Yargıya güven?

YARGI, tarihimizin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyor.

Haberin Devamı

Yargıda “adalet”in ne ölçüde gerçekleştiği konusunda hep şüpheler, güvensizlikler vardı. Şimdi yargıda bu “adalet” sorununa bir de “siyaset” sorunu eklendi.
HSYK Başkanvekili Sayın Ahmet Hamsici yaptığı açıklamada, “Bütün yetkileri tek elde toplayan veya diğer organları bir organın kontrolü altına alan bir sistem, kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmaz” diyor, haklı olarak.
Hamsici, hâkimlerin “çekinmeden ve endişe duymadan, Anayasa’nın öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış etki altında kalmadan, yansız tutumla, özgürce karar vermeleri” gerektiğini hatırlatıyor. Fakat “planlı ve organize bir şekilde” yürütülen siyasi kampanyalarda, operasyon korkutmalarıyla “yargının baskı altına alınmaya çalışıldığını” belirtiyor.

‘FELAKET OLUR’

Devlette ve hele de yargıda hiçbir “paralel” güce müsamaha edilemez. Devlet bünyesinde farklı otorite odakları asla olamaz. Elbette soruşturma açılır. Burada önemli olan, soruşturmaların hukuk endişesiyle mi, yargıyı iktidarın kontrolü altına almak hırsıyla mı yapıldığıdır!
17 ve 25 Aralık soruşturmalarının örtülmek istendiği ise apaçık ortadadır.
Dün Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay, “Adalete güven kalmazsa felaket olur” diyordu; çok haklı. İktidarın yargıyı kontrol altına aldığı endişesi, adalete güveni sıfırlar, en büyük felaket olur.
Bu endişe vardır.
Kanıt mı? Kanıt, soruşturmalar hakkında hükümete bilgi verilmesi(!) zorunluluğunu getiren Adli Kolluk Yönetmeliği hükmünü Danıştay Genel Kurulu’nun iptal etmiş olmasıdır. HSYK Kanunu’nda yapılan değişiklikleri, yürütmenin yargıya müdahalesi olarak gören Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararlarıdır...

17 ARALIK SONRASI

Uygulama, daha endişe vericidir. 17 Aralık’tan sonra HSYK’ya, kendi yönetmeliğine aykırı hâkim ve savcı kıyımları yaptırtıldı... Anayasa’ya aykırı olarak HSYK’ya Bakanlık tarafından atanan bürokratların hazırladığı atama listeleri HSYK’ya onaylattırılarak sulh ceza hâkimleri tayin ettirildi... Bu bürokratların “tercih” ettiği savcı ve hâkimler soruşturmalarda görevlendirildi...
Felsefi eğilimleri ne olursa olsun, yargı camiasında iktidarın hoşuna gitmeyen bir karar verirlerse “palalel” diye damgalanmak, hedef gösterilmek, sürülmek endişesi vardır.
Zira “Paralelci, hain, haşhaş çekmiş” diye linç kampanyalarına maruz kalan meslektaşlarını görüyorlar.
Hayır, yargı şamar oğlanı yapılmamalıdır.

YARGI SAHİPSİZ

İktidar yanlısı bir gazete “orduda paralel yapı” diye manşet attığında, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı karşı çıktı, manşeti yalanladı, Başbakanlık bildiri yayınladı... Bülent Arınç, “Paralel’in 1 Mayıs oyunu” manşetini eleştirdi, Taksim’de görevli polisleri savundu...
Fakat belirli gazetelerde hâkim ve savcılar fotoğraflarıyla “paralel” diye damgalanıp hedef gösteriliyor, tek devlet yetkilisinden ses yok! Adalet Bakanlığı da suskun! Kanıtsız suçlamalardan sakınılması için birkaç satırlık açıklama bile yapmadı. Aksine, Bakanlık bürokratları Yargıtay ve HSYK seçimlerini örgütlemekle meşgul!
Yargıya bir tek Ahmet Hamsici sahip çıkma yürekliliğini gösterdi.
Hamsici, Cemaat’i değil, bağımsız ve tarafsız yargı ilkelerini savunuyor.

ÖZGÜRLÜĞÜN TEMİNATI

Ahmet Hamsici’nin açıklamasındaki şu paragrafa herkesin dikkatini çekelim:
“Yargının yasama ve yürütmeden bağımsızlığının sağlandığı bir sistemde özgürlük adına korkmaya gerek yoktur, buna karşın yargının yasama ve yürütmenin kontrolü ve etkisinde olduğu, bu organların yargıyı yönlendirdiği bir sistemde özgürlük adına her şeyden ama her şeyden korkmak gerekir.”
Evet, bağımsız ve tarafsız yargı, özgürlüklerin en önemli teminatıdır. Bu ortadan kalkarsa, seçimlerin, parlamentodaki tartışmaların, hatta medyanın bile işlevi kalmaz.
AK Partili hukukçular ve vicdan sahipleri; 27 Mayıs’ta yargıda yapılan “kuyrukları temizleme” operasyonlarını ve yol açtığı tahribatı araştırdınız mı?
Tarih sizden yarın nasıl bahsetsin? Yargıda siyasi kıyım ve kadrolaşma yaptılar diye mi? Yargı camiasında yandaş değil, gerçekten tarafsız olarak bilinen hâkim ve savcılar eliyle dürüst soruşturma yaptırdılar diye mi?
Eminim, tarih Hamsici’nin yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunan tavrından takdirle bahsedecektir.

Yazarın Tüm Yazıları