Koalisyon protokolü

HÜKÜMETİN iki bakanı Reza Zarrab’la aynı fotoğraf karesinde yer almaktan rahatsız oldu.

Haberin Devamı

Halbuki Zarrab, savcı tarafından suçsuz görülerek hakkında “takipsizlik” kararı verilmiş bir vatandaştır. Dahası Zarrab’ın dahil olduğu dosyalarda TBMM de dört bakan hakkında Yüce Divan yargılamasına gerek olmadığına karar verdi.
Hem yargı, hem Meclis aklamış... Öyleyse niye iki bakan onunla bir arada görünmekten rahatsız oluyor?
Özellikle Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş gibi saygın ve dürüst bir politikacının şu sözlerine bakın:
Eğer önceden bu isme ödül vereceğimi biliyor olsaydım o karenin içinde yer almazdım. Ve bu karenin ortaya çıkmış olması, bu fotoğrafın ortaya çıkması inan ki herhalde en çok bana rahatsızlık vermiştir.”
Yargı ve Meclis kararlarına rağmen niye aynı karede yer almak istenmez? O kararlar vicdanlarda kabul görmediği için elbette. Normal bir yargılama yapılıp beraat etseydi böyle mi olurdu?

Haberin Devamı


ADLİ DEĞİL SİYASİ

Herhangi bir soruşturmada bir kararın “adli” değil, “siyasi” olduğu görülüyorsa, o karara “adalet” payesi vermek mümkün mü?
Kamuoyunda biliniyor, dosyaları kapattırmak için “yapboz kanunları” çıkarıldı. HSYK kadrosu kanun çıkarılarak değiştirildi! AYM kanunu iptal etti fakat geriye yürümediği için aynı kadro görevini sürdürdü. HSYK kendi yönetmeliğini çiğneyerek hâkim ve savcıları sağa sola sürdü.
Normal kararnameler dışındaki sürgün atamaları hâlâ devam ediyor!
Adalete güven mi kalır?
Dört bakan hakkında dosyalar Meclis’e geldi. Başbakan Davutoğlu “gidip aklansınlar” dedi. “Yüce Divan’a gidilirse her şey ortaya saçılır” dediler. Davutoğlu’nun cevabı “saçılırsa saçılsın” oldu. (Hürriyet, 23 Ocak 2015)
Fakat olmadı, 80’e yakın AK Partili vekilin Yüce Divan yönündeki oylarına rağmen “çoğunluk” ret kararı verdi.


‘SİYASETİN DIŞINDA’


Adliyede ve Meclis’te dosyalar böyle kapatıldı ama bakın, dürüst insanlar aynı karede görünmek istemiyorlar! Demek ki dosyalar kamu vicdanında kapanmamış. AK Parti’nin tepelerinde “neden oy kaybettik?” diye yapılan görüşmelerde, hemen herkes ilk sıralarda “yolsuzlukları, dosyaların kapatılmasını” zikrediyorlar.
Bu böyle devam edemez.
Deniz Baykal dün Meclis’i açış konuşmasında “hukuku ve adaleti siyasetin dışında tutma zorunluluğu temel bir noktadır” diye vurguladı. İnsanlık büyük acılardan sonra öğrenmiştir ki, toplumda huzur ve güven içinde yaşamanın ön şartı, tarafsız ve bağımsız yargıdır.

Haberin Devamı


HSYK’YA ÜYE SEÇİMİ


Bir koalisyon gündeme gelecekse, HSYK’yı nasıl ele alacaklarına kamuoyu olarak çok dikkat etmeliyiz.
HSYK seçimlerini AKP’nin elindeki Adalet Bakanlığı’nın örgütlemiş olması, ortaya “yürütmeyle uyumlu” bir HSYK çıkardı. Muhtemel bir koalisyonda Adalet Bakanlığı’nı CHP’nin veya MHP’nin alması halinde “taraf” değiştirebilir! Hayır, amaç bu değil, tarafsızlık olmalıdır. Koalisyon protokolünde “bağımsız” HSYK’yı oluşturacak ilkeler mutlaka yer almalıdır.
Yargıda seçimlerin yargıyı çürüttüğünü, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da söylemişti. AK Parti sözcüleri HSYK için “RTÜK modeli”ni istiyorlardı. Meclis’te azınlığa düşünce bundan vazgeçmiş olabilirler.
Doğrusu, siyasi etkiye kapalı bir sistem getirmektir. HSYK üyeleri her kademede objektif liyakat kıstaslarına ve kıdeme göre belirlenmelidir. O zaman siyaset de, cemaat de, yargıdaki çeşitli hizipler de HSYK’ya hâkim olamaz. Çoğulculuk, dolayısıyla bağımsızlık ve tarafsızlık oluşur.
Şunu da belirteyim, ben beş yıl önce de bunu savunuyordum. (Milliyet, 9 Nisan 2010)

Yazarın Tüm Yazıları