Özgecan...

SEVGİLİ Özgecan’ın annesi Songül Hanım, her anne gibi “sütünü içirip harçlığını verip” kızını üniversiteye göndermiş.

Haberin Devamı

Dönüşte minibüs şoförü tecavüz etmek istiyor. Zavallı Özgecan direnince onu gaddarca bıçaklayarak öldürüyor!
Vahşi hayvan yaptığının anlamını bilmez, karnını doyurur sadece. Bu cinayet vahşet bile değil, alçaklıktır, hunharlıktır!
Sevgili evladımız Özgecan’ı rahmetle anıyorum, kederli ailesinin yürekleri ateş gibi yakan ıstırabını paylaşıyor, taziyet diliyorum.

BABANIN KORKUSU

Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, kızlarına küçük biber gazı tüpü vermiş, bir saldırıyla karşılaşırlarsa kendilerini savunsunlar diye!...
Zavallı Özgecan’ın kullanmaya fırsatı olmamış.
Görüyor musunuz nasıl bir toplumda yaşıyoruz?! Annelerin, babaların endişesini görüyor musunuz?
Başka bir baba, katilin babası... Özgecan’a tecavüze yeltenip hunharca katleden alçak, babasından ve arkadaşından yardım istemiş, onlar da bu “yardım”ı yapmışlar. Özgecan’ın cesedini üçü birden yakmış, akıllarınca delilleri yok edeceklerdi!
Hiç mi vicdanınız titremedi! Kendi kızlarına böyle bir şey yapılsa ne hissederlerdi?
Toplumda yükselmekte olan şiddet ve tecavüz dalgasını, bunun temelindeki ilkel erkek egemen kültürün hastalıklarını çok iyi araştırmak zorundayız. Eğitimden hukuka ve hatta günlük dilimize kadar kendimizi sorgulamak zorundayız. Herhalde temel sorun kadına saygı, eşitlik, insan hakları, hak, hukuk alanlarındaki ilkelliklerimizdir.

Haberin Devamı

‘ADALET’ İHTİYACI

Gencecik yaşında hayatını kaybeden fakat manen ebedi bir sembol haline gelen kızımız Özgecan’ın annesi Songül Hanım’ın feryadına dikkat ettiniz mi?
“Ne olur iki-üç yıl yatıp çıkmasınlar!”
Taziyet için Başbakan Davutoğlu aradığında da Songül Hanım “adalet” istediğini söylemiş.
Suçların gereği gibi cezalandırılmadığı konusunda toplumumuzda yaygın bir tedirginlik var. “Güçlüler”in bir yolunu bularak adalete hesap vermekten kaçabilmeleri tedirginliği artırıyor.
Ceza Kanunumuzda modern hükümler getirildiği halde kadın katillerine verilen cezalarda indirimler yapılması da adalete güveni sarsıyor.
Herhalde bu olayda yargı “takdiren ve teşdiden” en ağır cezayı vermelidir; yeltenenler neyle karşılaşabileceklerini görsünler.

Haberin Devamı

‘ANOMİ’ ZAMANI

Toplumsal facia, kuralsızlığın, şiddetin görülmedik derecede yaygınlaşmış olmasıdır. Namus cinayetleri, kadın cinayetleri, tecavüz olayları, hatta 3-5 yaşındaki çocukların kaçırılıp öldürülmesi...
Adeta bir patlama yaşıyoruz.
Prof. Ali Çarkoğlu ve Prof. Ersin Kalaycıoğlu’nun Türkiye’deki “anomi”, yani kural tanımazlık konusunda bilimsel araştırmaları var. Kişiler kendilerini hangi inanç ve siyasete ait görürse görsün, değerlerin, kuralların içi boşalıyor. Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 85’i “kuralsızlık ortalaması”nı aşan tavırlar ve anlayışlar içinde! Sosyolojide buna “anomik toplum”, kuralsızlığın yaygın olduğu toplum deniliyor. (The Rising Tide of Conservatism in Turkey, s. 43-46)
Trafik kuralsızlığından, maganda kurşunlarından tutun da “adamını bulunca” her şeyin yapılabileceği düşüncesine kadar uzanan bu hastalıklı kültür, güç fetişizmi ve şiddet yaratıyor. Siyasetimizdeki kuralsızlıklar, haşin davranışlar ve “nepotizm” de bunun ürünü.
Uzun sosyal değişme sürecinde geleneksel değerlerin içinin boşaldığı, modern değerlerin yerleşmediği bir kuralsızlık aşamasındayız.
En çok çocuklar, genç kızlar, kadınlar, kimsesizler bunun kurbanı oluyor!
Benim umudum, kadın hareketinin gelişmekte olmasıdır.

Yazarın Tüm Yazıları