Başkanlık değil yolsuzluk önemli

BAŞTAN aşağı sakat bir tartışma. Başkanlık sistemiyle ilgili Türkiye’de yapılan konuşmaların çoğu tepeden tırnağa yanlış ve işin özüne dair tek bir laf yok.

Haberin Devamı

Dedi ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: “En iyi demokrasi ABD’de diyorlar. En ileri ekonomi ABD’de diyorlar. ABD Başkanlık sistemiyle buraya geldi.”
Hayır, parlamenter sistemle değil de başkanlıkla yönetildiği için bu noktaya gelmedi ABD. Yönetimdeki kuvvetler ayrılığı, güçlü bir yargı ve yöneticiler için konulan hesap verilebilirlik kuralıyla geldi. Yani Türkiye’de olmayan ve asıl üzerinde durulması gereken ilkelerle yükseldi. Örnek bir vaka üzerinden aktarmaya çalışacağım.


*


NEW York Eyaleti’nin tartışmasız en güçlü politikacısıydı Sheldon Silver (70). İlk seçildiği 1976’dan beri New York Eyalet Kongresi Üyesi’ydi. Üst üste 20 kere seçim kazanmıştı. 38 yıldır kesintiz görev yapıyordu. Son 21 yıldır da Meclisin başkanlığını yürütüyordu. Beş eyalet valisi eskitmişti. Ve Demokratların kalesi New York’ta, en kuvvetli Demokrat Partili olduğu tescillenmişti.
Ama kuraldır. Güç yozlaştırır. Hele mutlak güç mutlaka yozlaştırır. Hakkında iddialar oluştu. Gücünü suiistimal ettiği, makamını kullanarak haksız menfaat elde ettiği suçlamaları gündeme geldi. Ve Erdoğan’ın da imrendiği Amerika’daki sistemin çarkları birden bire Silver için dönmeye başladı. Hakkında soruşturma açıldı.


*

Haberin Devamı


YOLSUZLUK nedir? Mesela bir politikacının yeğenini işe yerleştirmesi yolsuzluk mudur? Öyle ya nereden biliyorsunuz o yeğenin kendi vasıfları sayesinde o işi kapmadığını? Ya da bir politikacının beraber tatil yaptığı, yediği içtiği ayrı gitmeyen bir işadamının o politikacının etkili olduğu sistemde devletten imtiyaz elde etmesi yolsuzluğa girer mi? Öyle ya, ya o işadamı rakiplerini bileğinin hakkıyla yendiyse?
İşte işin en can alıcı noktası da burası. Size “Nereden biliyorsunuz”la başlayan cümleler kuranlar her zaman çıkar. Hatta olayın yaşandığı topluma göre bu konuda fetva verenler bile olur. Ama gelişmiş bir devlet düzeninin başarısı da, bu ayrımı hangi boyutta yapabildiği, etik kuralları ne kadar uygulayabildiği ve yargı mekanizmalarıyla bunları nasıl takip ettiğiyle ölçülür. Yolsuzluk kavramını siyasi eğilimlere göre eğilip bükülebilen bir yorumdan sıyırıp çağdaş hukuka uygun bir zemine oturtup oturtamadığıyla.


*

Haberin Devamı


GELİRLERİNİ araştırdılar Silver’ın. Ve iki ayrı avukatlık bürosundan düzenli olarak para aldığını tespit ettiler. Paraların neden ödendiğini araştırdıklarında da iki farklı sistem keşfettiler. Birincisinde, emlak sektöründe çalışan Goldberg&Iryami, Silver’a ödeme yapıyordu. Silver da iddiaya göre emlak şirketlerinin kulağına bu firmanın ismini fısıldıyordu. Ne kadar alelade değil mi? Üstelik nasıl ispatlayacaksınız? Ama işte New York’un yıldız savcısı Preet Bharara, kovuşturmadan muaf tutma karşılığında bir lobiciyi bu konuda tanıklık yapmaya ikna etti. Ve Silver’ın emlak şirketlerine kendisine ödeme yapan büroyu tavsiye ettiği anlaşıldı.
İkincisi ise Silver, saygın Columbia Üniversitesi’nde asbeste bağlı hastalıkları inceleyen bir doktora eyalet bütçesinden bir araştırma fonu tahsis etmişti. Doktor da, bunun karşılığında, muayene ettiği asbest hastalarını bu alanda açtığı tazminat davalarıyla bilinen Weitz&Luxenburg hukuk bürorusuna yönlendiriyordu. Ve büro da Silver’a ödeme yapıyordu. Neyle suçlayacaksınız? Sonuçta Silver da bir avukat ve hukuk bürolarına danışmanlık hizmeti vermesini engelleyen bir yasa yok. Ama işte savcı bu olayda da doktoru ikna etti. Ve işbirliği yaparsa doktoru suçlamayacağını taahhüt edip hikâyeyi çözdü. Silver istifa etmek zorunda kaldı ve şimdi yargılanmayı bekliyor.


*

Haberin Devamı


BUGÜN dünyanın en büyük sorunlarından biri yolsuzluk. Ve Afrika’daki insanları açlığa mahkûm eden, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin sıçramasını engelleyen, insanlığa musallat olmuş belaların başında geliyor. Bu yüzden de artık açık bir insan hakkı ihlali sayılıyor. Türkiye’nin bu sene dönem başkanlığını üstlendiği G-20 gibi örgütlerin asli görevlerinden birinin yolsuzlukla mücadele olarak belirlenmesi bu yüzden. Dünya Bankası’nın yolsuzluğu “bir numaralı halk düşmanı” ilan etmesi bu yüzden.
Hayır, gelişmişlik başkanlıkla yönetilip yönetilmediğinizle ilgili değildir. İstikrarı her şeyin önüne koyan söylem 20’nci yüzyılda miadını doldurmuş, bugün sadece otoriter liderlerin tekrar ettiği bir argüman haline geldi.
Başarının asıl anahtarı, Türkiye’nin hafta içi ertelediği şeffaflık paketidir. Amerika’da da savcının Silver’ı enselemesine olanak sağlayan, mal bildirimlerinden imar kanunundaki değişikliklere, yolsuzlukla savaşta sistemi güçlendirecek düzenlemelerdir.

Yazarın Tüm Yazıları