Merkez Bankası

MERKEZ Bankası bir süredir Cumhurbaşkanı tarafından ağır sözlerle eleştiriliyor. Faizi daha da indirmesini isteyen Sayın Erdoğan, son olarak “Başka bir yerlere karşı bağımlılığın mı var?” diyerek MB’yi hırpaladı.

Haberin Devamı

Halbuki meseleyi böyle gizli bağımlılık imalarıyla yersiz şüphelere maruz bırakmak yerine rasyonel bir çözüm yolu var: Cumhurbaşkanı bu tartışmayı dünya âleme sergilemez, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi uzman bakanların da katılımıyla sarayda Erdem Başçı’yı çağırıp konuyu müzakere edebilir, orada bir sonuca varılır ve konu kapatılır.
Hayır, böyle yapılmıyor, düşük faiz talebi olan esnaf ve tüccar karşısında MB sürekli hırpalanıyor!

NİYE BAĞIMSIZLIK?

Dünyanın da dikkatini çekiyor; S&P adlı uluslararası reyting kuruluşunun Türkiye uzmanı Elliot Hentov, “Merkez Bankası’nın yüzde yüz bağımsız olduğunu düşünmüyoruz, bu tarz riskleri de değerlendiriyoruz!” diyerek uyarıda bulundu! (25 Kasım 2014)
Merkez bankalarının bağımsızlığı modern ekonomi yönetiminin en önemli ilkelerinden biridir. Siyasi iktidarlar genel ekonomi programını hazırlayıp uygulamaya koyar. Fakat seçim düşüncesiyle piyasaya para sürmek yahut acil bir ihtiyacı karşılamak gibi sebeplerle iktidarlar makro dengeleri bozmasın diye, MB’ler bağımsızdır. Makro ekonomik şartlar müsait olmadığı halde siyasi emirle faizi indirmek piyasaya “ucuz para” çıkarır, seçimlerde çok da işe yarar! Fakat dövizin yükselmesi, mali dengenin zedelenmesi gibi sonuçlar sonraki yıllarda ciddi zorluklara yol açar.
Piyasa ekonomisi iktisatçılarının hocası Frederick von Hayek’in dediği gibi:
“Demokrasilerde seçilmiş iktidarları anayasa ve kanunlarla nasıl sınırlıyorsak, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile de sınırlamak gerekir; siyasi sıkıntılardan, beklenti ve çalkantılardan etkilenmeksizin kararlar alabilmesi için!”

Haberin Devamı

MİLYAR DOLARDAN DEĞERLİ

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı milyarlarca dolardan daha önemli bir iktisadi değerdir. Nitekim ekonomi bilgisi herkesçe takdir edilen Ali Babacan, bu konuda güven sağlamak için şu açıklamayı yapmıştı:
“12 yıldır Merkez Bankası’na şöyle yap demedim!” (17 Ocak)
Aşağıdaki sözler de yine Sayın Babacan’a aittir: “Kurumların kendi görev alanlarında tanımlanan şekilde asla taviz vermeden, uygulamalara devam etmeleri gerekiyor. Bu yapıldığı sürece önümüz açık.” (26 Mayıs)
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, arkasında seçmen kitleleri olduğu için değil, dünyaca takdir edilen maliye bilgisi sebebiyle vekil yapılıp Maliye Bakanlığı’na getirilmedi mi? İşte Şimşek’in sözleri:
“Bizim Merkez Bankası’na olan güvenimiz tamdır, o konuda en ufak bir tereddüt yoktur.” (14 Şubat)
Başbakan’ın ‘Hocam’ diye hitap ettiği Prof. Beşir Atalay’ın sözleri:
“Merkez Bankası Başkanı’na çok güvenirim ve çok başarılı da görev yapıyor.” (12 Şubat)

Haberin Devamı

YIPRATMADAN, TEŞVİK EDEREK

Merkez Bankası’nın işlevi konusunda elbette farklı görüşler olur; bunlar medyada, iş dünyasında, üniversite kürsülerinde tartışılır. Ama devlet katında bundan sakınmak gerekir. Hele de “Arkasında kim var?” gibi soru işaretleriyle milli bir kurum olan Merkez Bankası yönetimi hakkında şüpheler yaratmak çok yanlıştır. Mehmet Şimşek’in dediği gibi:
“Merkez Bankası da herkes gibi ülkenin yararına kararlar alıyor” (29 Ocak)
Önceki Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, başarısından dolayı 2009 yılında “Euromoney” tarafından “Yılın en iyi Merkez Bankası Başkanı” seçilmişti.
Ali Babacan kaç defa Merkez Bankamızda dünya çapında değerli iktisatçıların çalıştığını söylemedi mi? Hırpalamak yerine onlarla istişare etmek, onları motive etmek ülke için daha iyi olmaz mı?

Yazarın Tüm Yazıları