Seçim tablosu

Haberin Devamı

KAMUOYU araştırmaları HDP’nin barajı aşacağı yönünde... KONDA’dan Bekir Ağırdır sandıktan dört partili bir tablo çıkacağını söylüyor. Metropoll’ün yöneticisi Prof. Özer Sencar da “HDP’nin barajı aşması çok yüksek bir ihtimal” diyor.
Aksine bir sürpriz olsa bile HDP oylarında ciddi bir artış olacağı belli.
Bu tabloyu iyi analiz etmek gerekir. Bilhassa iki parti bu tabloyu çok iyi analiz etmelidir, HDP ve AKP.

HDP OYLARI

Sadece HDP’nin Kürt tabanında değil, iktidara muhalif geniş kesimlerde de “HDP’nin barajı aşıp aşmaması” çok önemseniyor. Çözüm sürecinin özü, Kürt hareketini silahtan uzaklaştırıp siyasete çekmektir. Bu bakımdan parlamentoda temsil önemlidir.
Metropoll’e göre de HDP’nin parlamento dışında kalmasının çözümü zorlaştıracağını düşünenlerin oranı, yüzde 40’tır; kolaylaştıracağını düşünenlerin oranı ise, yüzde 19’da kalıyor.
HDP’deki artışın bir sebebi daha var: AKP’nin anayasayı değiştirecek çoğunluğu alması ihtimalinin yarattığı korku! İktidarın kuruluş ilkelerinden uzaklaşarak gittikçe otoriterleşmesi, basına ağır baskılar, sert ve kutuplaşmacı üslup bu korkuyu artırıyor. AKP karşıtlarının çok büyük çoğunluğu kendi partilerine bağlı kalıyor fakat bir bölümü Parlamento aritmetiğinde AKP’yi frenlemek için HDP’ye oy vermeyi düşünüyor.

Haberin Devamı

HDP İYİ OKUMALI

HDP bu tabloyu çok iyi okumalıdır. HDP’nin alacağı oylar tamamen Kürt hareketinin aldığı oylar olmayacaktır. HDP oylarının üçte bir, dörtte bir gibi bir bölümü çözüm süreci uğruna veya AKP’yi frenlemek amacıyla verilmiş olacaktır.
Bir bakıma “ödünç oylar”dır bunlar.
HDP bu oyları iyi analiz ederse, Kürt radikalizminden, seçim meydanlarında kullandığı ılımlı dile doğru içtenlikle bir değişim geçirmesi gerektiğini görür. Kitlelerle iletişim kuran Selahattin Demirtaş’ın “Biz dar bir alana hapsetmiştik kendimizi, artık buradan çıktık” demesi, Kürt hareketindeki bir dönüşümün değil de sadece kendi görüşünün ifadesi ise, kısa sürede tekrar o “dar alan”a kayarlar.
Temennim elbette HDP’nin ılımlılaşma, Türkiye’nin bütününe entegre olma yönünde değişmesidir.

Haberin Devamı

AKP DE DERS ALMALI

Böyle bir seçmen tablosundan AKP’nin alacağı ilk ders, yüzde 10 barajının HDP’yi motive etmiş olmasıdır. Yüzde 5’lik bir barajla daha sağlıklı ve asli eğilimleri yansıtan bir seçim tablosu ortaya çıkabilirdi.
AKP’nin alması gereken en önemli ders, toplumun çok büyük bir kesiminde yarattığı dışlanma duygusu ve otoriterleşme endişesidir. Bu yüzden “AKP’yi frenlemek” düşüncesi önemli bir dinamik haline gelmiştir.
AK Parti, 52 yıl iktidarda kalan Japon Liberal Demokrat Parti’nin siyasi olgunluğunu ve kapsayıcılığını gösteremedi.

NABİ HOCA SÖYLEMİŞTİ

Gezi olayları iktidarın sert tutumu yüzünden tırmandığında “Nabi Hoca”, Milli Eğitim Bakanı Prof. Nabi Avcı özetle şöyle demişti:
“Muhalefetin senelerce uğraşsa da başaramayacağı bir şeyi 5 günde başardık, bir araya gelmesi düşünülemeyecek olan çok farklı kesimleri, grupları, fraksiyonları toz duman içerisinde birbirleriyle buluşturduk...” (8 Haziran 2013)
Bu seçim döneminde de AK Parti iktidarı ve meydanlara inen Cumhurbaşkanı sert ve baskıcı konuşmalarıyla halkın şu veya bu orandaki çoğunluğunu “AKP’yi frenleme” düşüncesinde birleştirmiş görünüyor.
AK Parti’de sağduyu sahipleri, sesleri çıkmasa da elbette az değildir; bunlar “keskin sirke küpüne zarar verir” noktasına gelindiğini görmelidir.
Siyasi hayatımıza maalesef öfkeler hükmediyor. Aklın yolu ise itidaldir. Bakalım seçimlerden sonra aklın yoluna, yapıcı dil ve davranışlara dönebilecek miyiz?

Yazarın Tüm Yazıları