Türkiye’yi uçurmak

BAŞKANLIK sistemi Türkiye’yi uçurur mu? Geçmişteki darbeler ve ekonomik krizler gibi sorunlar parlamenter sistem yüzünden mi oldu?

Haberin Devamı

Hayır, bunlar propaganda sözleridir. Bu sorunların her birinin tek değil birçok sebebi vardır. Bu sebepler, parlamenter sistemden ziyade gelişmişlik düzeyiyle ve dünya konjonktürüyle ilgilidir.
Türkiye gibi çatışma kültürü güçlü olan ülkelerde koalisyonların verimsiz olduğu bir gerçektir. Fakat koalisyonların da sebebi yelpazenin fazla parçalı olması ve çatışma kültürüdür. Yelpaze bölünmüşse, başkanlık sisteminde de başkanla yasama organı çatışır!
İktidarın on iki yıllık ekonomik performansına baktığımızda “sistem”in belirleyici olmadığı görülür.

AYNI SİSTEMDE

Aşağıdaki grafikte 2002-2014 döneminde Türkiye’nin yıllık büyüme hızları görülüyor:

Türkiye’yi uçurmak

Haberin Devamı

Evvela Ecevit’in koalisyon hükümeti döneminde patlak veren kriz nedeniyle yapılan Kemal Derviş reformları üzerine, Türkiye 2002’de yüzde 6.2 gibi iyi bir noktadan yola çıkmış. AKP de beş yıl süreyle iyi götürmüş. Bu dönem AK Parti’nin çatışmacılıktan sakındığı, reformlar yaptığı, Batı dünyasından övgüler aldığı başarılı bir dönemdir.
Özetle, 2002-2006 yıllarında büyüme hızımız ortalama yüzde 7.2’dir.
2007-2014 döneminde yüzde 3.5’tir.
İki dönem de parlamenter sistem içinde.

DÜŞÜK PERFORMANS

Hatta ikinci dönemde iktidarın, özellikle 2011’den sonra otoriterleşme sürecine girdiği, kutuplaşmanın tırmanmaya başladığı da bilinmektedir.
En önemli faktör tabii Türkiye’yi yüksek katma değere geçirecek yapısal reformların 2011’den sonraki dönemde ihmal edilmiş olmasıdır. Bu dönemde piyasaları canlı tutmak için tüketim teşvik edildi, Türkiye’nin tasarruf oranı yüzde 18’den yüzde 13’e düştü.
Ali Babacan gibi saygın bir ekonomistin “Altı yıldır 10 bin dolardan 11 bin dolara geçemiyoruz” diye yakındığı yıllar...
Bu düşük performans döneminde iktidarın isteyip de çıkaramadığı kanun yoktur!
Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle iptal ettiği Sayıştay Kanunu gibi örnekler var elbette! Fakat öngörülen başkanlık sisteminde yargı denetimi olmayacak mı?!
Hükümetin Çankaya’dan dönmüş tek kararnamesi de yoktur! Demek ki düşük performansın sebebi parlamenter sistem değildir. İktidarın “uzun vadeli” yapısal reformlar yerine, “seçim vadeli” tüketim ekonomisine yönelmesi, mesela sanayi sektörü yerine inşaat sektörünün şişirilmesi ve küresel kriz gibi çok karmaşık sebepler söz konusudur.

NE YAPMALI?

Haberin Devamı

Türkiye başkanlık sistemine geçerse, en az birkaç yılını “geçiş dönemi” olarak harcayacaktır. Bütün bakanlıkların, genel müdürlüklerin teşkilat kanunlarını değiştirmek gerekecektir. “Başbakan, Bakanlar Kurulu” kavramları geçen bütün kanunları, yönetmelikleri değiştirmek gerekecektir.
Tezatlar çıkacak, tereddütler olacaktır.
Onun için ekonomide zaten sıkıntılı bir döneme girdik, bir de sistem değişikliği karmaşasına ne gerek var?
Ne yapmalı? Ali Babacan’ın dediğini yapmalı:
“Bizim tek çaremiz iyi işleyen bir demokrasi, tek çaremiz temel hak ve özgürlükler konusunda en ileri standartlara ulaşabilmek, tek çaremiz hukukun üstünlüğünün Türkiye’de en iyi şekilde uygulanıyor olmasıdır...
Eğer hukuk devleti olmazsa ekonomimiz de hiçbir zaman arzu ettiğimiz noktaya ulaşmaz.” (22 Nisan 2014)
Reuters, dün Başbakan Davutoğlu’nun New York’ta Türk Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda güven vermeye çalıştığını bildiriyordu. Fotoğrafta Başbakan, sağında Ali Babacan, solunda Erdem Başçı ile güven mesajı veriyordu. AFP’nin bülteni de ekonomi çevrelerinin güvendiği iki isim olarak Ali Babacan ve Erdem Başcı’yı yazıyordu.
Demek ki sistemi değiştirmek değil, parlamenter sistemi iyi ve güvenli işletmek lazım.

Haberin Devamı

NOT: Bu akşam CNN Türk’te saat 21.00’de eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Fatih Özatay ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ile ekonomiyi konuşacağız.

Yazarın Tüm Yazıları