Paralel yargı

SUÇLAMALAR çok ağır, casusluğa ve hükümeti devirmeye teşebbüs suçuna kadar uzanıyor; ne kadarı gerçek ne kadarı siyasi propaganda, henüz bilmiyoruz.

Haberin Devamı

Hukukçu olarak benim bu aşamada söyleyebileceğim tek şey, hiçbir suç şüphesinin ihmal edilmeden üzerine gidilmesidir. Aynı zamanda soruşturmalar hukuka uygun yürütülmeli, iktidarın nefret söylemi adaleti yoldan çıkarmamalıdır. İşte bu noktada kaygılar var.

HSYK OPERASYONLARI

17 ve 25 Aralık soruşturmalarından hemen sonra, 15 Ocak’ta Adalet Bakanı’nın talebiyle, HSYK 1. Dairesi’nin iki üyesi değiştirildi... Hemen ertesi günü, 16 Ocak’ta HSYK 1. Dairesi, olağanüstü bir kararname çıkardı, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarını yürütenler dahil 20’ye yakın hâkim ve savcıyı başka yerlere atadı.
25 Ocak’ta Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirildi, savcının emrinde soruşturma yürüten polislerin soruşturmalar hakkında emniyet müdürlerine yani hükümete bilgi vermeleri zorunluluğu getirildi! Telefonlar açılarak da emniyet müdürlerine savcıların emirlerine uymamaları talimatı verildi.
Bu sırada çıkarılan diğer atama kararnamelerinin listesi HSYK sitesinde görülebilir.
11 Haziran’da büyük “Yaz Kararnamesi” çıkarıldı. Bütün kararnamelerde HSYK kendisinin Atama ve Nakil Yönetmeliği’ni çiğnedi! Yönetmelik, “bir yerde en az iki yıl hizmet” yapmadan hâkim ve savcıların atanamayacağını belirtir. Halbuki iktidarın rahatsız olduğu bütün soruşturmalarla ilgili savcı ve hâkimler “paralel” suçlamasıyla, “en az iki yıl” şartına bakmadan, hatta bazıları 6 ay için ikinci defa atanarak, tenzili rütbe ile cezalandırıldılar.
Twitter, YouTube, ÇED raporu ve atamalar gibi konularda yürütmeyi durdurma kararı veren idari yargı hâkimleri de nasiplerini aldılar bu kararnamelerde!

Haberin Devamı

SULH HÂKİMLERİ

Bu uzun hikâyenin son faslı, sulh ceza hâkimleridir... Tutuklama, tahliye, arama gibi kararları “düzene sokmak” isteyen iktidar, bu yetkileri yeni kurulun sulh ceza hâkimliklerine verdi... HSYK’da bakan tarafından atanmış bürokratlar yeni sulh ceza hâkimlerinin listesini hazırlayıp HSYK 1. Dairesi’nin önüne koydular. Daire bu atamaları yaptıktan sonra basın haberlerinden fark edildi ki, İstanbul’a atanan 6 sulh hâkiminden üçü, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarında bütün sanıkları tahliye eden hâkimlermiş! Bu tesadüf mü?!
“Paralel polisler” hakkında soruşturma, arama ve tutuklama kararlarını veren sulh hâkimi, bu üç hâkimden biri... Avukatlar itiraz ettiğinde karar verecek olan hâkim de bu üç hâkimden ikincisi!
Hâkimler polisleri tutuklarken veya serbest bırakırken doğru da yapmış olabilirler. Fakat baştan beri ortadaki tablo, yargıya siyasi müdahale tablosudur.
Hele hâkim ve savcıların boy boy fotoğraflarını yayınlayarak, onları hedef gösterip linç etmek!... McCarthy bile bu kadarını yapamamıştı. Sakin ve ağırbaşlı yasal soruşturma yolları varken gürültülü linç kampanyalarının yürütülmesini ayrı bir yazı konusu yapacağım.

Haberin Devamı

AKP’Lİ HUKUKÇULAR

Efendim, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları değildi, darbe girişimiydi... İyi ya, bırakın fezleke Meclis Komisyonu’nda okunsun, deliller sahte mi, gerçek mi ortaya çıksın...
Yargı ve emniyette “paralel” denilen sorunları hukukun sakin ve adil usulleriyle soruşturmak başkadır, iktidar paralelinde bir yargı oluşturmak başkadır! Bu ayırımı kaybetmek, Türkiye’nin adaleti hepten kaybetmesi olur!
Allah’tan korkarak... Tarihin hükmünden çekinerek bundan sakınmak lazım.
Manevi vebal olarak da, siyasi mesuliyet olarak da AK Partili hukukçular, sorumluluk sizdedir. Yapılanlar doğruysa kampanyaya siz de katılın! Yanlışsa, bir şeyler söyleyin.

Yazarın Tüm Yazıları