‘Velinimetim Atatürk’

ATATÜRK ve İnönü’nün silah ve siyaset arkadaşlığı çok iyi bilinir.

Haberin Devamı

Fakat aralarını açan olaylar pek bilinmez.


‘Velinimetim Atatürk’



1936 sonlarından itibaren aralarında görüş ayrılıkları çıkmış, Reisicumhur Atatürk, Başvekil İsmet Paşa’yı 19 Eylül 1937’de görevden alarak yerine Celal Bayar’ı getirmiştir.
Bu görev değişikliği 1938 yazındaki Dersim harekâtı bakımından önemlidir.
Atatürk’ün etrafında “İnönü düşmanı” bir ekip vardır; Şükrü Kaya, Tevfik Rüştü, Kılıç Ali, Recep Zühtü gibi... İnönü bir maça gitmiş, halk tarafından alkışlanmıştır. Bunlar olayı Atatürk’e “İnönü sana karşı siyaset yapıyor” diye iletmişlerdir falan...

SIKINTILI BİR DÖNEM

Haberin Devamı


İnönü’nün etrafında da başta Dr. Refik Saydam olmak üzere “İnönücü”ler vardır. Bunlar, Atatürk’ten sonra Reisicumhur olmasını engellemek için İnönü’nün öldürüleceği endişesi içindedirler. Şüphelenilen kişiler İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile “silahşor” Recep Zühtü’dür.
İnönü, hasta yatağındaki Atatürk’ü ziyarete gitmek istediğinde, Refik Saydam trenin önüne yatacağını söyleyerek bunu engellemişti. İstanbul’da İnönü’nün öldürülmesinden korkuyordu çünkü.
Mareşal Fevzi Çakmak İnönü’yü korumak için Pembe Köşk’ü askeri kordon altına almıştı!
Karabekir’in ve Rauf Orbay’ın da öldürülme endişesi yaşadıkları bir dönemdir.
Şükrü Kaya’nın nasıl İnönü düşmanı olduğunu, elindeki gizli polisin Karabekir’e, Orbay’a ve İnönü’ye neler yaptığını görmek için, İsmet İnönü’nün “Defterler”ini ve Kazım Karabekir’in “Günlükler”ini okumak yeterlidir.
Böyle gergin bir dönemde dahi, Atatürk’le İnönü’nün şahsi münasebetleri ancak sevgi ve saygı ile tanımlanabilir. Hastalığının ileri aşamasında İnönü’nün de Ankara’da hasta yattığını öğrenen Atatürk, kendi doktoru Neşet İrdelp’i İnönü’ye bakması için Ankara’ya göndermişti.
1938 yılında, 24 Temmuz günü kimse Lozan’ı anmamıştır; İnönü’nün adı geçmesin diye!
Hasta yatağındaki Atatürk, 25 Temmuz günü saat 17.00’de “kendine gelince”, İnönü’ye iletmesi için Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak’a şu satırları yazdırır:
Belgenin parantezlerini ben koydum, okunuşu şöyle:
“25.7.938 Dolmabahçe, Saat 17.00
H. Rıza Soyak:
Esas hastalık tekrar yürümeye başlamıştır. 12-13 gündür (ateşi) 39’a çıktıktan, Marmara ve Karadeniz’e seyahatten sonra, dün kavga gürültü, koltukla saraya naklettik. Şimdi
37’dir (derece).
Bugün kendine gelince:
“Lozan günü idi; kendisini büyük takdirle, muhabbetle düşünüyorum. Tebrik ederim. O da ben de rahatsız, fena günler geçiriyoruz. O günü hatırlıyorum. Mukabeleye (cevap vermeye) kalkışmasın, yorulmasın. Vedit (Uzgören) arz etsin.”
Şimdi belgenin arşivdeki orijinalini aynen aşağıya alıyorum.


BELGE 1 / Atatürk’ten İnönü’ye

Haberin Devamı


‘Velinimetim Atatürk’





Atatürk’ün gönderdiği bu mesaja Ankara’dan İsmet İnönü’nün gönderdiği cevap kendi el yazısıyla aynen arşivlerde yer alıyor.
Belgenin orijinali ve okunuşu şöyle:



BELGE 2 / İNÖNÜ’DEN ATATÜRK’E


‘Velinimetim Atatürk’






“Büyük, Sevgili Atatürk,
Lozan günü vesilesiyle iltifatınızı söyletmek lütfunda bulundunuz. Kendi ıstırabınızı unutarak bana yeniden sağlık, bahtiyarlık verdiniz. Şükran ve minnetlerimi kabul buyurunuz.
Velinimetim Atatürk,
Katiyen eminim ki bu hastalık günlerini geçireceğiz. Siz bütün afiyet ve neşenizle ve şerefle daha çok uzun seneler millet ve memleketi idare buyuracaksınız.
Derin tâzimle ve dayanılmaz bir özleyişle ellerinizden öperim velinimetim. 26.7.38
Zarf: Büyük Reisi Cumhur Atatürk, Yüce huzuruna”
Bu iki insan birbirini öldürtmeyi düşünmüş olabilir mi?!

Haberin Devamı

HAKİKAT DUYGUSU

Siyaset en üstün değer olamaz. Siyasi hedefler en üstün idealler olamaz. Onların üstünde etik değerler, ahlaki idealler vardır, yani olmalıdır.
Siyasetin üstünde evrensel hukuk vardır, yani olmalıdır.
Siyasetin üstünde “hakikat duygusu” vardır, yani olmalıdır.
Hakikat çok defa karmaşıktır, araştırmak için metotları vardır ve hepsinden önemlisi sağduyu gerekir.
Siyasi tercih, tarihi ve güncel hakikatleri tahrif yetkisini vermez.
Tarihte benim siyasi tercihim, Karabekir-Orbay çizgisidir. Fakat hakikat saygısı her şeyin üstündedir. İnönü’nün, hele de Şükrü Kaya gibi bir düşmanıyla anlaşarak, Atatürk’ü zehirlettiğini söylemek, tarihe de, sağduyuya da aykırıdır.

Yazarın Tüm Yazıları