Hukuk ekmektir

Haberin Devamı

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, uzun bir süredir hukuk devletinin önemini anlatma çalışıyor, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını savunuyor, kaynakların inşaattan çok sanayie gitmesi gerektiğini söylüyor.
Önceki akşam Babıâli toplantısındaki sözleri şöyle:
“Demokrasi hemen yanı başında sağlam bir hukuk ile ancak ayakta durabilir. Yargı alanında ne kadar başarılı olursak demokrasimiz, ekonomimiz o kadar başarılı olacak. Eğer bu zayıf tablo devam ederse hem demokraside hem de ekonomide görmüş olduğumuz bu tabloyu bile mumla arar duruma geliriz. Su ve ekmek nasıl ihtiyaç ise hukuk da aynen öyle bir ihtiyaç.”
Çok açık, değil mi?

HANGİ HUKUK?

Sayın Babacan’ın şu sözleri de ‘Hangi hukuk?’ sorununa verilmiş doğru cevaptır:
“Yargının, mutlaka ve mutlaka evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde, Anayasa, yasalar ve belki de daha önemlisi vicdan ile hareket etmesi gerekiyor... Biz evrensel hukuk normlarını baz alan bir sistem arzu ediyoruz.”
Sayın Babacan bir yıl önce de “Tek çaremiz AB hukukudur, evrensel hukuktur” diye uyarıda bulunmuştu. (24 Nisan 2014)
Ne hazindir ki bu konuşmaları yapan, Adalet Bakanı değildir!
Ekonominin bakanıdır.
Cumhurbaşkanı, “Kırmızı Kitap”a göre “Yargı mercilerinin de bakışı değişecek” diyor, hatta “muhtemelen” hâkim ve savcı tutuklamalarının olabileceğini söylüyor! (11 Mayıs)
İktidar yanlısı gazete, meslekten atılan hâkim ve savcıların haberini “Silivri Göründü!” manşetiyle veriyor. Yargının “muhtemel” kararlarını yürütme açıklıyor!

Haberin Devamı


KIRMIZI KİTAP

Kırmızı Kitap yürütme erkine ait siyasi bir belgedir, yargının gözünde “yok hükmünde”dir.
28 Şubat’ta Kırmızı Kitap “İrtica öncelikli tehlikedir” diye yazarken de böyleydi, bugün de böyle. Güç kimdeyse “Kırmızı Kitap” ona göre değişebilir ama adalet ona göre değişemez. Adaletin tek referansı, Babacan’ın vurguladığı gibi, “mutlaka ve mutlaka evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde, Anayasa, yasalar ve belki de daha önemlisi vicdan”dır.
Temeldeki felsefi tercih şudur: Hukuk siyasetten üstün müdür, değil midir?
Siyaset hukuktan üstünse, 28 Şubat yargısını nasıl eleştirebilirsiniz? Sadece “bana karşıydı” diye?
Bugün yargının Kırmızı Kitap’a göre davranmasını nasıl alkışlayabilirsiniz? Sadece “benden yana” diye!
Bunu mu istiyoruz, evrensel hukuka göre çalışan, adaleti üstün tutan bir yargı mı?

Haberin Devamı

‘HUKUK DEVLETİ’

Yaklaşık bir buçuk yıl önce, AB kurumları Türkiye’de yargı bağımsızlığına müdahale edildiği yönünde eleştiriler yayınladığında, bunun ekonomimizi kötü etkileyeceğini belirterek şunları yazmıştım:
Kopenhag Kriterleri denilen temel hukuk ilkelerine bağlılığı evrensel hukuk kurumlarında sorgulanan bir ülke durumuna düşersek, Sayın Ali Babacan sermaye için güven verebilir mi, ekonomiyi yönetebilmesi mümkün olur mu?!
Onun için çağımızda hukuk ekmektir.”(
18 Ocak 2014)
Geçen bir buçuk yılda hukuk ve ekonomi iyiye mi gitti, kötüye mi?
İsteyen, hukukta nasıl gerilediğimizi görmek için “2014 AB İlerleme Raporu”na, ekonomiyi görmek için küçülen büyüme rakamlarına bakabilir.
Ekonomideki sıkıntının tek sebebi hukuka güvenin “yüzde 20’nin altına” düşmesi değildir fakat önemli bir etkendir.
Bu hayati meseleye iktidar ya da cemaat gözlüğüyle değil, “hukuk devleti” kavramının dayandığı temel ilkeler açısından bakmalıyız. Unutmayalım, hukuk ekmektir.
Seçimlerden sonra Ali Babacan gibi ilkeli ve bilgili bir ekonomistin yerine, aynı güveni vermeyecek biri gelir mi? Asıl o zaman “bugünleri mumla ararız”, Allah korusun.

Haberin Devamı

NOT: CNN Türk’te yayınlanan ‘1914-1915’ belgeselinin TEHCİR konulu son bölümü bu akşam saat 21.00’da. Okurlarımın bilgisine.

Yazarın Tüm Yazıları