Milli irade

Haberin Devamı

ADALET ve Kalkınma Partisi’ni üç dönemdir iktidar yapan da milli irade idi, şimdi ona beklemediği bir seçim yenilgisini tattıran da milli iradedir.
Beklemediği diyorum, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisi için 400 milletvekili istiyordu!... İktidar partisi 276’yı bulamadı.
Bu seçimlerin iki galibi var; oylarını artıran MHP ve HDP...
Bu seçimin bir mağlubu var, yine açık ara birinci parti olmakla beraber büyük oy düşüşü yaşayan AKP...
CHP kazançlı olmadığı gibi kayıpta da sayılmaz. Bu tabloda açıkça bellidir ki, AKP’nin kaybettiği oylar MHP’ye ve HDP’ye gitti.

AKP NEDEN GERİLEDİ

AKP’nin bu kadar gerilemesinin sebeplerini otoriterleşme başlığı altında toplamak mümkün. Saraylarla, köşklerle özdeşleşen, muhalefet partilerini “Çete, Bizans kalıntıları, dış güçlerin maşaları” olarak niteleyen... Basına baskı yapan, tarafsız Cumhurbaşkanlığı forsuyla parti propagandası yapan...
Üstelik bir de başkanlık sistemiyle otoriterleşme endişesini büsbütün körükleyen bir iktidarın çoğulculaşmış bir Türkiye’de oy kaybetmemesi mümkün değildi.
Dinin siyaset meydanında kullanılması, samimi dindarların da tepkisini çekti.
AKP normale ve Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı sınırlarına çekilmeden ve kuruluşundaki ılımlı ruhuna dönmeden kolay kolay toparlanamaz.

Haberin Devamı

HDP’NİN OYLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süre muhafazakâr Kürtlerin sevdiği, bağlandığı bir lider oldu. Bu, Türkiye’de milli birliğin sosyolojik esasları bakımından Türkiye için çok önemli bir kazançtı.
Fakat şimdi kesin olmayan sonuçlara göre şu oylara bir bakın:
-Doğu Anadolu: 2011 ve 2015 seçimleri arasında AKP’nin oyları yüzde 51’den yüzde 36’ya düştü. HDP’nin oyları yüzde 26’dan yüzde 40’a çıktı. (2011’de bağımsızlar aday olmuştu.)
-Güneydoğu Anadolu: AKP’nin oyları yüzde 51’den yine yüzde 36’ya düştü. HDP’nin oyları yüzde 28’den yüzde 43’e yükseldi.
HDP’nin barajı aşması için toplumda bir enerji ortaya çıkmıştı. Bu enerjiyi yaratan, bizzat AKP’nin kendi kırıcı tavırları ve “başkanlık sistemi” sloganıyla netleşen otoriterleşme eğilimidir.

Haberin Devamı

KÜRT MESELESİ

HDP’nin seçim propagandasında kullandığı bir fragman vardı: İnsanlar eğlenip halay çekiyor, Selahattin Demirtaş onlara katılıyordu. Hiç PKK renklerine yer verilmemişti. Birkaç HDP mitinginde Türk bayrağının görülmesini Demirtaş “normalleşme” diyerek olumlu karşılıyordu. Demirtaş, Ahmet Hakan’a, “Biz dar bir alana hapsetmiştik kendimizi, artık buradan çıktık” diyordu. (27 Mayıs CNN Türk)
Bu tavırlar HDP’nin barajı aşmasını sağladı.
Dün gece de Demirtaş, “Türkiye partisiyiz” diye konuştu. İnşallah demeliyiz. Aksine davranışlar olursa HDP bu “emanet oylar”ı hemen kaybeder.
Kürt meselesinin gidişatı bakımından bu son derece önemlidir.

Haberin Devamı

SAĞDUYU ZAMANI

Sandıktan dört parti çıktı. AKP kibirli, otoriter, dışlayıcı, baskıcı ve anayasal teamülleri çiğneyen tavırları bırakmak zorundadır. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmelidir.
Türkiye’nin önünde ilk sorun hükümetsiz kalma ihtimalidir, esas sorun kutuplaşmaya kilitlenip kalma ihtimalidir.
Sandıktan tek başına iktidar tablosu çıkmamıştır fakat bu hükümet kurulmasına engel değildir. Anayasa’ya göre, hükümet kurmak için 276 oy şart değildir, 276 oy hükümeti düşürmek için şarttır. Koalisyonlar da mümkündür. Hükümet 45 günde kurulamaz da Cumhurbaşkanı’nın kararıyla seçimleri yenilemek yoluna gidilirse bunun sonucu da kimse için çantada keklik değildir.
Seçimlerden herkes ders almalı, demokrasinin bir itidal, uzlaşma ve kurallar sistemi olduğunu anlamış olmalıdır. Yeni dönemde ekmek-su gibi ihtiyacımız itidaldir, sağduyudur, uzlaşmadır.
Başta Cumhurbaşkanı, herkes parlamenter sistemin teamüllerine uymalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları