‘Siyasi değil hukuki...’

BANK Asya’nın yönetimine el konulduğunda Başbakan dahil hükümet yetkilileri hemen açıklama yapma ihtiyacı duydular, “karar siyasi değil, hukuki” diye...

Haberin Devamı

Merkez Bankası’nın ve BDDK gibi kurumların bağımsız çalıştıkları konusunda herkesin güven duyduğu bir ülkede, mesela Almanya’da, Fransa’da böyle bir işlem yapılsaydı, hemen aceleyle “siyasi değil, hukuki” açıklamasına ihtiyaç duyulur muydu?!
Bizde iktidar buna ihtiyaç duydu, çünkü hiyerarşik bürokrasi dışındaki Merkez Bankası, BDDK, hatta yargı gibi kurumların siyasi müdahaleden ne kadar korunmuş oldukları konusunda yaygın şüpheler var.

GÜVEN FAKTÖRÜ

Bankacılık uzmanı değilim, söz konusu bankanın yapısı hakkında da bilgim yok; teknik bir değerlendirme yapamam.
Vurgulamak istediğim şudur: Kurumların siyasi baskı altında çalıştığına dair toplumda yaygın şüpheler varsa, hukuka uygun kararlar bile şüpheyle karşılanır.
Siyasi güç, beş ay önce “o banka battı zaten” diye ilan etmişse... Bankanın batması için yapılan yayınlar hakkında Bankacılık Kanunu uygulanmamışsa... Şimdi alınan kararın ne ölçüde siyasi, ne ölçüde hukuki olduğu konusunda elbette şüpheler olur.
İşte, Reuters “Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar gözündeki itibarını da zedeleyebilecek bir siyasi müdahale suçlamalarına neden olduğunu” belirterek haber yaptı.

Haberin Devamı

KURUMLARI HIRPALAMAK

Öteden beri endişelendiğim sorun, siyasi müdahaleler yüzünden kamu kurumlarının yıpranmasıdır. Kuvvetler ayrılığı zedelenip siyasi güç baskıcı hale gelirse, kurumlar da böyle güven kaybına uğruyor.
Dünyada hangi ülke var, kendi merkez bankasını bu kadar hırpalayan?!
Yargıya nasıl müdahale edildiğini dünya âlem AB’nin “2014 İlerleme Raporu”nda gördü, okudu!
Batacağı siyasi irade tarafından aylar önce ilan edilmiş bir bankaya bu işlem yapılınca “siyasi” şüphesinin doğması kaçınılmazdır.
Umarım yargının, Merkez Bankası’nın, BDDK gibi kurumların siyasi baskıdan uzak ve güvenilir olmalarının önemi şimdi anlaşılmıştır.
İktidarın bazı ideologları “İhtilal yaşıyoruz, siyaset hukuktan üstündür!” teorisinin şampiyonluğunu yapıyorlar. İktidarın “siyasi değil, hukuki” diye neden üst üste açıklamalar yapma ihtiyacı duyduğunu bu ideologlar umarım şimdi anlamış olsunlar. Siyasetin hukuka muhtaç olduğunu görsünler.

Haberin Devamı

SİYASETİN SINIRI

Her şeye siyaset öncelikli bakmak kültürümüzdeki bir zaaftır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kalıpların bugünkü Türkiye’ye dar geldiğini söylerken şu açıdan haklıdır: Türkiye’de siyasetin müdahale etmemesi gereken alanlar genişlemiştir: Hak ve özgürlükler, sivil toplum faaliyetleri, piyasa ekonomisi, basın ve üniversite gibi...
Modern demokrasilerde siyasi otorite bu alanlarda ancak kural koyar, yönetmeye kalkamaz.
Toplum böylesine çeşitlendiği için modern devletlerde merkez bankası bağımsızdır. BDDK ve Kamu İhale Kurumu gibi denetleme ve düzenleme kurulları siyasi otoritenin emrinde değildir.
En başta yargı bağımsızlığı tabii.
Niye? Çünkü bu alanlarda siyasi saikler değil hukukun üstünlüğü, ekonomik rasyonalizm, serbest rekabet, bireysel özgürlük gibi ilkeler hâkim olmalıdır da ondan...
Siyaset bu alanları da yönetmeye kalkarsa neler oluyor, ortada.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’NİN HUKUK SERÜVENİ

Bu fikirleri savunmak için yazdığım “Türkiye’nin Hukuk Serüveni” adlı kitabım iki ay içerisinde tükenerek 2. baskısını yaptı (Doğan Kitap). Hukukla ilgili bir kitabın bu ilgiyi görmesine ziyadesiyle sevindim, sevincimi sizlerle paylaşmak istediğim için bilginize sunuyorum. Kitapta fıkıhtan modern hukuka geçiş ve demokrasi tarihimizin başarıları ve sorunları ele alınıyor.

‘Siyasi değil hukuki...’
.

Yazarın Tüm Yazıları