Siyasi normalleşme

MUHALEFET darbe karşısında çok iyi bir sınav verdi; ülkemizde iktidar-muhalefet ilişkilerinin normalleşmesi için bunu çok iyi değerlendirmek lazım.

Haberin Devamı

Demokrasi tarihimize altın harflerle geçecek şu tablo gelecekte de zihinlerden silinmemelidir: Darbeciler bomba yağdırırken Meclis’te AK Partili, CHP’li,

 

MHP’li ve HDP’li milletvekilleri ölümü göze alarak demokrasiyi savunmak için orada hazır bulunuyordu!

 

Geçmiş darbelerde hiç böyle olmamıştı.

 

DARBE VE PARTİLER

 

Siyasi hayatımızda kutuplaşmayı körükleyen ve siyasi ilişkileri zehirleyen önyargılardan biri, muhalefetin darbe yanlısı olduğunun düşünülmesidir. Halbuki 27 Mayıs hariç, diğer bütün darbelerde hiçbir parti darbe yanlısı olmadı.

 

Haberin Devamı

1971’de 12 Mart’a ilk meydan okuyan, Bülent Ecevit’ti.

 

12 Eylül’de diğer partiler gibi, CHP’nin de lider kadrosu sürülmüş, kapısına kilit vurulmuştu.

 

CHP’nin Tek Parti ve 27 Mayıs geçmişine bakarak hâlâ darbe yanlısı olabileceğini uzun süre propaganda eden iktidar, umarım artık bu söylemi artık bırakacaktır.

 

MHP de uzun süre orduyla “derin” bağları olan bir parti sanıldı. 12 Eylül’ün en çok mağdur ettiği siyasi parti MHP olduğu gibi son darbe girişimine de kararlılıkla karşı çıktı.

 

İktidar-muhalefet mücadeleleri artık normal düzeyde ve görüş farklılıkları üzerinden yürütülmelidir.

 

HDP VE SİLAH

 

Darbelerden, sıkıyönetimlerden, OHAL’lerden çok acı çekmiş bir tabana dayanan HDP’nin bugün de darbeye karşı çıkması normaldir.

 

HDP demokratik usullerin değerini daha iyi anlamalı, PKK’nın silahları siyasete müdahale ettiğinde de HDP karşı çıkabilmelidir.

 

Haberin Devamı

HDP’de böyle sivil bir düşüncenin gelişebilmesi için bu parti dışlanmamalıdır. Partiler arası diyalog ve liderlerle görüşmeler olduğunda HDP de buna dahil edilmelidir.

 

HDP’yi parlamenter süreçlerden dışlamak onu en azından psikolojik olarak büsbütün Kandil’in yanına itmek olur.

 

Normalleşme yönünde davranışlar sergileyen Başbakan Binali Yıldırım’ın bu hususu dikkate alacağını umuyorum.

 

CUMHURBAŞKANI’NI SAVUNURKEN

 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun akrabası polis memuru Nedip Cengiz Eker’in hukuken kendisine verilen görevi yaparak Cumhurbaşkanı’nı darbecilere karşı savunurken şehit düşmesi de unutulmaması gereken bir olaydır.

 

Keşke hukuk şuuru ve görev ahlakı, hepimizde böylesine kimlik ve siyasi görüşlerin üstünde bir “yüksek değer” haline gelmiş olsa...

 

Haberin Devamı

Siyasi kutuplaşmanın zararlarından biri, bu tür “yüksek değerler”i gölgelemesidir.

 

Halbuki siyasette “hukuk” kavramı, bürokraside “görev” kavramı siyasi görüşlerden, taraftarlık ve karşıtlık duygularından üstün tutulmalıdır.

 

Böyle bir kültürün gelişmesine hepimiz özen göstermeliyiz.

 

GELİŞMİŞ DEMOKRASİLER

 

Gelişmiş demokrasilerin aynı zamanda gelişmiş ülkeler olmasının önemli sebeplerinden biri hukukun üstünlüğünün içlere sinmesi, devlet hayatında esaslı şekilde yerleşmesidir. Sosyolog Max Weber’in yüzyıl önce yazdığı “hukuki rasyonel bürokrasi”nin teşekkül etmiş olmasıdır.

 

Yani geçmiş asırlardaki gibi patromonyal padişahın veya feodal kralın özel görevlileri değil, hukuku uygulayan ve rasyonel davranan kurumlaşmış modern bürokrasi...

 

Haberin Devamı

Kanlı darbe musibeti hepimize “hukuki” ve “rasyonel” kavramlarının önemini göstermiş olmalıdır. Hukuka saygısı olan, aklı başında insanlar darbeye kalkar mıydı?

 

Siyasette çok ihtiyaç duyduğumuz “normalleşme”nin de zorunlu şartı hukukun üstünlüğü ilkesinin içlere sinmesi, siyaset dilinin artık eski çatışmalardan arınarak normalleşmesidir. Özellikle yargının hukuka uygun ve rasyonel davranmasıdır.

Yazarın Tüm Yazıları