Listeler

AYŞE Böhürler herhangi bir aday değildi, fakat iktidar partisi onu aday yapmadı!

Haberin Devamı

Böhürler, 28 Şubat kâbusu sırasındaki dik ve medeni duruşuyla tanığım bir meslektaşımdır. Kadın hakları konusunda İslami kesimde öncü isimlerden biridir.
Böhürler’in “Duvarların Arkasında; Müslüman Ülkelerde Kadın” belgeseli bilhassa önemlidir. “Duvarların Arkasında” terimi, birçok sosyolojik ve tarihi gerçeğin özetidir. Buna isyan ediyordu.
Ayşe Hanım AK Parti’nin kurucusu oldu, yazılarıyla da destekledi. Fakat daima zihin bağımsızlığını korudu.
Zor zamanlarında kurucusu olduğu partisi, kudret zamanlarında ona listelerinde yer vermedi! “Vefa, liyakat...” falan filan...
Romancı sosyolog Fatma Barbarosoğlu’nun teşhisi şöyle:
“Vekil olmayı en çok hak eden isim Ayşe Böhürler idi. NOKTA! Ayşe Böhürler’in aday olamamasının tek sebebi var: Siyaset özne kadınları istemiyor.”

Haberin Devamı


NİYE İSTANBUL DEĞİL?


Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un Ordu’ya kaydırılmasını anlamak mümkün değildir. Sayın Kurtulmuş doğma büyüme İstanbulludur, Fatihlidir. Yıllarca Erbakan’ın partilerinde İstanbul il başkanlığı yaptı.
Değerli bir isim olduğu için partiye davet edilmiş, başbakan yardımcısı görevine getirilmişti. Önseçim olsa İstanbul’dan liste başı olurdu. Fakat “merkez” onu Ordu’dan liste başı yaptı! Onun yeri İstanbul olmalıydı, zira “taş yerinde ağırdır”.
Halbuki Sayın Kurtulmuş fevkalade ahlaklı, dürüst bir şahsiyettir. Sağduyuludur. Parti içinde güçlenmesi bir itidal faktörü olabilirdi!
Diyarbakır’da Abdurrahman Kurt kazanması zor olan bir sıraya konuldu, tepki göstererek adaylıktan çekildi.
Kurt, ikinci dönemde AKP milletvekiliydi, üçüncü dönemde aday yapılmamıştı, şimdi dördüncü dönemde yine seçilmesi zor bir yere konuldu. Halbuki bu dönem Türkiye’nin ona daha bir ihtiyacı vardı. Kürt sorununda “aklıselim”in simgesi bir isimdir, çözüm sürecinde çok olumlu rolü olurdu...

İKİ HUKUKÇU


Bazı hukuki görüşlerim farklı da olsa donanımlı iki hukukçudan bahsetmeliyim.
Anayasa tartışmalarıyla geçecek bir dönemde Rıza Türmen gibi bir hukukçu niye CHP listelerinden dışlandı?! AİHM’de yargıçlık yapmış bir hukukçuya her zamankinden fazla ihtiyacımız var halbuki.
Listeler kesinleşmedi, CHP bu hatasını telafi etmelidir.
Diğer hukukçu, AK Parti İstanbul 2. bölge adayı, Prof. Osman Can’dır. İki gün önce Akşam gazetesinde “Aslolan adalettir, sistemin adı değil” başlıklı bir yazısı çıktı. Sistemin parlamenter mi, başkanlık mı olduğu değil, “demokratik bir şekilde ve adalet talebine uygun” olup olmamasının önemli olduğunu yazdı. Sistem, demokrasi ve adalet ilkelerine uygunsa, “başkanlık sistemi de olsa, parlamenter sistem de olsa durum değişmez” diye vurguladı.
Çok doğru...

Haberin Devamı


SİSTEMİN İÇERİĞİ

Madem sistemin adı değil içeriği önemli... Peki, niye “bize göre başkanlık sistemi” dayatılıyor da... Niye sistemlerin özünü oluşturması gereken kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, evrensel hukuk ve demokrasi gibi ilkeler vurgulanmıyor?!
Aklın gereği mevcut parlamenter sistemin demokrasi ve adalet kalitesini yükseltmek midir? Yoksa, temel vurgusu evrensel değerler değil, “bize göre” olan meçhul bir sisteme toplumu zorlamak mıdır?
Yarın Meclis’te anayasa tartışmaları başladığında Osman Can’ın yazılarından ve kitaplarından alıntılar yaparak kuvvetler ayrılığını, yargı bağımsızlığını, hak ve özgürlüklerin evrensel içeriklerini savunacağım.
Tabii ki, hukuka değer veren herkes de Meclis’te evrensel hukukun savunulmasını en çok Prof. Can’dan bekleyecektir.

Haberin Devamı

NOT: CNN Türk’te “1914-1915” belgeselinin 4’üncü bölümü bu akşam saat 21.00’de yayınlanıyor. Okurlarımın bilgisine sunarım.

Yazarın Tüm Yazıları