sanki başka kimse kalmamış gibi Hillary Clinton ve Jeb Bush’u başkan adaylığına sürükleyen bir hanedan yarışının yaşandığı yer.

Bir yandan da özgürlüklerin genişlediği, yaratıcı fikirlerin yeşerdiği bir düşünce ortamı.

Tutarsız bir ülke Amerika.

Öyle olmasa bir sistem nasıl hem insanların kolayca silah edinmesine müsaade edecek kadar gerici hem de bir zamanlar toplumdan dışlanmış, ayrımcılığa uğramış eşcinsellere eşit haklar tanıyacak kadar progresif olur!

*

ÜZERİNDE herkesin uzun uzun düşünmesi gereken bir hikâyeydi Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin eşcinsel evlilikleri yasal güvence altına alan kararı.

Haberin Devamı

Önemli, çünkü bir defa, 21’inci yüzyılın en canlı, en etkin sosyal adalet hareketlerinden biri olan eşcinsel haklar mücadelesinin işi nereye vardırdığının anlaşılması açısından çarpıcıydı.

Çünkü sadece eşcinsel hakları için değil, özgürlüklerin genişlemesi için çaba sarf eden bir dayanışmanın zaferiydi bu.

Ve gittikçe küresel bir hale gelen bu mücadelenin Türkiye de dahil bütün dünyaya yayacağı kavganın da bir işaretiydi.
*
MEŞHUR laftır, haklar verilmez alınır. Bizlerin bundan 10 yıl önceye göre bugün daha özgür bir ortamda yaşıyor olmamız da kolay olmadı.

Siz bu mücadelenin bir parçası mıydınız bilmiyorum.

Ama eğer bugün yaşam sınırlarımız daha genişlediyse, bunu bizlerin yerine kavga eden, bedel ödeyen, hatta yaşamını yitiren insanlara borçlu olduğumuzu bilmeliyiz.

İşte eşçinsel haklar mücadelesini de ben böyle görüyorum.

Belki fark etmesek de, sadece kendileri için değil toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren özgürlükler için çaba sarf eden, cesur, ilerici, olağanüstü bir örgütlenme.

Irkçılığa, ayrımcılığın her türlüsüne, baskıcı düşünceye karşı çıkan, bugün medeniyete en büyük katkıyı sağlayan, en ilham verici hareketlerden biri.

*

Haberin Devamı

TÜRKİYE için belki şimdilik düşünülemeyecek bir adım.

Ama eşcinselliğin gittikçe daha küresel hale gelen, toplumlar üstü bir kültür boyutu olduğunu hesaba katınca farklı ülkelerdeki hedeflerin de zamanla birbirlerine yakınlaşacağını düşünmek yanlış olmaz.

Kaldı ki, Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin kararında özellikle muhafazakâr toplumlar nezdinde bu mücadeleyi destekleyecek unsurlar da karşımıza çıkıyor.

Zira progresif bir hareket evlilik hakkını mücadelenin odak noktası kılarak, hak savaşının 70’lerde bayraktarlığını üstlenen ve o dönem dünyayı sallayan feministlerin bir zamanlar savaş açtığı bir kurumu yeniden kutsuyor.

Böylece bir zamanların bizim için kavga veren 2’nci dalga feministleri, kadını baskı altına aldığı, kadını suistimal ettiği için evlilik müessesesini yıkmaya çalışırken, bugün hak savaşında feministlerin yerini alan eşcinsellerin elinde evlilik iade-i itibar yaşıyor.

*

Haberin Devamı

BİR çırpıda açıklanamayacak ve dünyadaki toplumsal dönüşümü anlamak için de üzerinde düşünmeye değer bir mesele bu.

5’e 4 oyla geçen Yüksek Mahkeme kararında belirleyici oyu 9 üyeli mahkemenin Cumhuriyetçilere yakın üyesi Tony Kennedy’nin vermesi ve gerekçeli kararı da lehte oy veren dört liberal üye dururken Kennedy’nin yazması bile bu açıdan başlı başına çarpıcı bir durum.

Cumhuriyetçilerin sahip çıktığı, “aile değerleri” denilen bir kalıba sokuyor işi Kennedy.

Ve şimdi Cumhuriyetçilerin büyük bir öfkeyle karşıladığı bu kararı, tam tersine, muhafazakâr bir söylemle açıklıyor.

“Hiçbir birliktelik evlilikten daha derin değildir” diyor yazısında ve bunu da “aşk, sadakat, bağlılık, fedakârlık ve aileye ilişkin en yüce amaçları evliliğin temsil etmesiyle” açıklıyor.

Haberin Devamı

Böylelikle eşcinselleri geleneksel evlilik kurumunun içine girip toplumsal normlara uymaya teşvik ediyor.

*

ÇOK önemli bir karardı Yüksek Mahkeme’nin kararı. Dünyadaki hak mücadelesinde bana kalırsa bir kilometre taşı oldu.

Ve evliliğin toplumsal rolünden eşcinsel hareketin küresel gelişimine dünyanın gidişine ilişkin de fikir veren belirleyici bir gelişmeydi.

Abraham Lincoln döneminde köleliğe karşı savaşın öncüsü olan Cumhuriyetçiler, bugün göçmen sorunundan eşcinsel haklarına insanların tartıştıkları konularda toplumun nasıl gerisinde kaldıklarını ne zaman fark edecekler bilmiyorum.

Ama kendini uygarlığın ilerleyişine göre şekillendirmeye çalışan her siyasi hareketin iyi okuması gereken bir olaydı.

Yazarın Tüm Yazıları